NASIL ANLATACAĞIZ?.. 
TEPKİ
    Küçük oğlum Bahadır dün akşam bana şu soruyu sordu;
    “Baba; adalete güveniyor musun?”
    Bir an durdum;
    “Nereden çıktı şimdi bu soru?” derken, “Tabi ki güveniyorum” dedim.
    “Gelir misin” dedi ve beni bilgisayarın başına oturttu.
    Okumamı istediği yazı Hüseyin Kocabıyık’a aitti ve aynen şu ifadeler yer alıyordu.
    ****
    Ergenekon davasında Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ bazı yüksek rütbeli komutanların şahit olarak dinlenmesini talep ediyor. Bu talep mahkeme tarafından değerlendiriliyor ve mahkemeden şöyle bir karar çıkıyor:
"Davanın sonucunu değiştirmeyeceği için talebin reddine..."
    Ne tuhaf ve ne feci bir karar bu böyle. Oysa aynı mahkeme sanıkların aleyhine gizli tanık olarak 33 erin katili olan PKK'lı Şemdin Sakık'ı dinlemekte bir beis görmemişti.
    Nedir bu direnç, nedir bu tuhaflıklar ben anlamıyorum.
   Bundan sonra bir Allah'ın kulu hep savunduğum bu mahkemelerden adalet çıktığına beni inandıramaz.
    Dün:
    Zalim kararlar verildi. Tayyip Erdoğan gibi başarılı bir belediye başkanını şiir okuduğu için hapse atan, RP’yi kapatan, FP’yi kapatan, seçilmiş olmayı yargı kararlarıyla aşağılayan kararlar...
    Bu hukuksuz kararlar vicdanların patlamasına neden oldu.
    Bugün:
    Mahkemede avukat haklarını hakimin izniyle savunan İstanbul Barosu hakkında dava açıp baroyu hukuk marifetiyle tasfiye etme hesapları yapılıyor. Baro Başkanı Ümit Kocasakal'ın kendi çizgisini savunmada gösterdiği pırıltıdan dolayı onu susturmak istiyorlar.
    Kim yapıyor bunu?
    Yargı yapıyor.
    Kendince muhalefeti tanzim etmek istiyor. Üstelik siyasetin, AK Parti'nin, muhafazakar çevrelerin böyle bir talebi olmadan yapılıyor bütün bunlar.
    Benim açımdan Tayyip Erdoğan'a dün yapılan hukuksuzlukla Ümit Kocasakal'a bugün yapılan hukuksuzluk arasında hiçbir fark yok.
    Ben kendi adıma isyan ediyorum.
    Bu örnekler demokrasi ve özgürlük düşmanlığının başka ellerde bugün de devam ettiğini gösteriyor.
    Ben bu oyunu göz göre göre seyredemem!
    Ergenekoncuların, darbeci zalimlerin asla yanında yer alamam ama bu yargı zulmüne ve bu adaletsizliğe de seyirci kalamam!
   ****
    Yazıyı okuduktan oğlum gözümün içine baktı ve alaycı bir ifadeyle tekrar aynı soruyu tekrarladı.
    “Baba; Adalete güveniyor musun?..”
    “Tabi ki, güveniyorum. Kötü örnekler olabilir ama er veya geç adalet tecelli eder” dedim.
    Oğlum burnunu kıvırdı öteki odaya geçti!..
    !!!
    Söyler misiniz, son dönemlerde olan bitenleri çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl anlatacağız?..

ALKIŞ
---------------------------
112 Acil’in hizmeti..
    Her ne kadar Sakarya’da sekteye uğramış gibi görünse de sağlık hizmetleri geçen 10 yıla göre çok iyi duruma geldi diyebiliriz..
    Kabul edersiniz veya etmezsiniz bilemem ama AKP iktidarı sağlık hizmetlerine akıl almaz paralar harcadı.
    Hastanelerimizin maşallahı var.
    Tabir yerinde ise 5 yıldızlı otel gibiler.
    Hastaneler şöyle dursun, benim asıl dikkatimi çeken 112 acil7in hizmet anlayışı ve kalitesi oluyor.
   Bir telefonla neredeyse “Başım ağrıyor” diyenin bile evine kadar gidiliyor.
   Hafife alınacak, göz ardı edilecek bir hizmet değil.
   Allah hiç kimseyi hastaneye düşürmesin, ambulansa muhtaç hale getirmesin diyorum ama 112 Acil’in hizmet anlayışına şahsen şapka çıkartıyorum…
    İyi 112 Acil’ciler varlar.
    İyi ki böyle bir sistem var.
    Yoksa, evinde, işyerinde rahatsızlanan o an için yapılacak minik bir müdahale yaşama döndürülebilecek olan insanlarımızın akıbeti ne olurdu?..
     İyi ki varlar diyorum ve 112 Acil Servis’in tüm çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum.
TEBESSÜM
-----------------------
Ne yedim bil!..

    Temel kahvede Cemal'e sordu:
    "Bu cün öğleye çok güzel pir şey yedum. Pil bakayum nedir?"
    "Ola ne pileyum?"
    "Pi kolaylık yapayum sana. Yediğim şey (P) ile paşlayı."
    "Pilav"
    "Yok"
    "Pirasa"
    "Gene pilemudun”
    "Pastırma"
    "O da deyil"
    "Eeee... Bilemedim, sen söyle!"
    "Pamya..."
    !!!

--------------------
Neden ağlıyorsun!

Temel hastaneye gider.
    Girişte birinin ağladığını görür. Yaklaşır ve sorar:
    "Hayrola hemşerim, neden ağlıyorsun?"
    Adam, "Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler" der demez bu sefer de Temel hüngür hüngür ağlamaya başlar.
    Ne olduğunu anlayamayan adam Temel'e sorar:
    "Hayırdır hemşerim. Sen niye ağlamaya başladın şimdi?"
    Temel cevap verir:
    "Ben idrar tahlili yaptırmaya gelmiştim."