Bir zamanlar önünde kuyrukların oluştuğu ve zamanla teknolojinin gelişmesiyle işlevini yitiren ankesörlü telefonlar adeta tarih oldu.
1891 yılında William Gray tarafından üretilen ve jetonla çalışan ankesörlü telefonlar ülkemizde 90’lı yıllarda yaygınlaşmaya başladı. İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde konumlandırılan bu telefonlar zamanla tüm Anadolu’da iletişimi sağladı. İlk olarak büyük, orta ve küçük tip jetonlarla kullanılan bu telefonlarda daha sonra kartlı sisteme geçildi. Şehir meydanlarında, askeriyelerde, yurtlarda olmak üzere ticaret merkezi gibi insan yoğunluğun olduğu bölgelerde bulunan telefonlar teknolojinin gelişmesi ve cep telefonun ortaya çıkmasıyla neredeyse işlevini yitirdi. Günümüzde konumlandırılan yerlerden kaldırılmayan ankesörlü telefonlar görenleri adeta geçmişe götürüyor.
Uzakları yakınlaştırıyordu
Adem Haral, geçmişte gurbette olduğu için nişanlısıyla ankesörlü telefonla iletişime geçtiğini ifade ederek, "Gençliğimizde ankesörlü telefonları kullanmıştık. Cep telefonlarının olmadığı dönemlerde haberleşmede işimize yarıyordu. Bazılarında jeton kullanılıyordu. PTT’den jeton alıyorduk. İrili ufaklı jetonlar vardı, konuşma süremize göre seçerdik. O zamanki iletişim aracı ankesörlü telefondu. 1987 yılında ben nişanlandım, daha sonra bir ay başka yere gittim. Nişanlımın evinde telefon vardı. Onunla iletişim sağlayabilmek için sürekli jeton alırdım. Bizi birbirimize kavuşturduğu içinde ankesörlü telefonları çok seviyorduk" dedi.
"Acı tatlı hatıralar bunlarla canlanıyor"
Haral, ankesörlü telefonları görünce acı ve tatlı hatıralarını hatırladığına değinerek, “Ankesörlü telefonların halka o zamanki hizmeti bambaşkaydı. Önemli bir iletişim aracıydı. Bazen sabırsız insanlar çıkıyordu konuşma biraz uzayınca ‘hadi kardeşim, burada ağaç olduk’ gibi serzenişlerde bulunuyorlardı. Ben 60 yaşındayım, benim gibi bunları kullanan insanlar da beni anlar. Şimdi bu telefonları görünce illa ki duygulandırıyor. Duygulanmamakta elde değil çünkü acı tatlı hatıralar bunlarla canlanıyor. Şimdi yeni teknolojide insanların duygulanacak hali kalmıyor" diye konuştu.
"Bu telefon kulübelerinin önünde kuyruklar oluyordu"
İbrahim Daştan, geçmişte ankesörlü telefonların önünde kuyrukların oluştuğunu söyleyerek, "Askerdeyken kullanmıştım. Şu anda da aktif şekilde kullananlar oluyor. Cep telefonlarından önce bu telefonlar kullanılıyordu. Bu telefon kulübelerinin önünde kuyruklar oluyordu. Şimdi sadece yurt dışını aramada kullananlar oluyor. Tabii gördükçe hatıralarımızı hatırlıyoruz. Telefon kulübesi önünde hasret giderenler, ağlayanlar, bağıranlar ve sinirlenenler oluyordu" şeklinde konuştu.