KIRKLARELİ (AA) - Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Yılmaz, "Rumeli coğrafyasının batısıyla doğusu, kuzeyi ile güneyi farklı ağızlar kullanır. Yani Makedonya'da farklı, Deliorman'da farklı, Trakya'da farklı, Yunanistan'a ya da daha aşağı coğrafyaya inince farklı ağızlar var." dedi.

Yılmaz, Fen Edebiyat Fakültesi Ahmet Cevdet Paşa Salonunda düzenlenen "Kırklareli İli Rumeli Göçmenlerinin Dilleri Ne Kadar Korunmuştur" konferansında, Osmanlı döneminin son zamanlarında yaşanan Rumeli göçleriyle birlikte çok büyük insan ve kültür akınları yaşandığını belirtti.

Göçlerin sadece insan yada eşya naklinden ibaret olmadığını anlatan Yılmaz, Rumeli'den ve Balkanlardan göç eden insanların beraberinde büyük bir kültür ve dil dünyası da yerleştikleri topraklara götürdüğünü vurguladı.

Rumeli coğrafyasında çok farklı dil türlerinin bulunduğunu ifade eden Yılmaz, "Rumeli coğrafyasının batısıyla doğusu, kuzeyi ile güneyi farklı ağızlar kullanır. Yani Makedonya'da farklı, Deliorman'da farklı, Trakya'da farklı, Yunanistan'a ya da daha aşağı coğrafyaya inince farklı ağızlar var. Buna sebep de Anadolu yada Karadeniz tarafına geldikleri coğrafyanın farklı dil ve kültür özellikleridir. Dolayısıyla Rumeli göçmenlerinin dilleri geldikleri şehirlere göre farklılık arz eder." diye konuştu.

- "Ülke içi etkileşim standart dili baskın hale getirmektedir"

Yeni neslin, göçmenlerin dillerini kullanmadığını dile getiren Yılmaz, ülke içi etkileşimin standart dili baskın hale getirdiğini belirti.

Türkiye'de merkezde İstanbul Türkçesinin olduğu standart bir dil eğitimi verildiğini anlatan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

"O eksenden hareketle o eğitime tabi tutulan hangi milletten, milliyetten ya da bölgeden olursa olsun aynı dile vakıf olacaklar, aynı dili öğrenecekler ve kullanacaklar. Dolayısıyla ağızların yok olması çok normaldir. Yöreye göre eğitim verilemez, dağınık olacaktır. Çünkü hiç bir devlet dağınıklığı istemez. Bu bölgede ağız duyuyoruz hatta çok sevilen bir ağız. Ama dikkat ediniz sadece sevilir, dinlenir, konuşulması da eğlencelidir ama yaygınlaşırsa iş değişiyor. Sonuçta merkezde İstanbul Türkçesi olan bir eğitime tabiyiz ve hemen kolayca değişmesi istenmez. Dillerin ve renklerin çeşitliliği bu güzel bir şey elbette bu yaşamalı ve yaşatılmalı. Artık iletişim çok büyük bir havuz oldu ve oraya kim girerse standart bir çehreye bürünüyor. Ülke içi etkileşim standart dili baskın hale getirmektedir. Ülke içindeki farklı dil ve diyalektler standart dil merkezinde buluşmakta, dil ve diyalektlerin sonunu getirmektedir. Zaten her zaman azalan dillerin yanına diyalektler de girmektedir. Bu durum çeşitliliği azaltmakta dillerin ve insanların çeşitliliğini sona erdirmektedir."


Kaynak: aa