Kastamonu’da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde düzenlenen konferansta konuşan Prof. Dr. Şerif Demir, "Toplumun bütün kesimlerini kucaklayan ve bu ülkeye yakışan ve bu millete yaraşan bir anayasa, demokratik, özgürlükçü, ilke ve inkılapları muhafaza eden, bu toplumu daha ileriye taşıyacak bir anayasadır. O anayasadan vazgeçildiği sürece o darbe ruhundan kurtulmamız mümkün değil" dedi.

Kastamonu’da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü çerçevesinde “15 Temmuz Darbeler ve Demokrasi” konulu konferans düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Demir’in konuşmacı olarak katıldığı konferans, Kastamonu Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Demir, demokratik, özgürlükçü, ilke ve inkılapları muhafaza eden, bu toplumu daha ileriye taşıyacak bir anayasa değişikliği yapılmadan darbeci ruhtan kurtulmanın mümkün olamayacağını söyledi.

"46 tane can ne olduğunu anlayamadan bombalandı"

Cumhuriyet tarihi boyunca 9 kez darbe ve darbe teşebbüsü gerçekleştirildiğini ve en büyük acıların 15 Temmuz’da yaşandığını söyleyen Demir, "15 Temmuz hakikaten çok acıydı. Sadece köprüde 33 şehit verdik. Öyle acı ve üzücü hatıralar ve bilgiler var ki. Mesela Gölbaşı Polis Okulu’nda 46 tane can ne olduğunu anlayamadan bombalandı. Bu hain yapılanmayı, hain insanlar ile şerefli ordumuzu birbirinden ayırmak istiyorum. Ben bunlara cunta, örgüt, FETÖ, bu ülkenin suyunu içip hainlik edenler diyorum. Dolayısıyla bu insanlarla şerefli ordumuzu aynı cümle içinde kullanmayı zül sayarım” dedi.

“Halk içerisinde olmazsa hiçbir darbe başarılı olamaz”

Halkın içerisinde olmadığı hiçbir darbenin başarılı olamayacağını belirten Demir, “Darbe, bu ülke iradesine, milletin tercihine yapılan en büyük haksızlıktır. Darbenin de bir takım şartları var. 15 Temmuz’un başarısız olmasının nedeni de bu şartlardan en önemlisinin ihmal edilmesidir. İçerisinde halkın olmadığı, halkın destek vermediği hiçbir hareketlilik, hiçbir müdahale başarıya ulaşmaz. Zaten gece 00.34’te Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla bu insanlar ateşe koşan kelebekler gibi o silahların, mermilerin önüne kendisini siper ederek bu ülkenin geleceğine hükmetmediler mi? O yüzden bir darbenin gerçekleşmesi için bir takım şartların tahakkuk etmesi gerekir. Biz, darbe kavramını irdeleyecek olursak bunun kökeni eskilere dayanır. Biz 15 Temmuz’dan önce 15 Temmuzlara sebebiyet verecek şartları ortadan kaldırmamız gerek. Bu darbe miydi, tiyatro muydu gibi bir takım şüphe ve şaibe oluşturacak ifadelerden ve yaklaşımlardan kaçınmak gerekir. 251 vatan evladının öldüğü ne olabilir? Onlarca devlet kurumuna yapılan saldırılar gerçekleştiği zaman ne olabilir? Biz bunu tanıyoruz. Osmanlı Devleti’nde onlarca, yüzlerce kez gerçekleşti. 1913 Bab-ı Ali baskınında gördük. Bizim burada darbelerle ve darbecilik zihniyetiyle mücadele etmemiz lazım. Şunu bilin ki halk içerisinde olmazsa hiçbir darbe başarılı olamaz” diye konuştu.

“Toplumun bütün kesimlerini kucaklayan ve bu ülkeye yakışan ve bu millete yaraşan bir anayasa lazım”

Türkiye’nin darbeci ruhu yok etmesi için yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu sööyleyen Demir, “Keşke bütün siyasi partiler anlaşarak, uzlaşarak bu ülke insanına yaraşır demokratik bir anayasa yapabilseler. 1982 yılında Orhan Altıkaçlı başkanlığında yapılan, heyetin oluşturduğu anayasa hakkında 23 kez değişiklik gerçekleştirildi. 19’u yürürlüğe girdi. Yani biz 19 kez bu anayasayı değiştirdik. 82 Anayasası’nın 74 tane maddesini kaldırdık. 74 değil, 174 de kaldırılsa ben 82 Anayasası’nın bu topluma yakışan ve yaraşan bir anayasa olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bizim ülkemizde anayasalar tepki mantığıyla yapılıyor. 27 Mayıs 1961’de Demokrat Parti’ye tepki ve öfkeyle bir daha demokratlar iktidara gelmesin diye bir anayasa yapıldı. 80 Anayasası, 70’li yıllardaki parçalı siyaseti birleştirip bir daha aynı şey yaşanmasın diye yapıldı. Bugün İngiltere’de anayasa hiç yok ve bugün Avrupa’nın birçok ülkesindeki anayasa maddelerinin toplamı 15-20 maddeyi geçmez. Ama bizim anayasamızda Orman Kanunu’ndan YÖK’e kadar bütün maddeler düzenlenmiş. Çünkü kanun koyucu iktidarlara güvenmiyor. Dolayısıyla darbe ortamlarında yapılan anayasaların ben bu topluma yakışan ve yaraşan anayasalar olduğunu düşünmüyorum. Toplumun bütün kesimlerini kucaklayan ve bu ülkeye yakışan ve bu millete yaraşan bir anayasa, demokratik, özgürlükçü, ilke ve inkılapları muhafaza eden, bu toplumu daha ileriye taşıyacak bir anayasadır. O anayasadan vazgeçildiği sürece o darbe ruhundan kurtulmamız mümkün değil. Ben inanıyorum, bu toplum bunu yapabilir. Gazi Meclisimizin de bunu yapacağına inanmak istiyorum ve inanıyorum. Buradaki temel problemin anayasa olduğunu düşünüyorum, temel sorunun demokrasi olduğunu düşünüyorum. Temel meselenin Mustafa Kemal’in bize gösterdiği hedeflerin yerine getirilmemesi olduğuna inanıyorum” şeklinde konuştu.

Konferansın sonunda Kastamonu Valisi Meftun Dallı tarafından Prof. Dr. Şerif Demir’e hediye takdim edildi.

Kaynak: iha