Erzurum Valiliğince kültürel ve doğal miras değerlerinin korunması konusunda bir genelge yayınlandı.
Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi tarafından yayınlanan genelge doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşları bilgilendirildi.
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar binlerce yıllık uygarlık tarihi içinde insanın doğrudan doğruya veya doğa ile birlikte oluşturduğunu ve bugün “tarihi, kültürel ve doğal miras” olarak adlandırdığımız değerlerin korunması, çağımızda insanlığın ortak sorunu olan ve üzerinde önemle durulması gereken bir konu olduğu belirtilen genelge ile “Kültür varlıkları tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır. Bu genel emrin amacı; ilimizde yer alan kültürel ve tarihi miras değerlerimizin korunması, bu alanlarda suç unsurlarının önlenmesi, gelecek nesillere kültürel değerlerimizin aktarılmasında kamu kurum ve kuruluşlarının iş birliği ile huzur ve güven ortamının oluşturulması ve kamu esenliğinin sağlanmasını amaçlar” ifadelerine yer verildi.
Kültürel ve doğal miras değerlerinin korunması hakkında valilik genel emri şöyle;
“Erzurum’un doğusunda bulunan Deveboynu Geçidi, kuzeyinde bulunan Gürcü boğazı, güneyinde bulunan Palandöken geçidi; Ağzıaçık, Büyük Palandöken, Büyük Höyük, Çobandede, Dolangez, Gez, Aziziye -I, Aziziye-II, Aziziye III, İlave, Karagöbek, Küçük Palandöken, Küçük Höyük, Mecidiye, Sivişli, Şahappaşa, Toparlak, Uzunahmet, Büyük Kiremitlik, Küçük Kiremitlik, Ahali, Sütnişan, Orta Höyük tabyalarımızın korunması, koruma altına alınan alanlar ve yetkili makamlarca koruma altına alınacak alanlar ile bu alanlara ulaşım yollarını kapsadığı belirtilerek, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 5442 İl İdaresi Kanunu, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, 5236 Kabahatler Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 5996 Veteriner Hizmetleri Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ve Milli Parklar Yönetmeliği’ne dayanılarak bu genel emir yayımlanmıştır.
Anayasanın 63’üncü maddesinde; “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.”
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9’uncu maddesinde; “Vali, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve diğer mevzuatın neşir ve ilanını ve uygulanmasını sağlamak ve talimat ve emirleri yürütmekle ödevlidir. Bu işlerin gerçekleştirilmesi için gereken bütün tedbirleri almaya yetkilidir.
Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve diğer mevzuatın verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için valiler genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler.
İlin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur.
Vali, Devlet, il, belediye, köy ve diğer kamu tüzelkişiliklerine ait genel ve özel mülklerin yangın ve benzeri tehlikelere karşı korunmasını, iyi halde tutulmasını, değerlenmesini ve iyi halde idaresini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını ilgililerden ister ve denetler.
5442 sayılı İl İdaresi Kanun’un 11’inci maddesinde; “İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır. Vali, kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hâllerde on beş günü geçmemek üzere ildeki belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlayabilir; belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini düzenleyebilir veya kısıtlayabilir ve ruhsatlı da olsa her çeşit silah ve merminin taşınması ve naklini yasaklayabilir. Bu fıkra kapsamında alınan ve ilan olunan karar ve tedbirlere uymayanlar hakkında 66’ncı madde hükmü uygulanır.”
5442 sayılı İl İdaresi Kanun’un 66’ncı maddesinde; “İl genel kurulu veya idare kurulları yahut en büyük mülkiye amirleri tarafından kanunların verdiği yetkiye istinaden ittihaz ve usulen tebliğ veya ilan olunan karar ve tedbirlerin tatbik ve icrasına muhalefet eden veya müşkülat gösterenler veya riayet etmeyenler, mahallî mülkî amir tarafından Kabahatler Kanununun 32’nci maddesi hükmü uyarınca cezalandırılır. Ancak, kamu düzenini ve güvenliğini veya kişilerin can ve mal emniyetini tehlikeye düşürecek toplumsal olayların baş göstermesi hâlinde vali tarafından kamu düzenini sağlamak amacıyla alınan ve usulüne göre ilan olunan karar ve tedbirlere aykırı davrananlar, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”
Milli Parklar Kanunu’nun 14’üncü maddesinde; “Bu sahaların özelliklerinin kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile toprak, su ve hava kirlenmesi ve benzeri çevre sorunları oluşturacak iş ve işlemler yapılamaz, Tabii dengeyi bozacak her türlü orman ürünleri üretimi, avlanma ve otlatma yapılamaz,”
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 9’uncu maddesinde; “Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşaî ve fizikî müdahalede bulunulamaz, bunlar yeniden kullanıma açılamaz veya kullanımları değiştirilemez. Esaslı onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler inşaî ve fizikî müdahale sayılır.”
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 10’uncu maddesinde; “Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve bunların her türlü denetimini yapmak veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve valiliklere yaptırmak, Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir.” hükmü yer almaktadır.
İşbu Genel Emir kapsamına giren yerlerde, tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulamaz, yaban hayatı tahrip edilemez, bu sahaların tarihi, kültürel ve ekolojik özelliklerinin kaybolmasına, değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile toprak, su, hava kirlenmesi vb. çevre sorunları oluşturacak iş ve işlemler yapılamaz.
Korunan alanlarda bulunan her türlü donatı elemanına zarar verilmesi yasaktır.
Söz konusu sahalarda yer ateşi yakmak yasaktır.
Korunan alanlarda çevreyi rahatsız edecek şekilde ses yayını yapmak, gürültü çıkarmak, kavga etmek gibi çevreye rahatsızlık verici davranışlarda bulunmak yasaktır.
Bu sahalarda doğal görselliğin, kamu sağlığının, çevre temizliğinin ve trafik güvenliğinin korunabilmesi ve sürdürülebilmesi amacıyla ilgisine göre Tarım ve Orman Bakanlığı 13. Bölge Müdürlüğü veya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından belirlenen yerler dışında ve söz konusu sahalara ulaşım yolları üzerinde yetkili kurumlardan izin ve ruhsat almaksızın her türlü sabit ya da seyyar ürün satışı yapmak, seyir alanı oluşturmak, alan işgal etmek, barınak oluşturmak yasaktır.
Korunan alanlar içinde otlatma yapmak ve hayvan yatırmak yasaktır.
Korunan alanlarda ticari amaçlı her türlü film, fotoğraf ve drone çekimleri özel izne tabi olup ilgisine göre Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nden veya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden izin almadan çekim yapılması yasaktır.
Burada belirtilmeyen durumlarda da Tarım ve Orman Bakanlığı 13. Bölge Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü; Valilik ve diğer ilgili makamlarla istişare ederek her türlü tedbiri almaya yetkilidir.”
Söz konusu genelgenin yayınlandığı tarihten itibaren yürürlüğü girdiği
alınan kararlara uymayanlar hakkında; fiilleri ayrıca bir suç oluşturması halinde gereğinin yapılması saklı kalmak kaydıyla, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve ilgili diğer kanun hükümlerine göre cezai işlem uygulanacağı belirtildi.