LGS sınavına hazırlanan öğrenciler için kritik ve önemli bir sürece girildiğini söyleyen Psikolojik Danışman ve Rehber öğretmeni Özlem Yılmaz, öğrencilerin sınav sürecini nasıl yönetebilecekleri konusunda önemli bilgiler verdi.
Erdem Koleji Psikolojik Danışman ve Rehber öğretmeni Özlem Yılmaz, Liselere Geçiş Sınavının yaklaştığını ifade ederek sınava hazırlanan öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
“Sınav kaygısını doğru yönetmeliyiz”
Süreci nasıl yöneteceklerine dair bilgilendirmeler yapan Yılmaz, “Sınav sürecine kısa bir süre kaldı. Öğrencinin yapması gereken en önemli kısım enerjiyi doğru yönetmek. Enerjiniz sınava kadar kullanacağımız bir süreç. Enerjimizi ilk dönemlerde yoğun kullanırsak son süreçte bir bıkkınlık yaşanabilir. Dengeli ilerlemek ve süreci dengeli yönetmek gerekiyor. Sınav yaklaştıkça kaygı ortaya çıkar. Bu dönemde optimum kaygıyı hedefliyoruz. Yani gerekli oranda kaygı. Kaygının azı ya da daha fazlasına ihtiyacımız yok. Optimum kaygı öğrenciyi harekete geçirecek enerji demektir. Kaygıyı yönetmek bu yüzden çok önemli” dedi.
“Günlük rutinler oluşturulmalı”
LGS sürecinde önemli başlıklardan bir diğerinin hedef belirlemek olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Sınava nasıl çalışacağımıza yönelik haftalık bir çalışma planı yapmamız gerekir. Mutlaka günlük rutinler oluşturmalı. Öğrenci açığının olduğu noktaları düzenli bir çalışarak kapatmalıdır. Çalışmalarımızı düzenli, disiplinli ve istikrarlı şekilde yapmalıyız. Günlük olarak plana bağlı olarak ilerlerseniz bu süreci doğru yönetebiliriz” şeklinde konuştu.
“Tekrarlar çok önemli”
Konuları özümsemek ve konuları anlamaya çalışmak önemli başlıklardan birisi olduğunu söyleyen Yılmaz, “Konuları özümsemeye günlük tekrarlarla ulaşabiliriz. Öğrenmeyi kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe tekrarlarla geçirerek, kalıcı öğrenme yapmalıyız. Bu öğrenme metodu mutlaka uygulanmalıdır. Bu süreç tekrarlarla ilerler. Günlük tekrarlar akabinde haftalık tekrarlar ve aylık tekrarlar önemlidir” ifadelerini kullandı.
“Bilgiyi test tekniğine dönüştürmeliyiz”
Konuyu öğrenmek kadar öğrendiğimiz konuyu test tekniğine dönüştürülmesi gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, “Bol bol konu ile ilgili testler ve sorular çözmemiz gerekir. En büyük adım test tekniğine dönüştürmek olmalıdır. Bunun için uygun kaynaklar tercih edilmeli. Öğretmenlerimizin ödevlendirmelerinin ardından kendi kaynaklarımızdan soru çözmeliyiz. Çözemediğimiz sorularda mutlaka çözüm noktasında aktif olmamız gerekiyor. Bunu öğretmenlerimizden destek alarak ve kaynaklardaki soru çözümleri üzerinden destek almalıyız” ifadelerine yer verdi.
“Kendi sınav modelimizi oluşturmalıyız”
Sınava hazırlanan öğrencinin sınav stratejisinin oluşması gerektiğinden bahseden Yılmaz, “Sınav stratejileri motivasyon sürecimize bağlı olarak ilerler. Motivasyon türümüzü belirlemeliyiz. Sınavda kendimizi daha iyi hissettiğimiz model seçilmeli. Bol bol soru çözerek ve denemeler yapılmalı. Son aylarda çalışma tempomuzu bir tık arttırabiliriz ama sene başından beri dengeli çalıştığımız için aşırı bir sıçrama yapmamalıyız. Çok çalışmaktan ziyade verimli çalışmaya odaklanmalıyız” şeklinde konuştu.
“Sınav sürecinde aile”
Ebeveynlerin sınav sürecinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Yılmaz, çocuklarımız bu süreçte hem sınavlara hazırlanmanın vermiş olduğu stresle hem de ergenlik döneminin getirmiş olduğu bir takım etkilerle başa çıkmaya çalışmaktadır. Çocuğun yaşı ne olursa olsun, onunla kurulan etkili bir iletişim, çocuğun kendine olan güven gelişimi için en önemli kaynaklardan biri olacaktır. Aile, çocuğa sürekli “Çalış!” demek yerine, “Anlatmak ister misin?”, “Senin düşüncen nedir? ”Nasıl gidiyor, beraber gözden geçirmemizi ister misin’’ tarzında bir yaklaşımı tercih etmelidir. Doğru ve olumlu iletişim öğrencilerin başarılarını olumlu etkileyecektir. Hem veli hem öğrenci için hayli zorlu geçen sınava hazırlık sürecinin en temel yapı taşı iletişimdir. İletişim aile ve çocuk arasında bir köprüdür’’ diye konuştu.