Van’da bilişim uzmanı Bilgin Berge, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği siber saldırıyı değerlendirerek, “Haberleşme özelliği olan her şey risklidir. Özellikle radyo frekanslarının herkes tarafından kolayca kullanılmaması gerekiyor” dedi.

İsrail’in Lübnan’a düzenlediği siber saldırıda iletişim cihazlarının patlatılması sonucu 9 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi de yaralandı. Siber saldırı sonrası ‘Pager’ olarak adlandırılan ve Hizbullah tarafından kullanılan iletişim cihazları gündem olurken, uzmanlar bu konuda uyarılarda bulundu. Van’da 19 yıldır bilişim sektöründe hizmet veren 4B Yazılım sahibi Bilgin Berge, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği siber saldırıyı değerlendirerek, “Herkesin dilinde bu aralar telefon patlatma olarak geçiyor ama bu bir çağrı cihazı. Öncelikle çağrı cihazı ile telefonları birbirine karıştırmakta fayda var. Günümüzdeki telefonlar sim kartla çalışır, dolayısıyla burada bir baz istasyonu vardır, çağrı cihazları ise radyo frekansları ile çalışır. Dolayısıyla burada da bir kablosuz haberleşmeden bahsediyoruz. Kablosuz haberleşme olduğu için bu baz cihazlara erişmek oldukça basittir. Böyle bir saldırı mümkün tabi, burada saldırının ne şekilde yapıldığını irdelemekte fayda var. Ben kendimce ufak bir araştırma yaptım. Öncelikle cihazları üreten firma, cihazların kendileri tarafından üretilmediği yönünde bir açıklama yapmış. Lisans verdiği bir firma tarafından üretildiği yönünde açıklama yapmış. Yine bu firmanın internet sayfasında, hakkımızda sayfası ile ürün sayfasının erişilemez olduğunu görmekteyiz. Firma, cihazın teknik özelliklerini, cihaz görsellerinin çok fazla yayılmasını istemiyor. Yüksek ihtimalle çağrı cihazlarına saldırmak isteyenler, bu çağrı cihazlarının sinyallerini tespit ettiler. Daha sonra aynı sayıda cihaz ürettirdiler. Zaten bu cihazlar 95 gram ağırlığında olduğu için en fazla 10-20 gram patlayıcı kullanabilirsiniz. Patlama riski daha fazla olan batarya yerleştirildiğini düşünüyorum. Dolayısıyla firma, sosyal mühendislik yöntemiyle tespit ettiği cihazlara sahte bir mesaj atarak cihazların değiştirilmesini istemiştir. Böylelikle kullanıcılar da cihazlarını değiştirmişlerdir ya da o an bir değiştirme noktası belirlemişlerdir. Dolayısıyla saldırı yapacakları günü beklemişlerdir. Burada da şuna dikkat etmişlerdir. Cihazlar aynı frekansa geldiler mi? Yoğunluk var mı? Ona bakmışlar. Çünkü patlatılan cihazların hepsinin benzer lokasyonlarda olduğunu görmekteyiz. Bu frekanslar birbirine yaklaştı. Arka tarafta saldırganlar bir sinyal gönderdiler. Tabi bu sinyal bir mesaj olabilir, sesli komut da olabilir. Ardından da cihazlar kendilerini patlatmışlar. Durumun böyle olduğunu düşünüyorum” dedi.

Haberleşme özelliği olan her şeyin riskli olduğuna dikkat çeken Berge, “İnsanlar bir sırrını bile başkasına anlattığında, o sırrının dahi başkalarına gittiğini görmekteyiz. Dolayısıyla riski azaltabiliriz. Bunun içinde radyo frekanslarının herkes tarafından kolayca kullanılmaması gerekiyor. Yetkililer tarafından bunun denetlenmesi gerekiyor. Otoparklarda radyo frekansları kullanılıyor ve herkeste buna çok rahat ulaşabiliyor. Bunların yetkilendirilmesi, en azından denetlenmesi gerekiyor. Çünkü saldırganlar sürekli tetiktedir ve sürekli bir yerlere saldırma peşindeler. Böyle olunca da bir şeyler ele geçiriliyor” diye konuştu.

Kaynak: iha