Ordu’nun Aybastı ilçesinde ailesi ile birlikte saldırıya uğrayan Cumhuriyet Savcısı Mücahit Şamil Koca’nın eşi Dilara Koca, “Bize sürekli agresif tavırlar ile yaklaştılar, böyle bir olayın yaşanması, annemin ve bebeğimin yere düşmesi bizi çok kötü etkiledi. Dehşete düşürücü bir olaydı” dedi.
Ünye Cumhuriyet Başsavcılığında görevli Cumhuriyet Savcısı Mücahit Şamil Koca, ailesi ile birlikte gittiği Aybastı ilçesi Perşembe Yaylası’nda çıkan tartışmada saldırıya uğradı. Olayda Cumhuriyet Savcısı Mücahit Şamil Koca, sağ kulağına yumruk darbesi alırken, kayınvalidesi ve kucağında olan 9,5 aylık bebeği yere düşerek yaralandı.
Savcının eşi Dilara Koca, yaşadıkları olayı İhlas Haber Ajansı’na (İHA) telefon bağlantısı ile anlattı.
“Yaşananlar bizi çok kaygılandırdı”
Dilara Koca, “Yaşanan olayın dehşeti zaten bizi çok kaygılandırdı ve bebeğin orada olması ve yere düşmesi zaten bizi çok etkiledi. Olayın gerçek yüzünü zaten doğru haberler yayıldıktan sonra çok şükür herkes biliyor. Böyle bir olayın yaşanmasına çok üzüldük” diye konuştu.
“İş yerine ilk gittiğimiz andan itibaren agresif tavırlar vardı”
İlk gittikleri andan itibaren iş yeri sahipleri ve çalışanlarının kendilerine agresif tavırlar ile yaklaştıklarını belirten Dilara Koca, “Biz içeriye normal bir şekilde girdiğimizde, karnımız da çok fazla aç olmadığından, sipariş vermeden ve masaya oturmadan önce yemeğin ne kadar sürede çıkabileceğini sorduk. İlk önce bir kişi 20 dakika, ardından sahibi olduğunu düşündüğüm kişi ‘yok 30 dakika’ dedi. Üst katta oturma yerleri vardı ancak ‘temizlik var’ diyerek çıkmamıza müsaade etmediler. O esnada üst kattan başka birileri de iniyordu. Bu olayda bize ‘yer yokmuş da biz olay çıkartmışız’ gibi bir algı oluşturuldu. Soy isimlerine (Güleç) hiç yakışmayacak güleçlik ile değil de asık bir suratla ‘üst kat temizleniyor, yuvarlak masaya geçebilirsiniz’ dediler. Biz masaya geçmeye yeltendiğimiz esnada bize siparişin uzayacağını söyleyince hiçbir şey söylemeden, tepki göstermeden vazgeçerek dışarıya çıktık” ifadelerini kullandı.
“Tavsiye üzerine gitmiştik”
Dışarıya çıktıktan çok kısa bir süre sonra içeriye geri geldiklerini ancak bu sefer de siparişin hazırlanma süresinin 1 saat olarak kendilerine iletildiğini aktaran Koca, “Zaten tepki vererek çıksak içeriye geri dönemeyiz. Birkaç metre uzaklaştıktan sonra yine farklı bir yerde de siparişin uzun sürebileceğini, bize de burayı tavsiye ettikleri için, aklımızda da kalmasını istemediğimiz için Güleç Izgara Salonu’nda yemek istedik ve normal bir şekilde içeriye geri girdik, zaten ilk başta tartışmış olsak kendimiz de girmek istemeyiz. İçeriye girince onların bize ilk başta yönlendirdikleri masaya geçtik ve oradan gelen bir beyefendi bize sipariş verip vermediğimizi sordu. Vermediğimizi söyleyince ‘1 saat sürer’ dedi. Zaten o esnada birkaç adım atıp geri geldik, masa boş, masada da kimse yoktu” şeklinde konuştu.
“Bize, ‘neden sürekli dükkana giriyorsunuz?’ dediler, bütün olaylar 10 dakika içerisinde gerçekleşti”
Izgara salonuna ilk girdikleri andan ve saldırının olduğu zamana kadar geçen sürenin yaklaşık 10 dakika sürdüğüne dikkat çeken Dilara Koca, “Öyle anlatıldığı gibi yarım saat 40 dakika sürmedi. Bazı medya kuruluşlarına ‘savcı sipariş verdi, yarım saat süre verildi, geri geldiğinde yemek yenemediği için, yer kalmadığı için sinirlendi’ gibi olaylar konuşuldu ancak bu tür olaylar hiç olmadı. İçeriden ilk çıkışımız ile geri gelişimiz arasında 2 dakika yoktur, zaten bütün olay 10 dakika içerisinde oluyor. Biz zaten sipariş bile vermedik ki bekleyelim. Sonrasında bize siparişin 1 saat süreceğini söyleyince neden sürekli farklı süre söylendiğini sorduk. O esnada kasada çalışan olduğunu düşündüğüm bir kişi bize ‘niye sürekli dükkana girip çıkıyorsunuz?’ dedi, eşim de ‘biz müşteriyiz neden girmeyelim ki?’ dedi. Sonrasında eşim iş yerinin sahibi ile görüşmek istedi. Bu esnada derdini anlatmaya çalıştı. Kendisinin Cumhuriyet savcısı olduğunu ve jandarma ekiplerinin tavsiyesi üzerine, güzel bir yer olarak söylendiği için burayı tavsiye ettiğimizi söyledi. Jandarmanın önerisinin aslında onları mutlu etmesi bile gerekirdi. Sonrasında eşime ‘sen neden kimliğini söylüyorsun ki şimdi?’ dedi. Sonrasına beyaz tişörtlü birisi, eşim iş yeri sahibi ile konuşurken agresif tavırlar sergiledi, sonrasında biz normal bir şekilde dışarıya çıktık, görüntülerde de mevcut” açıklamalarında bulundu.
“İlk başta saldırıyı anlamadım, annem ve bebeğimin yere düştüğünü sonradan fark ettim, dehşete düşürücü bir olaydı”
Cumhuriyet Savcısı Mücahit Şamil Koca’nın eşi Dilara Koca, son olarak yaşananları şu şekilde anlattı:
“Biz dışarıya çıktıktan sonra turuncu önlüklü bir kişi olayın ne olduğunu sordu, eşim de geri döndü ve o şahsa derdini anlatmaya çalıştı. O esnada bize soru sorun şahıs içeride değildi, bizim olayımıza vakıf da değildi ama o kadar çok sinirlendi ki aslında kendisi ile muhatap da olmadık. O da bize kükremeye başladı, o esnada içeriden koşarak yanımıza geldi, sonrasında birisi eşime vurdu. İlk başta ne olduğunu da anlamadım, sadece bırakıp gitmek istedik. Sonrasında o kalabalıkta arbedede ile birlikte annem ve kucağındaki bebeğim yere düşmüşler. O esnada fark edemedik, gördüğüm şey annemin ve kızımın yerde yatıyor oluşuydu. Onları hemen kaldırdım ve bir anda ‘bebeğimi düşürdünüz’ diye bağırdım. Dehşete düşürücü bir olaydı, sonrasında oradan ayrıldık. Şahıslar o kadar agresifti ki, jandarma ekipleri geldiğinde dahi halen agresif tavırları devam ediyordu. Sanırım kendilerinde ‘müşteri gelse de olur, gelmese de olur’ düşüncesi vardı. Annem, babam, bebeğim, yeğenim ve biz çok kötü bir durum yaşadık.”