Görme yetisi, dünyayı keşfetmemize ve bilgi edinmemize yardımcı oluyor. Göz sağlığının korunması, görme yetisinin devamlılığı için hayati önem taşıyor. Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Efekan Coşkunseven, “Görme yetisinin bozulması, günlük yaşamı zorlaştırıyor ve bağımsız hareket etmeyi engelliyor yani kişinin yaşam kalitesi ciddi şekilde etkileniyor. Yapay zeka ve lazer teknolojileri gibi gelişmeler, göz hastalıklarının tedavisinde fark oluşturuyor” dedi.
Göz hastalıklarının tedavisinde son yıllarda önemli teknolojik ilerlemeler kaydediliyor. Bu yenilikler, tedavi süreçlerini daha etkili, hızlı ve hasta dostu hale getiriyor. Bilgisayar destekli lazer tedavilerine ek olarak günümüzde yapay zeka, göz hastalıklarının hem teşhisinde hem de tedavisinde kullanılmaya başlandı. Türkiye’de de göz hastalıklarındaki yeni teknolojiler dünyadaki gelişmelere paralel olarak takip ediliyor. Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden. Doç. Dr. Efekan Coşkunseven, gelişen teknolojilerin önemini vurgulayarak şunları ekledi:
“Göz topograficihazı gibi gelişmiş teknolojiye sahip cihazlar aynı yapay zekânın yaptığı gibi bütün ihtimalleri değerlendirip en doğru sonucu ortaya çıkarabilir. Eskiden bir resme bakıp karar verilirdi şimdi ise cihazlar bu resme bakarken korneanın en ince noktasını bulup, sonra bu en ince noktanın diğer kalın noktadan ne kadar farkı olduğunu bulabiliyor. Hastanın göz numaralarını, yaşını, bu yaştaki diğer insanlarla karşılaştırıp rafine bir sonuç ortaya çıkartır. Bütün bu bilgiler ışığında belirli bir rakamsal değer elde edip hastanın risk ölçüsü bulup, bu hasta keratakonus için riskli diyebilmektedir. Lazerle göz ameliyatlarında hastanın keratakonusu olup olmaması büyük önem taşır. Bu cihaz, çeşitli göz hastalıklarının teşhisinde, tedavi planlamasında ve cerrahi operasyonlarda kritik bir rol oynar.”
İris tanıma teknolojisi
Doç. Dr. Efekan Coşkunseven, göz hastalıklarının tedavisinde önemli bir yeri olan lazer teknolojilerinin daha önce sadece gözü takip ettiğini ama gözün kendi ekseni etrafında dönmesini takip edemediğini belirterek şunları söyledi:
“Şimdi iris tanıma teknolojisini öyle bir hale geldi ki; cihaz göze kitlenerek, gözle beraber dönmektedir. Böylece astigmatın tedavisi başarılı bir şekilde yapılabilir. Eskiden hastanın sadece gözlük numaralarını girilerek ameliyat yapılıyordu, yani sadece hastanın gözlük numaraları düzeltilebiliyordu. Göz Numaraları; gözün ön - arka çapının uzunluğu, lensin kırıcılığı ve korneanın kırıcılığının sonucunda oluşur . Lazer operasyonlarında bütün bu veriler kullanılarak ameliyat yapılmakta, sonrasında ise hastalar gözlüklerinden kurtulabilmektedir. Lazer operasyonlarıyla gözdeki aberasyonlar da (ışığın gözde dağılma problemleri) düzeltilebilmektedir. Eskiden astigmat tedavileri gözün kendi ekseni etrafında dönmesi tespit edilemediği için en zor tedavi idi şimdi 6 dereceye kadar astigmat tedavileri yapılabilmektedir. Yine katarak ameliyatlarında bundan 20 yıl önce kornea 7- 8 milimetre kesilip, katarakt çıkarılıp, dikiş atılırdı. Hasta 4-5 gün hastanede yatardı. Şimdi gelinen noktada hasta sabah geliyor, kan tahlilleri alınıyor, ameliyata giriyor, ameliyattan sonra gözü açık bir şekilde hastaneden çıkış yapabiliyor.”
Katarakt ameliyatlarında Femtosaniye lazer yöntemi
Göz hastalıklarının Katarakt tedavisinde güncel yöntemlerden biri olan femtosaniye lazer teknolojisiyle ilgili de bilgiler veren Doç. Dr. Coşkunseven, şunları söyledi:
“Katarakt cerrahisinde kesilerin daha hassas bir şekilde yapılmasına imkan tanıyan en güncel yöntemlerden biri femtosaniye lazerdir. Bu teknolojide cihaz hastanın gözlerinin 3 boyutlu resimlerini çeker. Saniyeler içerisinde kornea kesileri, merceğin ön kapsülünün kesilmesi kusursuza yakın, doğru lokasyonda, doğru çapta yapılırken, hastanın astigmatı içinde kapsülde lazer tarafından işaret konmaktadır. Özellikle sert kataraktlarda, katarakt lazer tarafından küp küp kesilerek lazer sonrası yapılan fakoemülsifikasyon yöntemi de daha az enerji kullanılmasını sağlar. Saniyeler içinde Femtosaniye lazer yöntemiyle kornea girişi, kapsülün istenilen şekilde kesimi, kataraktın parçalanması yapıldık sonra hasta fakoemüsifikasyon yöntemiyle katarakt parçalarının temizlenerek lensin göz içine takılması bölümüne alınır.”
Hastanın bu sırada hiçbir acı hissetmediğini ileten Doç. Dr. Efekan Coşkunseven, “Femtosaniye lazer milimetrik hesaplamalar yaparak ameliyatın başarısını artırmakta hem hekimlere hem de hastaya konfor sağlamaktadır. Göz içi lensler de yine son yıllarda gelişen ve hastaların görme kalitesini artırmayı hedefleyen yenilikçi çözümlerdir. Katarakt ameliyatı sırasında göz içine yerleştirilen lensler, yalnızca kataraktı tedavi etmekle kalmaz, aynı zamanda uzak ve yakın görmeyi de iyileştirebilir. Multifokal (Edof veya trifokal) lensler, hem uzak hem de yakın görüşte netlik sağlayarak gözlük ihtiyacını azaltır. Bu teknolojiler, göz hastalıklarının daha etkin bir şekilde tedavi edilmesine imkan tanırken, hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedeflemektedir” diye konuştu.