Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’ın davaya ilişkin banka yetkilileri tarafından baskı yapılıp alıkonulduğu iddialarına ilişkin soruşturma tamamlandı. Soruşturma çerçevesinde Seçil Erzan’ın alınan birçok ifadesinde çelişkiler olduğu, Erzan’ın Sermin Tekin ile aralarında geçen yazışmaların değerlendirilmesi sonucu Erzan’ın banka tarafından hürriyetinin yoksun bırakıldığına dair herhangi kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldı.

Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 29 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın ifadelerinde belirttiği banka yetkilileri tarafından baskı yapılıp, alıkonulmasına yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı.

“Geldikleri araç bankanın aracıydı”

Seçil Erzan’ın iddialar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadenin aktarıldığı soruşturma evrakında Erzan, “8 Nisan Cumartesi günü Denizbank Avrupa 1. Bölge Müdürü Sermin Tekin’in Çorlu’da ki evime beni görmeye geldi. Daha öncesinde telefonla beni arayıp halimi hatırımı sormuştu. Bana, ‘burada kalmayabilirsin, otelde yada benim evimde kalabilirsin’ dedi. Yanında koruma gibi birileri vardı. Daha doğrusu evimin önünde 4-5 adamın beklediğini gördüm. Geldikleri araç bankanın aracıydı. O gün Sermin Hanım benimle görüştükten sonra gitti” ifadelerini kullandığı yer aldı.

“Koluma serumlar takılarak bu işi banka dışında yaptığımı söylettiler”

Başsavcılığa verdiği ifadede korumaların bir sonraki gün tekrar geldiğini belirten Erzan, “9 Nisan tarihinde beni korumalar eşliğinde Zincirlikuyu’daki Denizbank Genel Müdürlüğüne götürdüler. Koluma serumlar takılarak bu işi banka dışında yaptığımı söylettiler. Yanımda Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Teftiş Kurulu Genel Müdürü Cenk İzgi, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Tanju Kaya vardı” dedi.

“Bana o kadar iyi davranıyorlardı ki ne olduğunu anlayamamıştım”

İfadelerinin devamında banka yetkililerinin 8 Nisan akşamına kadar yanında olduğunu belirten Erzan, “Bu kişiler bana sürekli ‘olayda zimmet yok, evet senin bankacılık hayatın biter belki ama hayatına bir şekilde devam edersin, bu olay zimmet değil’ sözler söyleyip bana baskı kurdular. Hatta bana o kadar iyi davranıyorlardı ki ne olduğunu anlayamamıştım. 9 Nisan günü Hakan Ateş bankaya gelerek bulunduğumuz toplantı salonuna girdi bana, ‘Kızım biz zaten insanların parasını vereceğiz ama ortada bir enkaz var. Kimden ne aldıysan söyle zaten bu bir zimmet değil, zimmet olsa sen yıllarca içeride çürürdün. Bu sebeple sen banka dışından ne aldıysan onu söyle biz seni koruruz. Seçil’e hemen bir avukat tutalım’ dediğini aktardı.

Hürriyetinin yoksun bırakıldığına dair herhangi delil elde edilemediği anlaşıldı

Yürütülen soruşturma neticesinde, Seçil Erzan’ın alınan birçok ifadesinde çelişkiler olduğu, Erzan’ın Sermin Tekin ile aralarında geçen yazışmaların değerlendirilmesi sonucu Erzan’ın banka tarafından hürriyetinin yoksun bırakıldığına dair herhangi kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldı.

Soruşturmada, Denizbank’ın her müşteki bakımından gerçek bankacılık faaliyetlerini teftiş inceleme raporlarında somut olarak ortaya koyduğu, sonuç olarak Erzan’ın iddialarını doğrular, kesin ve inandırıcı delilin elde edilemediği yer aldı.

Denizbank’ın Erzan’ı kayırma suçunu işlediğine dair somut delil elde edilemediği belirtildi

Yürütülen soruşturmada Erzan’ın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği, Denizbank’ın Erzan’ı kayırma suçunu işlediğine dair somut delil elde edilemediği, tam aksine Seçil Erzan hakkında Denizbank yetkililerince suç duyurusunda bulunulduğu, bu sebeple Erzan’ın iddialarına ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

Kaynak: iha