Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı Ayvalı Mahallesi mezrasında yaşayan çiftçiler, tapu kadastro kayıtlarındaki yanlışlığın giderilmesini istiyor. 1992 yılında tapu kadastro işlemleri sırasında mezralarının "orman" olarak gösterildiğini belirten vatandaşlar arazilerin "2B" statüsünde kendilerine satışını talep ediyor.

Yaklaşık 100 civarında vatandaşın yaşadığı mezralarda çiftçilik yapan köylüler, ürünlerinin yarısını çöpe atmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Ürünlerini değerlendirebilmek ve üretimlerini sürdürebilmek adına, arazilerinin tapu satış işlemlerinin hızlandırılmasını ve mezralarına elektrik bağlanmasını istiyorlar.

Çiftçiler, mevcut durumun sürdürülebilir bir tarım için engel teşkil ettiğini belirterek, yetkililerden destek ve çözüm bekliyor. Oltu’nun ekonomik ve sosyal yapısına önemli katkı sağlayan bu mezraların sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiği vurgulanıyor.

Oltu ilçesi Ayvalı Mahallesi Muhtarı Yunus Ay, “Bizim dedelerimizden kalan mezramızda ülkemize katkımız olsun diye üretim yapmaktayız. Ekim yerlerimiz büyük ve küçük baş hayvanlarımızın tamamı burada, dedelerimizden de kalan yer burası. Biz bu mezramıza yaşlı ve orta yaşlı köylülerimiz bu mezraya çıkıyor. Bu mezramızda elektriğimiz yok. 1992 yılında kadastro bu mezramızı orman arazisi yapmış şimdi burayı da bizim elimizden almak istiyorlar şuan burada evi olanlar ahırı samanlığı olanların tamamı mahkemeliğiz. Bize diyorlar ki bu mezradan çıkın biz buradan çıkarsak biz nerede üretim yapacağız, bizim köyümüz mahalle oldu ama burası köy statüsünde. Bizim burada üretim yapmamız lazım 600 büyük baş hayvanımız var. Bin adet küçük baş hayvanımız var burada elektrik yok, yaşayan kadınlarımız elle ineklerini koyunlarını sağmaya çalışıyorlar oda gece yarılarını buluyor. Sağdıkları sütü işleyemiyor yarısı bozulup gidiyor bizim derdimiz bizim hayatımızı kolaylaştırsınlar. Bu mezramızı 2B arazisi olarak bize satsınlar biz kendi yerlerimiz 2B arazisi olarak alalım. Biz burda üretim yapmaya devam edelim” dedi.

Ayvalı mahallesinde çiftçilik yapan Havva Aydın ise “62 yaşındayım Kayınpederim 88 yaşında vefat etti benim aklım kesti kayın pederim bu yaylada duruyor. Kayınpederimin babası bu yaylada durdu ve şimdide biz duruyoruz. Buraya önce tapularımızı sonrada elektrik istiyoruz. Yaptığım ürünlerimizin çoğusu boşa gidiyor çöpe atıyoruz hep zayi oluyor. Biz bu mezramızı bırakamayız Benim 7 çocuğum 20 torunum var bunlar ne yiyip içecek ben bu yaştan sonra nere gidebilirim” dedi.

Naime Ay ise “Bu mezrada ilaçlarımız hep bozuluyor. Bizim pişirdiğimiz yemeklerimiz hep bozuluyor, gece karanlık çökünce süt sağımı yapamıyoruz. Buz dolabımız olsa rahat edeceğiz bir çok ineğimizi sağamıyoruz, elektriğimiz olsa süt sağma makinası ile sağar daha fazla peynir yağ üretiriz. Bizim önce tapularımızı istiyoruz sonrada elektriğimizi istiyoruz” dedi.

Mezrada yaşayan Serdar Ay “Ben bu mezrada doğdum babam 85 yaşında rahmetli oldu burada yaşıyordu, babamdan önce dedemlerde burada yaşıyordu. Biz burada ticaret yapmıyoruz üretim yapıyoruz. Ülkemize katkı sağlamaya çalışıyoruz ekonomimize faydamız olsun diye üretim yapıyoruz yüz yıllardır elektriğimiz yok yağımız peynirimiz hep ziyan oluyor, yolumuz yok suyumuzu kendimiz getirdik evlerimizden su akmıyor biz elektrik almak isterken şimdi yaylamızı elimizden almak istiyorlar. Bu duruma büyüklerimizin el koymasını istiyoruz, mezramızı bize versinler istiyoruz” dedi.

Nazım Ay da “Burası bizim 500 yıllık mezramız, biz burada hayvancılık yapıyoruz. Devletimize kendimize katkı olsun diye biz hep tüketicimi olalım biz hiç üretici olmayalım mı? Bizim gibileri hep çekip büyük şehirlere göç etmişler şimdi orada dert yanıyorlar peynir 300 lira yağ 300 lira peki bizlerde bırakırsa yağı peyniri 1000 liraya bile bulamayacaklar. Biz hayvancılık yapıyoruz ben dedemden beri buradayım halen daha buradayım bizim devlet büyüklerimizden ricamız bizim sorunumuza el atmasını istiyoruz. Bir an önce sorumuzu çözerseler çok mutlu oluruz, biz yıllardır elektrik almak için müracaat ediyoruz tapu yok diye alamıyoruz. Elektrik olmayınca ürettiğimiz ürünlerimizin yarısı çöpe gidiyor bizim dedelerimizin yaptıkları evler çöktü artık biz bunların yerine yenilerini yaptık şimdi bunları sökmek istiyorlar. Ne imiş tapumuz yokmuş eğer bu şekilde devam ederse bu iş hiçbir yaylada insan kalmaz inek kalmaz bu millet ne yiyip içecek” dedi.

Suzan Polat da “Ben buraya 42 yıl önce gelin geldim, burada kayınpederimin malı davar vardı bizde yıllardır onun yolundan gidiyoruz, evlerimiz uçuyordu bizde söküp yeniden yaptık bu evlerimizi sökmek istiyorlar. Biz memnun değiliz razı değiliz benim 10 tane ineğim var sadece 3 tanesini sağa biliyorum ben şeker hastasıyım yaptığım yoğurdum peynirim yağım hep zayi oluyor biz tapumuzu ve elektriğimiz istiyoruz” dedi.

Kaynak: iha