Sevgili okurlar,
Türkiye “ilginç” bir ülke?
“İlginçliği” her gün, gündeme düşen haberlerin içeriğinde aramak gerekir, elbette!
İnanılır gibi değil?
Ülkenin Cumhurbaşkanı, 20 Yıl sonra yine gündeme damga vuran bir laf etti?..
Aslında ettiği çok laf var da, bu “helalleşme”  istemi de, bu saatten sonra,”kabul görür mü” bilmem!
Milliyetçi ve ülkücü cenahtan bir dostum Brüksel’e gelmişti..
Türkiye’de AK Parti iktidarı yılları başlıyordu..
Herkes, yeni hükümeti ve hükümetin önderleri hakkında konuşuyordu..

ABDESTİNDEN ŞÜPHE ETMEDİKLERİMİZ?
Arkadaşım, eğildi dizlerini gösterdi, “artık dizleri ütüsüz, alnı seçdeye gidenlerin iktidarı başlıyor..Türkiye’i yi güzel günler bekliyor..Bunlar ki, abdestin şüphe etmediklerimiz” dedi..
Şaşırdım, gözlerine bakakaldım..
Zira, iktidar partisi ve önderleri ile uzaktan yakından ilgisi yoktu..
Son gördüğümde, partiyi ilk terkedenlerden biri olduğunu öğrenince, şaşırmadım değil..
Bir başka gelişmede bizleri şaşırttığı gibi, inanın Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızı bile şaşırtmıştı?
Neden mi?
Neden olacak?

BAHÇELİ’NİN BEŞİKTAŞ ÜYELİĞİ?
Bunca karşıt laf lakırtısından, eleştiri ve karalamadan sonra, iktidar partisinin küçük ortağı olma başarısı gösteren, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Beşiktaş üyeliğinden” istifa etmiş!
Allah, Allah, niye ki?
Niye olacak,” son Fenerbahçe-Konyaspor maçında tribünlerin koru halinde, bu defe yönetime değil, hükümete istifa çağrısında bulunması”, Bahçeli’nin gücüne gitmiş?
Vay ki, ne vay?
Bizimkisi, mudat salı grup toplantısı konuşmalarını beklemeden bir açıklama ile “Beşiktaş üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu ve maçların seyircisiz oynanmasını, hatta bu koro halindeki tezahüratların elebaşılarının yakalanmasını” istedi..
Salı geldi çattı, Devletlümüz bu sefer, “Karagümrüklü” olduğunu açıkladı..
Karagümrüklü Bahçeli!
Yarına, Allah kerim!

FENERBAHÇELİ ERDOĞAN?
Benim merak ettiğim, koyu Fenerbahçeli olan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “bu tezahüratlara sessiz kalırken, yani Fenerbahçe üyeliğinden istifa etmezken”, yıllardır unutulmuş olan,“istifa” müessesini hatırlatan MHP Lideri Devlet Bahçeli, bu çıkışı ile “bir mesaj vermiş” olmasın?
Yani “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit” türünden bir mesajmıydı bu!?

HELALLİK İSTİYORUM!
Uzatmayalım, Karasulu kadim dostum, bizim kuşaktan iş insanı, bir koltukta çok mesleği barındıran Erdal Bıçakcı kardeşim de kendi sanal köşesinden “helallik istiyorum” diye tutturdu..
Hayrola Erdal usta?
Neyin helalliği bu?
“Karasu Lisesi birinci sınıftaki yıllarımda; çok yaramaz tabir edilen cinsten bir öğrenciydim.
Evde beş kardeştik.
Annem ev kadını.
Babam devlet memuru.
Varlıklı değiliz.
Babam mal edinmekten çok, eğlenmeyi ve içmeyi seven biriydi. Karasu'da, o yıllarda bir çok içkili restaurant vardı.
Halkın çoğu içer ve eğlendirdi.
Babamızı, evde pek görmezdik.
Okul harçlığı falan da bilmezdik.
Zaten okullarda kantin falan da yoktu.
Ara, sıra kuru simit satan, satıcılar okul bahçesine gelir, bazen de halka tatlısı satanlar geçerken uğrardı.
Bir gün okula gideceğim; cebimde beş kuruş yok. Annemden istedim. O bana terlik fırlatarak yanıt verdi. Arkamdan da bir sürü küfürü sıralamıştı.
Okula geldim.
Moralim bozuk.

