Kayseri İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, tarihi Kayseri Kalesi’nin surları arasında bulunan ağaçların araştırıldığını söyledi.

Kayseri Ağaç Fosili Yüzeyi Araştırması çalışmasında, Tarihçi Yazar Halit Erkiletlioğlu, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Prof. Dr. Ünal Akkemik’e tarihi Kayseri Kalesi surları arasında bulunan ağaçları gösterdi. Bu çalışma ile kale inşaatında tarihlemeye gidilebileceğini aktaran ÇEKÜL Kayseri İl Temsilcisi Osman Özsoy, "Yazar Halit Erkiletlioğlu’nun çıkan bir kitabı var ’Kayseri Kaleleri ve Surları’ adında. Kayseri Kalesi’nin birçok yerinde bazı ağaçları göreceksiniz. Bunlar yapının içinde gömülü olarak veya bir kısmının duvarın yüzeyinde olduğunu gördüğümüz ağaçlar. Tespit edilen ağaçlar Prof. Dr. Ünal Akkemik’e gösterildi. Aslında kalenin inşaat noktasında bir tarihlemeye gitmek amacıyla Halit hoca bunları gösterdi. Sonuç olarak net bir tarihleme elde edemedik. Fakat Ünal Hoca’nın bir sonraki araştırmalarında bir numune alınarak net bir tarihlemeye gitme imkanı var. Biliyorsunuz Kayseri Kalesi defalarca bir restorasyon görmüş. Ağaçlar, yakın zamanda gördüğü restorasyonun çok altında, yani zemine yakın yerlerde. Dolayısıyla oraların en son ne zaman restorasyon geçirdiğini bilmiyoruz. Tahminimiz; çevresindeki taşlar çok büyük olduğu için muhtemeldir ki en başta duvarlar yapılırken konulmuş ağaçlar olma ihtimali yüksek" dedi.

Ağaçların surlara hangi amaçla yerleştirildiğinin de araştırıldığını aktaran Özsoy, "Bir bölümü duvar yüzeyine dik olarak, bir bölümü yatay olarak konulmuş. Kale duvarına yatay olarak konulanlar esnemek ile, dikey olarak konulanlar da iç kısımda uzantısı olan bir nevi örtme ile ilgili olarak konulduğunu tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Kayseri Kalesi

Kayseri Kalesi’ne ait ilk bilgiye M.S. 3. yüzyılda İmparator Gordianus dönemindeki sikkelerde rastlanıyor. Romalılardan başlayarak Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular, Dulkadiroğulları, Karamaoğulları ve Osmanlılar Kayseri Kalesi’nin iç ve dış surlarını tamir ve tadil etmişlerdir. Dış surların az bir bölümü ve iç surların önemli bir bölümü günümüze ulaşmıştır.

Kaynak: iha