Geçen hafta Perşembe günü yine Sapanca’dan Serdivan’a gittim. Arifiye’den geçip D.100’den 32 Evler yoluna girdim. Öğlen saatleri, araç ve insan trafiği yoğun.

32 Evler içinden ıkına sıkına geçtim. Ama, TunaTan Kavşağı’na geldiğimde anamdan emdiğim burnumdan geldi. O denli çok araç trafiği var.

İşim gereği girip çıkmadığım cadde, sokak, kavşak kalmadı. Saat 14.00’ten sonra, hemen her cadde, sokakta araç ve insan trafiği tam bir azap haline geldi.
                                                            *
Akşam 19.00 sularında, Serdivan AVM’den Eski Kazımpaşa yolundan Adatıp Hastanesi inşaatını da görmek için rotayı uzattım. Adatıp inşaatı bitmek üzere.

Yola devam edip, Yeni Serdivan Belediyesi öncesi, dörtyoldan yukarı Eski Belediye yönüne KÖYE döndüm. Cadde açılmış, güzel de olmuş.

Gençliğin ( benim de ) çok hoşuna giden Kafeler Caddesi’nde akşam üzeri yine trafik kilitliydi. Caddenin iki kenarı tek sıra değil, kimi yerde 2-3 sıra oto park.  
                                                             *
Yeni açılan Medeniyet Bulvarı Kavşağı ile büyük bir ulaşım sorunu çıktı ortaya. Şu anda bile O kavşağa Yonca Üst Geçit şart. Ki, zaten tüm Serdivan için şu gün Köklü ve Radikal Uygulanacak bir Ulaşım Sistemi şart. Yoncalar, viyadükler, hatta birkaç tünelle geçiş bile.

Serdivan’da, Yazlık Köprüsü Kavşağı’ndan D.100’e kadar; DSİ’den gelip, Şeker İlköğretim’den, Çark deresine yapılan yeni köprüden Kazımpaşa Yoluna uzanan ulaşım da her geçen gün azaba dönüşüyor.

Sakarya’da, en az 15 yıldır, “ Serdivan’da yaşamak!” bir ayrıcalık oldu. Önlem alınmazsa, üç beş yıl sonra azap olması kaçınılmaz. Şu mayıs, haziranda bile manzarayı görebilirsiniz.
                                                               *
Bunlar kötü dilek değil! Doğa servetlerimizi ve Yaşam Alanlarımızı geleceğe tam hak ettiği gibi taşıyalım. Bugün de, YARIN DA orada güzel yaşanılsın!

“ Köklü altyapılar için Sakarya’da uzun vadeli planlamada çok hata yapıyoruz. Gelişmiş planlı ülkeler cadde ve tretuvarlarını 40-50 yılda BELKİ değiştirir. Biz 3-5 yılda kökten söker atar olduk.” derim, dellenilir. Oysa, yaşayan görüyor.
                                                       *
Şunu siz de deneyin…Sapanca’ya dönmek için, Tunatan Kavşağı’ndan itibaren bütün antenlerimi açarak, 32 Evler yönüne zor girdim: -) Tam “ Oh!” demiştim ki, 32 Evler’den hemen önce trafik durdu.

Saat 19.30’a doğru, 32 Evler Kavşağı ile D.100’e kadar uzanan yolu bazen 30-40 km hızla gidebildim. Kamyonlar, tırlar, otolar: -) Sanki D.100 kapalı.

D.100 de açık, ama artık bu bir gerçek. Bu araç ve insan yoğunluğu son derece radikal uygulamalar ve ulaşım-yol planlamalarla yaşanabilir hale getirilebilir.      

Bana kalsa hemen şimdi, Adapazarı Raylı Sistem Ağı ile kuşatılmaya başlansın.  Yol, cadde yenileme, kavşak, kaldırım düzenleme filan hiçbir Büyükşehir için    “ Yaptık!” denilecek bir İŞ olmamalı.

                                                        *
Bu şehir benim doğup büyüdüğüm şehir. “ Bu şehre ve yarın bu şehirde yaşayacak çocuklarımıza büyük borçlarımız var! Siyaset ve siyasi planlama bana uzak dursun! Şehircilik Bilimi gelsin! ” deyişim içtendir.

Viyadük derim, Yonca Üst Geçit derim; hatta Tünelli geçiş de derim. Şehrin ulaşım kurtuluşu, tüm Büyükşehirler’in yaptığı gibi, Raylı Sistem de derim.

Karasu Limanı için denize; Karasu Demiryolu için tarım arazilerine 500-600 trilyon gömdük. Yeniden trilyonlar gömülüyor. Amaaa…

“ Adapazarı’na Raylı Sistem yapmak çok pahalı!” diye hayret bir söylemde ısrar edemeyiz. İşin içinde ne var bilemem? Şu yazdıklarım düşünüldüğünde Raylı Sistem sudan ucuz.

Bursa kendi Raylı Sistemi’ni yerli yaptı. Her yıl da yeni hatlar ekliyor. Biz kendi yerli fabrikamızı sanki Eurotem’e hediye ettik; geleceğimizi kuramıyoruz.