PARASIZIM?
Parasızlığıma çözüm arıyorum.
Eğitim yılı da yeni başlamıştı.
Aklıma bir fikir geldi.
Sınıf defterinden öğrenci listesini beyaz bir kağıda yazdım. Arkadaşlara teker teker uğrayıp, Kızılay koluna tayin edildiğimi anlattım.
Okulun en sert öğretmenin de Kızılay eğitsel kol öğretmeni olduğunu söyledim. Çünkü korkup hemen ödesinler istiyordum. Yıllık yardımı bir lira olarak açıkladım.
Bir lira itlraz etmeden ödenecek bir miktardı.
Zaten bizim vatandaşımız fazla sorgulamaz. Çok ta duygusaldır. Fiyat ucuz gelmiş olacak ki hemen herkes birer lirayı ödedi.
40-50 Liraya yakın param olmuştu.
Memur maaşlarının, ortalama 250 lira olduğu blr dönem için az bir para sayılmazdı.
Bir kaç günlük harçlığımı toplamıştım.
Aradan bir hafta geçmişti.

KIZILAY İÇİN PARA?
Edebiyat öğretmenimiz Mustafa Duman Kızılay pulları ile sınıfımıza gelerek Kızılay için para toplanacağını duyurmaz mı? Komaya girmiştim!.
Arkadaşlar şaşkın, biraz da kızgın, birbirlerine bakarak, itiraz etmeye başlamıştı.
"Hocam biz Kızılay parasını Erdal Bıçakcı'ya vermiştik" diyorlardı.
Hapı yutmuştum!
Öğretmenimiz şaşkın bir şekilde bana doğru bakmaya başlamıştı.
Yanıt arıyordu.

YEŞİLAY AKLIMA GELDİ?
Aniden ayağa kalkıp, yüksek sesle ve kızgın "hocam bunlar şaşırmış, ben Kızılay için değil, Yeşilay için para toplamıştım" dediğimde, arkadaşların sesi kesildi.
Öğretmenimiz de, bir an önce derse başlayacağı için konuyu eşelemeden, bir arkadaşa pulları teslim etti.
“Ohh” çekip; arkama yaslanıp, keyiflenmiştim.
Günümüzde Kızılay'ın yaptıklarını öğrenince, o günler geldi aklıma.
Bu olaydan dolayı, uzun süre vicdan azabı çekmiştim.
Baktım, Cumhurbaşkanım “helallik” istiyor.
Ben de fırsat, bu fırsat deyip, “helallik” istiyorum!”

UNUTURUZ DEĞİL Mİ?
Mutlaka çinizde çok “helallik” isteyenlerimiz vardır?
Asıl olan,”millete verdikleri sözü tutmayıp, har vurup harman savuran siyasilerden tutun, devletin önemli kurumlarında görev alıp, görevini suistimal edenlere kadar”, çıkıp herkes “helallik” isterse, geride kalanların hali ne olacak?
Unuturuz değil mi?
Bu acıyı, bu felaketi, bu ölümleri, bu beceriksizliği, Kızılay’ı, AFAD’ı, siyaseti, iktidarı, Devlet Bahçeli’yi ve diğerlerini?..
Kimleri, unutmadık ki?

İKİNCİ EL ÜRÜNLER?
Çalanın, talanı yapanın, yalanı sıkanın yanına kar kaldığı bu günlerde geçer..
Yarınlarda, torunlarımız anlatacak, Erdal Bıçakcı’nın ki gibi hakeyelerimiz mi olur, masallarımız mı, yaşanmışlıklar mı?
Ençok ta, Brüksel’de, Köln’de, Roterdam’da, Viyana’da, Berlin’de, Londra ve diğer ülkelerde, Avrupalı Türklerin topladığı yardımlar, “ikinci el ürün” olarak, Kızılay’ın diğer şirketlerinin depolarına  “satılmak üzere “gitmiş!?
İddia ile Türkiye çalkalanıyor?
Kızılay yardımları ile değil, ticaret anlayışı ile gündemde..
İnşallah, haberler yalan çıkar!
Yusuf Cinal yazıyor, 2 Mart 2023