SATSO Temmuz Ayı Meclisinde Gündem; Enflasyon, İstihdam ihtiyacı, Kentsel Dönüşüm, Yerli Yazılımın Önemi, Tarım/Hayvancılık Sektörü ve Bürokrasinin İşleyişi oldu
Gündem maddelerinin değerlendirildiği toplantıda 27. Meslek Komitesi (Unlu Mamuller, Et ve Süt Ürünleri) tarafından sunulan Simit Azami Fiyat Tarifesi Teklifi maddesi görüşüldü.
Madde hakkında açıklamada bulunan Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ergin BALCI, son dönemlerde işçilik, enerji, hammadde ve akaryakıt maliyetlerinde yaşanan artış nedeniyle üye firmalardan bu konuda talep dilekçesi aldıklarını ve Mayıs ayı içerisinde fiyat teklifi çalışmalarını gerçekleştirdiklerini ancak mevzuat, işleyiş ve karar almadaki kurum-kuruluşlar arasında devam eden uzun süreçlerin ciddi zaman kaybı yarattığını ve maliyet hesaplaması açısından sektörü mağdur ettiğini belirtti. Komite tarafından 100 gr. simitin Sakarya il sınırları içerisinde 12.5 TL olarak satılmasının uygun görüldüğünü dile getirdi. Teklif valiliğe gönderilmek üzere meclis üyeleri tarafından kabul edildi.
Gündem Maddelerine Devam Edilen Toplantının Meslek Komitelerinin Sorunlarının Görüşülmesi Maddesinde Söz Alan;
29. Meslek Komitesi (Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri) Meclis Üyesi Kenan TAÇYILDIZ, “Tüm komiteler olarak dertlerimizi dertsiz insanlara anlatıyoruz ve çözüm yok. Televizyondaki o büyük insanlar bu süreçten hep iş insanlarını suçluyorlar. Ne yaptık? İstihdam sağladık diye mi suçluyuz? Enflasyonu biz mi yükselttik? Çalışanlar, veliler, sendikacılar bizi suçluyor ancak kimse bizim derdimizi bilmiyor ve maliyetleri bilmeden herkes konuşuyor. Sakarya’da çocuklarımızın geleceğini belirleyen LGS sınavına 13 bin 995 öğrenci katıldı. Ülke genelinde 332 genç, soruların tamamını doğru yaparken bunların arasında ilimizden 5 öğrencimiz yer aldı. Üniversite sınavlarına da milyonlarca kişi katılıyor, hazırlanırken emek veriyor. Ancak bu çocukları sürekli sınav peşinde koşturuyoruz. Bu gençler artık tüketici konumunda ve üreticiliğe geçmesi gerekiyor. Eskiden köy enstitüleri vardı ve birileri kapattı. Bizim başlattığımız ve dünyaya örnek gösterdiğimiz uygulama diğer ülkelerde devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığımız ülkemizin eğitimde gelecek 50-100 yılını planlamak zorundadır. Liseyi- üniversiteyi bitirerek meslek sahibi olunmaz. Anaokulundan başlayarak bu süreç devam etmelidir. Birileri yabancılar giderse sanayi ve tarım durur diyebiliyorsa bizim bu işleri yapacak çocuklarımızı neden yetiştirmediğimizi kendimize sormamız gerekiyor. Çok sayıda üniversite mezunu işsizimiz var. Son olarak TÜİK’in açıkladığı verilere göre ilimizde okuma yazma bilmeyen sayısı artışta ve maalesef çoğunluğu da kadın. Bu kadınlar dışarıdan gelen göçmen kişiler ancak bu kadınlar çocukları, dolayısıyla bir toplumu yetiştiriyor. Bizimle yaşayacaklarsa bu ülkenin kurallarına uymak zorunda.” dedi.