İran’ın İsrail’in Şam’daki konsolosluk binasına saldırısına yanıt vermesinin ardından bölgedeki gerilim art arda yapılan açıklamalarla sürüyor. Bölgede yaşananlarla ilgili açıklama yapan Siyaset Bilimci Dr. Atahan Birol Kartal, “İran’ın İsrail’e daha önce asimetrik unsurlarla yaptığı ‘başarılı görünmeyen’ bu saldırı aslına bakıldığında İsrail’in yanı sıra bölgede bulunan diğer ülkelere karşı da bir uyarı niteliğinde. Ayrıca çatışmaların uzaması veya muhtemel bir İsrail karşı saldırısı bölgenin istikrarsız hale gelmesine ve özellikle İran’dan Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkelere bir göç dalgası oluşmasına sebep olacaktır” ifadelerini kullandı.
Orta Doğu’da İran-İsrail gerilimi sonrası tansiyon yükseldi. Gerilimin bölgesel çatışmaya dönme endişesi sürerken, İsrail’in nasıl bir karşılık vereceği merakla bekleniyor. Siyaset Bilimci Dr. Atahan Birol Kartal, bölgede yaşananlarla ilgili yaptığı açıklamada önemli değerlendirmelerde bulundu. İran’ın başarılı görülmeyen saldırılarının, bölgede bulunan diğer ülkelere karşı da bir uyarı olduğunu belirten Kartal, çatışmaların uzamasının bölgeyi istikrarsızlaştırarak, özellikle İran’dan Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkelere göç dalgası oluşmasına sebep olacağını belirtti.
“Dronlar ve balistik füzelerin %99’unun önlendiği açıklandı”
Kartal, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“13 Nisan’ı 14 Nisan 2024’e bağlayan gece ülkeler İran’ın İsrail’e saldırdığı haberiyle acaba Ortadoğu’da yeni bir savaş mı başlıyor ya da İsrail’in Filistin’de başlattığı saldırıların yeni bir boyuta mı evriliyor diye düşünmeye başladı. İsrail tarafından İran’ın saldırıda kullandığı dronlar ve balistik füzelerin yüzde 99’unun önlendiği açıklandı. Ancak bu saldırılarda ABD’nin, İngiltere’nin hatta Fransa’nın bile İsrail’e doğru gelen bu dron ve füzelerin daha İsrail’e ulaşmadan havada imha edilmesinde yardımcı olduğu bu ülkelerin açıklamalarından ortaya çıktı. İran’ın bu etkisiz saldırısı yetkili makamlarınca yeterli görüldü ve meşru müdafaa hakkı olarak açıklandı.
“İran’a yeni yaptırımlar işaret edildi”
İsrail’in çağrısı üzerine acil toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yaşananları değerlendiren Kartal, “Birleşmiş Milletler daimî üyesi 5 ülke arasında farklı açıklamalar dikkati çekiyor. ABD, İngiltere ve Fransa İran’ı kınayıp İsrail’e destek verirken, İran’a yeni yaptırımları da işaret etti. Ancak Rusya ve Çin, İran’ın konsolosluk binasına yapılan saldırının uluslararası hukukun ihlali ve bir savaş nedeni (casus belli) olduğunu belirtti. Toplantıya çağrılan İran temsilcisi ise meşru müdafaa hakkının açıkça ifade edildiği BM anlaşmasının 51. maddesi gereğince hiçbir kimsenin zarar görmediği bir saldırı düzenlendiğini açıkladı. Toplantıda bulunan İsrail temsilcisi tüm sorumluluğu İran’a yüklerken Çin ise toplantıda petrol fiyatlarındaki muhtemel artışa dikkat çekti fakat şu ana kadar korkulan henüz olmadı” şeklinde konuştu.
“Petrol bağımlısı ülkelerde daha fazla bir etki oluşturacaktır”
İran’ın daha önce asimetrik unsurlarla yaptığı başarılı görünmeyen saldırıların, İsrail’in yanı sıra bölgede bulunan diğer ülkelere karşı da bir uyarı niteliği taşıdığını belirten İstanbul Beykent Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr. Atahan Birol Kartal, “Ayrıca çatışmaların uzaması veya uhtemel bir İsrail karşı saldırısı bölgenin istikrarsız hale gelmesine sebep olacak Almanya, Çin ve Türkiye gibi petrol bağımlısı ülkelerde daha fazla bir etki oluşturacaktır. Çatışmanın uzaması ve yayılması özellikle İran’dan Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkelere bir göç dalgası oluşmasına sebep olacaktır” dedi.
Kartal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İran’ın 2 bin kilometreye kadar ulaşabilen füzeleri ve insansız hava araçlarının çatışmanın devamı halinde İsrail’in kendi topraklarında zayiat verdirebileceği ayrıca bunun yanı sıra alt yapısının önemli ölçüde zarar verdirebileceği açıktır. Aynı zamanda İsrail’e komşu ülkelerden asimetrik unsurlar ile İsrail’in vurulabileceği ve sabotajlar düzenlenebileceği de değerlendirilmektedir. İsrail hava savunma sistemlerinin iyi çalıştığı bu saldırılarda gözlemlenmiştir ancak tüm roket ve dronların da imha edilemediği ve savaşın uzamasıyla “demir kubbe” de daha fazla açıklar bulunulabileceği beklenmektedir.”