Okul öncesi eğitim, çocukların ileri yıllardaki akademik ve sosyal hayatlarında başarılı olmalarının temelini atıyor. Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, bu dönemin çocukların gelişimi açısından büyük bir öneme sahip olduğunu, yapay zekâ uygulamalarının da başta yabancı dil dersleri olmak üzere artık okul öncesi eğitimde kullanıldığını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2022-2023 verilerine göre beş yaşında okul öncesi eğitim alan öğrencilerin oranı yüzde 85 civarında. Uzmanlar bu dönemin çocukların gelişimi için çok önemli olduğunu vurguluyor. “Milli Eğitim Bakanlığı’nın da altını çizdiği gibi, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve kalitesinin artırılması, ülkenin geleceği açısından büyük bir öneme sahiptir” diyen Özlem Dağ, okul öncesi eğitime yapılan yatırımlar ve bu eğitimin yaygınlaştırılmasına yönelik politikaların, ülkemizde toplumun genel refahını artırmaya yönelik önemli adımlar olduğunu belirtti.

Zekâ gelişiminde etkili

Okul öncesi eğitimin, çocukların zekâ gelişiminde çok önemli olduğuna dikkat çeken Özlem Dağ, şöyle konuştu:

“Okul öncesi eğitim çocukların problem çözme, eleştirel düşünme ve kavramsal öğrenme gibi bilişsel becerilerini geliştirir. Yapılandırılmış oyunlar, eğitimsel etkinlikler ve fark oluşturan aktiviteler zekâ düzeylerini artırır. Çocukların kelime dağarcığını genişletmelerine, dil yapılarını anlamalarına ve ifade yeteneklerini güçlendirmelerine yardımcı olur. Çocukların hafıza kapasitelerini geliştiren şarkılar, tekerlemeler ve hikâye anlatımı gibi tekrara dayalı öğrenme yöntemleri, çocukların belleklerini güçlendirir. Temel matematik becerileriyle çocukların sayısal düşünme ve matematiksel zekâ becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Sanat, drama ve fark oluşturan oyunlar, çocukların yenilikçi düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirir. Duygularını tanıma, ifade etme ve yönetme becerileri, duygusal zekâ gelişiminin önemli bir parçasıdır ve bu dönemde güçlü bir temel atılır.”

Öğrenme güçlükleri erken fark edilebilir

Okul öncesi eğitimin çocukların ileriki yıllardaki akademik ve sosyal hayatta başarılı olmasına önemli katkılar sunduğunu belirten Özlem Dağ, ailelerin eğitim sürecine dahil olmasını ve çocuklarının gelişimi hakkında bilinçlenmelerini de sağladığını ifade etti. Dağ, çocukların gelişimsel gecikmeleri ya da öğrenme güçlüklerinin bu dönemde fark edilmesinin önemini vurgulayarak, erken yapılan tespitlerin sorunların çözülmesi açısından çok önemli olduğunu belirtti.

Bu dönemde öğrencilerin anaokulunda olmalarının akran öğrenmesi açısından da önemine vurgu yapan Özlem Dağ, “Çocuklar, birlikte oynadıkları oyunlar veya yaptıkları aktiviteler aracılığıyla birbirlerinden öğrenirler. Çocuklar birbirlerinin davranışlarını gözlemler ve taklit ederler. Böylece yeni deneyimler kazanırlar” dedi.

Dil eğitiminde yapay zekâ desteği

Okul öncesi eğitimde özellikle ikinci dil öğreniminde önemli başarılar elde edildiğini belirten Dağ, öğrencilerin bu dönemde ikinci bir dil öğrenimine esnek olduklarını belirterek “Çocuklar, okul öncesi dönemde dil öğrenmeye yatkındır. Erken yaşta yabancı dil ile tanışan çocuklar, dilin seslerini, yapısını ve kurallarını daha hızlı ve doğal bir şekilde öğrenirler” dedi. “Okul öncesi dönemde çift dilli eğitimin çocuklarımıza kazandırdığı en büyük avantajlardan biri, onların geleceğe daha donanımlı bir şekilde hazırlanmalarıdır” diyen Özlem Dağ, küreselleşen dünyada birden fazla dil bilmenin, çocukların iş hayatında ve sosyal yaşamda daha başarılı olmalarını sağlayacağını belirtti.

Bahçeşehir Koleji’nde okul öncesi eğitim seviyesinde dil öğrenimine çok önem verdiklerini söyleyen Özlem Dağ, öğretmenlerin gayretlerinin yanında dil öğretimi için yapay zekâ kullanmaya başladıklarını da ifade etti. Dağ, “Sınıf içinde haftalık ders etkinlikleri AI Chatbot uygulamasıyla karşılıklı etkileşime girerek öğrencilerimizin teknoloji okuryazarlık bilgilerinin gelişmesi sağlanacak. Aynı zamanda etkinlikleri zenginleştirerek uygulayacakları ortamlar sunacaktır” dedi.

Erken yaşta doğru ekran

Çocukların okul öncesi dönemde teknolojiyle tanıştıklarını belirten Özlem Dağ, bu durumun bazı planlamalarla avantajlı hale getirilebildiğini, dil öğretiminde olduğu gibi matematik alanında da teknolojiden yararlandıklarını belirtti. Dağ, “Eğitim uygulamaları ve interaktif oyunlar, çocukların erken okuryazarlık ve matematik becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Animasyonlu hikâyeler ve eğitici oyunlar, çocukların kelime dağarcığını ve sayısal becerilerini artırabilir. Teknolojiyle erken ve doğru şeklide tanışan çocuklar, dijital okuryazarlık becerilerini geliştirebilirler” diye konuştu.

Kaynak: iha