Son Cinayetler Kamuoyunu Sarsmaya Devam Ediyor

İstanbul’da 4 Ekim 2024 Cuma günü yaşanan ve 19 yaşındaki iki genç kadının yarım saat arayla katledilmesi, toplumda büyük bir infiale neden oldu. TMMOB Sakarya Şubesi, bu acımasız olayların, ülkedeki kadınların hayatlarının nasıl tehdit altında olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti. Failin psikolojik sorunları olduğuna dair iddiaların, olayın münferit bir vaka gibi gösterilmesini sağladığı vurgulandı; ancak bu cinayetlerin arkasındaki yapısal sorunların göz ardı edilmemesi gerektiği ifade edildi.

"Kadına Yönelik Şiddet Mazur Görülmemeli"

Açıklamada, kadına yönelik şiddetin yıllardır süregelen bir sorun olduğu ve siyasi iktidarların bu konuda sorumluluklarını görmezden geldiği belirtildi. Şiddet uygulayanların cezalandırılmaması ve İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması gibi nedenlerle şiddetin önlenmesinin zorlaştığı vurgulandı. İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddeti önlemek adına en güçlü hukuki dayanaklardan biri olduğuna dikkat çekilirken, bu sözleşmeden vazgeçilmesinin şiddeti durdurmak için gerekli önleyici ve caydırıcı tedbirlerin alınmamasına yol açtığı belirtildi.

"Devletin Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Sorumluluğu Var"

TMMOB, kadına yönelik şiddetin yalnızca devletin bir görevi olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunu ifade etti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Nahide Opuz davasında da vurgulandığı gibi, devletin kadına yönelik şiddeti engellemek için önlem almamasının ayrımcılık anlamına geldiği belirtildi. Kadın cinayetlerinin bireysel vakalar olarak değerlendirilemeyeceği, aksine şiddeti teşvik eden bir siyaset anlayışının ürünü olduğu ifade edildi.

"İstanbul Sözleşmesi’ne Geri Dönülmeli"

Son yaşanan trajik olayın failin intiharıyla son bulmuş gibi görünse de, TMMOB Sakarya Şubesi, bu durumun kadınlar açısından kapanmadığını vurguladı. İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesi ve şiddeti önleyici mekanizmaların ivedilikle hayata geçirilmesinin zorunluluk haline geldiği belirtildi. Devletin tüm organlarının, yasama, yürütme ve yargı dahil olmak üzere şiddeti önleme, koruma ve cezalandırma konularında bütüncül politikalar geliştirmesi gerektiği çağrısında bulunuldu.

"Kadınlar Mücadeleden Vazgeçmeyecek"

Açıklamanın sonunda, kadınların haklarından, emeklerinden ve yaşamlarından vazgeçmeyeceği, kadın cinayetlerine karşı seslerini yükseltmeye ve dayanışma içinde mücadele etmeye devam edecekleri vurgulandı. Kadın cinayetlerinin politik bir sorun olduğu, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınları koruyacağı ve kadın dayanışmasının yaşatacağı mesajı verildi.

Editör: Haber Merkezi