İki kardeş ülke Türkiye ve Azerbaycan’ın enerji alanında bugüne kadar süregelen başarılı iş birliğinin en önemli göstergelerinden biri olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin (TANAP) geçtiği hat üzerinden yapılan kazılarda önemli arkeolojik eserler ortaya çıktı.
Azerbaycan’da üretilen doğal gazını Türkiye ve Avrupa’ya taşıyan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) Ardahan’ın Posof ilçesi Türkgözü sınır kapısından başlayıp Edirne İpsala’ya kadar bin 811 kilometre yol kat etti. Tarihi İpek Yolu ile Enerjinin İpek Yolu’nun birleştirildiği projede arkeolojik çalışmalar da yapılarak tarihe ışık tutuldu. Uzman bir ekip tarafından kitaplaştırılan ödüllü proje, tüm ayrıntıları ve görselleri ile Anadolu Medeniyetlerinin Saklı Tanıkları’nda yer aldı. Projenin uygulanması süresince, toplamda 161 arkeolojik alan tespit edildi. Alanların 106’sı ise bu çalışmalar sayesinde ilk kez gün yüzüne çıkarılarak ülkemizin ve Anadolu’nun zengin kültür mirasına kazandırıldı. Özellikle Erzurum, Ankara, Eskişehir, Kütahya, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale illerinde yapılan kapsamlı ve bilimsel kazılar, binlerce yıl öncesine ışık tutuyor.
“Bölgemiz zengin arkeolojik potansiyele sahip”
Doğu Anadolu, Kafkasya ve İran arkeolojik kültürleri üzerine çalışmaları bulunan ve halen Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle Van’daki Urartu Kalesi ve Urartu kenti olan Ayhanist’te de 10 yıldır kazı başkanlığı yapan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı, Erzurum yöresi başta olmak üzere Doğu Anadolu’nun çok önemli bir lokasyona sahip olduğunu ifade ederek, “Bölgeler arası ilişkileri sağlayan Anadolu’yu, Anadolu’nun içlerini, Kafkasya’ya ve İran’a kadar olan bölgeye bağlayan çok önemli bir noktada bulunmakta. O nedenle her dönemde yerleşimler için insanların ve canlıların geçişi için, ham madde akışı için, teknolojilerin akışı için önemli bir konumuma sahip olmuş. Nitekim bunu sonuç olarak da bu bölge çok zengin arkeolojik potansiyele sahip. Son dönemde artan enerji ihtiyaçları nedeniyle ve bu stratejik bir noktada olması nedeniyle buradan Kafkasya’nın özellikle doğal gazının, ham maddelerinin batıya akışı Anadolu ve bizim ülkemiz toprakları üzerinden gerçekleşiyor. Bununla ilgili son çalışmalardan biri TANAP projesidir. Bu meyanda Azerbaycan’ın kaynaklarının, kardeş ülkemizin kaynaklarının batıya aktarılması konusunda bu bizim ülkemiz önemli bir role üstlendi ve TANAP projesi gerçekleştirildi” diye konuştu.
"Hat boyunca titiz çalışmalar yapıldı"
TANAP’ın uluslararası nitelikte bir proje olması nedeniyle her türlü hassasiyetin gösterildiğini ifade eden Işıklı, ”Gerek bizim ülkemiz tarafından gerek Azerbaycan ve diğer konsorsiyum üye ülkeleri tarafından gerekli hassasiyet gösterilerek burada çok titiz çalışmalar yapıldı. Her anlamda, arkeolojik alanda da kültürel miras alanında da bu çalışmalara hassasiyet gösterildi. Her bölgenin bağlı bulunduğu müzenin başkanlığında kurtarma kazıları yapıldı. O alanda boru hattının geçeceği alanda kazı çalışmaları yapıldı. Varsa eğer bir kültürel miras, arkeolojik miras buna hassasiyetle yaklaşıldı. Kazılar yapıldı, belgelemeleri yapıldı. Ve bununla ilgili veriler bilim dünyasına sunuldu. İşte bunun en somut örneğini Erzurum yöresinde Alay Beyi Höyüğü’nde yaşadık. Yine Erzurum Müzesi Başkanlığında onun sorumluluğunda, oranın arkeologlarından özellikle Doçent Doktor Gülşah Altun kaynağın da özverileriyle Alay Bey Höyüğü’nde çalışmalar yapıldı” dedi.
