Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından bazı parklara evcil hayvan dahi sokulmasına izin verilmezken bazı parkların ise köpeklerle dolu olması birçok vatandaşın tepkisine neden oluyor.
Şarhöyük Mahallesi sakinleri, Anıt Park adıyla da bilinen Büyük Park ve çevrelerinde sürü halinde gezen sokak köpekleri nedeniyle endişeli. Bazı zamanlar bölgeden geçenlere saldırdığı iddia edilen hayvanlarla ilgili mahalleli yetkililere yardım çağrıları yaparken, konuyla ilgili gözle görülür hiçbir çalışma yapılmaması ve Eskişehir Şehirlerarası Otogarı yakınlarındaki Kent Park’ta evcil hayvanların bile girişine müsaade edilmemesi halk arasında ’Çifte standart’ tartışması çıkarttı. Şarhöyük Mahallesi’ndeki vatandaşlar Büyük Park’ın, Kent Park’a göre daha kenar bir mahallede kalması nedeniyle Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin yaşadıkları sıkıntıları umursamadığını düşünerek tepki gösterdi. Kent Park yakınlarındaki hayvanseverler ise parka hayvan alınmamasını yanlış bulduklarını söyleyerek belediyenin daha duyarlı olmasını istedi.
Büyük Park yakınlarındaki hayvanseverler iddiaları kabul etmedi
Son günlerde sokak hayvanlarıyla ilgili tartışmaların yaşandığı Şarhöyük Mahallesi’ndeki hayvansever vatandaşlar, Büyük Park’ta sokak hayvanlarının vatandaşlara saldırdığıyla ilgili iddiaların doğru olmadığını ifade etti. Bu iddiaları öne sürenlerin yalan söylediğini düşünen hayvanseverler, sokak köpeklerinin insanlara saldırmasından ziyade insanların sokak köpeklerine taş, sopa ve pala gibi aletlerle zarar verdiğine dikkat çekti. Bazen dışarıdan gelen köpekler olabildiğini ancak park içerisinde yaşayan hayvanların kimseye saldırmadığını vurgulayan hayvanseverler, her gün mama ve su bırakarak onları aç bırakmamaya çalıştıklarının altını çizdi.
“Çifte standart uygulanıyor gibi geliyor bana”
Eskişehir Şehirlerarası Otogarı ve çevresindeki sokak hayvanlarının bakımını üstlenen Rahmi Yaş, “Diğer büyük parklarda köpeklerin gezmesi serbest, ama maalesef bizim Kent Park’ta köpeklerin gezmesini yasaklıyorlar. Aslında böyle bir uygulama olmaması lazım. Halkımızın duyarlı olması lazım. Belediyeler geçen sene de barınakları kapatmaya çalıştılar, ama hayvan severler engel olmaya çalıştılar. Belediyemizin duyarlı olması lazım. Hayvanların yaşam haklarını engellememesi lazım. Çifte standart uygulanıyor gibi geliyor bana. Büyük parklarda hayvanların insanlara saldırdıklarını söylediklerini duyuyoruz ama hayvanlar durup dururken de insanlara saldırmazlar. Mutlaka bir etkisi vardır. Sopalarla vuruyorlar, taş atıyorlar. Yoksa hayvanlar durup dururken insanlara saldırmazlar” dedi.
“Belediye ekipleri bunu görmüyorlar mı”
Yaklaşık 1 yıldır Şarhöyük Mahallesi’nde yaşadığını ve bir dönemler her gün koşu yaptığı Büyük Park’ta birkaç defa sokak köpekleri tarafından kovalandığını aktaran Hasan Hilmi Arı, “Çok fazla köpek var. Yaklaşık 10-15 köpek sürü şeklinde geziyorlar. Belediye ekipleri bunu görmüyorlar mı artık nasıl olduğunu bilmiyorum ama gerçekten köpek sıkıntısı çok fazla. Şu anda burada bu kadar fazlayken Kent Park’ta hiç olmaması gerçekten bana da bir çifte standart var mı diye düşündürttü. Demek ki çifte standart uyguluyorlar. Zaten Büyük Park’a gelen giden çok fazla olmuyor sanırım ama Kent Park’a biraz daha herkes gidebiliyor. O yüzden böyle yapmış olabilirler, ama yanlış bir uygulama” şeklinde konuştu.
“Saldırmıyorlar, insanlar yalan söylüyorlar”
Büyük Park içerisindeki hayvanların kimseye zararı olmadığını dile getiren Bora Erbaş, şunları söyledi:
“Hepsi buradalar işte. 10 tane falan var herhalde. Başka dışarıdan gelen köpekler oluyor. Tabii buradakilerle birbirlerine havlıyorlar ama bunlar insanlara zarar vermiyor. Görüyorsunuz, park içinde bunlardan dolayı kendi hallerinde bir sıkıntı yok. Bunları ne yapalım? Bakmayalım mı, yani açlıktan ölsünler mi? Evimizde de köpek var. Onları gezdirmek için çıktığımızda yanımıza geliyorlar, oynuyorlar. Burada mutlular yani. Tepebaşı Belediyesi buraya yuva getirdi. İnsanların çöpe attığı battaniye ve yorganları alıp üşümesinler diye onların altlarına seriyoruz. Saldırmıyorlar, insanlar yalan söylüyorlar. Artık birbiriyle anlaşamıyorlar ki. Hayvanları istemiyorlar. O hale geldiler artık. Aşağı mahalleden yürüyerek buraya geçerken özellikle çocuklar sopayla o demirlere tık tık tık vurduruyorlar, hayvanları kızdırıyorlar. Bu hayvan yani sonuçta, insan değil. İster istemez tepki gösteriyor. Benim apartmanımda adam bana diyor ki, ‘Ezan okunduğu zaman uluyor.’ Ya kardeşim, böyle bir saçmalık var mı ya? Ne yapayım? Bunlarla biz çok mutluyuz.”