"İki kitapta toplanan bir tarih"
TANAP hattında 2016-2017 yıllarında iki sezon gece gündüz, yaz kış demeden büyük bir özveriyle kazılar yapıldığını ve bu kazıların neticelerinin iki kitap halinde bilim dünyasına sunulduğunu anlatan Prof. Dr. Mehmet Işıklı, “TANAP’ın bu hassasiyetiyle gösterdiği önemli bir çalışmaydı. İlk kitabımız biraz önce de bahsettiğim gibi Alay Bey’e ilgili kapsamlı bir yayın, bilimsel bir çalışma, bir arkeolojik kazanın nasıl olması gerekiyorsa aynı şekilde yapılan bir çalışma olarak bilim dünyasına 2019 yılında sunuldu. Hatta Ankara’da TANAP merkezinde bir resepsiyonla tanıtıldı kitap. Daha sonra arkasından yine buradan ele geçen eserlerin tüm TANAP hattı boyunca Anadolu’daki diğer merkezlerden de gelen eserlerin yer aldığı çok hoş, güzel bir sergi kitabı yapıldı, özel fotoğraflarla çıktı. Orada da bilimsel danışmanlığımız söz konusuydu. Her iki kitapta da katkım oldu akademik boyutta. Ama diğerinde bilimsel danışman olarak da bir yazıyla destekte bulundum. Özellikle bu bölgenin ve bu bölgenin dip tarihi için çok önemli, en erken Erzurum halklarının yaşadığı coğrafyadaki büyük kültür. Her iki yayında Karas kültürü hakkında destekte bulunmaya çalıştım” şeklinde konuştu.
"Kurtarma kazıları konusunda ülkemiz deneyimli"
Çok değerli ve güzel iki eser ortaya çıkarıldığını belirten Prof. Dr. Mehmet Işıklı, sözlerine şöyle devam etti:
“Yani emeği geçen herkesi gerçekten tebrik etmek, kutlamak gerekiyor. İşte kurtarma kazıları bizim ülkemizde aslında çok deneyimli olduğumuz bir alan. Barajlar olsun, boru hatları olsun, onun dışında diğer kamusal yatırımlarda bu konu çok büyük bir hassasiyetle yerine getirebiliyoruz. Bu konuda Kültür Bakanlığımız gerekli desteği gösteriyor. Bağlı oldukları müzeler de bu konuda gerekli hassasiyeti gösteriyor. Arkeolojik kazılar tabii ki bir tahribat yıkımı olmakla beraber kamusal yatırımlarda bir gerçeğimiz. İkisini ortak potada buluşturmak durumundayız.”
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi nedir
İki kardeş ülke Türkiye ve Azerbaycan’ın enerji alanında bugüne kadar süregelen başarılı iş birliğinin en önemli göstergelerinden biri olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP), Güney Kafkasya Boru Hattı (SCP) ve Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile birlikte Güney Gaz Koridoru’nun en önemli halkasını oluşturuyor. Türkiye, Orta Doğu ve Avrupa’nın en uzun (bin 811 kilometre) ve en büyük çaplı (56”) doğal gaz boru hattı olan TANAP, Azerbaycan’ın Şah Deniz Sahasında üretilen doğal gazın öncelikle Türkiye’ye, ardından Avrupa’ya taşınmasını amaçlıyor. TANAP, Türkiye Gürcistan sınırında Ardahan ili Posof ilçesi Türkgözü köyünden başlayarak Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ ve Edirne olmak üzere 20 ilden geçerek Yunanistan sınırında Edirne’nin İpsala ilçesinde son bulmaktadır. Bu noktadan, Avrupa ülkelerine doğal gaz aktaracak olan TAP Doğal Gaz Boru Hattı’na bağlanan TANAP, ülkemizin ve Avrupa Birliği’nin doğal gaz arz güvenliğine ve çeşitliliğine katkıda bulunmayı hedefliyor.