İSTANBUL (AA) - İnsan ve İrfan Vakfınca, Kasımpaşa Mevlevihanesi'nde 99 yıl aradan sonra ilk aşure kaynatılıp dağıtıldı.
Tarihi kaynaklara göre aslı 17. yüzyıla dayanan ve 1979'da çıkan bir yangında tamamen yok olan mevlevihane, özgün haliyle yeniden inşa edilmesinin ardından etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Mevlevihanede düzenlenen "Kerbela Şehitleri Ruhuna Muharremin Bereketine Aşure Merasimi"nde ise tarihi yapıda 99 yıl aradan sonra ilk aşure kaynatıldı.
İnsan ve İrfan Vakfının öncülüğünde düzenlenen programda aşure kazanlarının başında Kelime-i Tevhid okunup dua edildi. Etkinlikte, mutriban ekibi de mersiye, kaside ve ilahilerle yer aldı.
Vakfın Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Fatih Çıtlak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşurenin kendileri için sadece bir yiyecek olmadığını, farklı malzemelerin ayrı ayrı da olsa birleşmesi ve tatlanması hali olduğunu söyledi.
Çıtlak, Kasımpaşa Mevlevihanesi'nin yaklaşık 100 senedir tütmeyen bir ocak olduğunu dile getirerek "Bu ocağın aşure olarak uyandırılması, farklı insanların bir araya gelebileceği bir kıvama ermesi ve buradaki herkese dağıtılacak bir aş ve inşallah aşka vesile olması açısından çok önemsiyoruz. Toplumlar millet haline geldikten sonra merasimleriyle yaşarlar, merasimlerin aktardığı maneviyatla bütünleşirler. O yüzdendir her milletin kendine has bir bayramı, özel günleri vardır. Aşure bizim için birlik olmanın, zehri, acıyı bal etmenin ve farklılıkların tatlandığı bir aş." dedi.
İnsan ve İrfan Vakfında, hizmet edenler içerisinde çeşitli meslek gruplarından gönüllüler olduğuna, herkesin burada imece usulü çalıştığına dikkati çeken Çıtlak, şöyle devam etti:
"Hiçbir beklentisi olmadan bunu sadece Allah için yapıyorlar. Birileri bunu başlatmalı, birileri her şeye rağmen her şeyin maddeyle konuşulduğu, ekonomiyle tartışıldığı bir ortamda bundan ibaret olmadığımızı göstermesi lazım. Konuşmak dediğimizde sosyal medyada herkes konuşuyor. Herhangi bir şekilde kendisine sorulduğunda bilen de bilmeyen de belki konuşuyor. Biz bunlarla meşgul olmuyoruz. Bilebildiğimiz şeyi en güzel şekilde yapmaya çalışıyoruz."
Çıtlak, yaklaşık 37 yıldır aşure kaynatılma merasimlerine katıldığını, bunun tarifinin ise Osmanlı'dan tevarüs eden en az 350 yıllık bir geçmişi olduğunu anlattı.
Aşurenin hazırlık aşamasında dua okunduğunu dile getiren Çıtlak, "Birazdan şeker atılırken bu aşurenin tadının şekerden değil, şükürden olduğunu göstermek için de tevhitle bunu yapacağız. İnsan ve İrfan Vakfı bu güzellikleri belki inadına ama kimseyle tartışmadan, kendilerini ortaya koyarak göstermeye çalışıyorlar. Kendilerini göstermek adına değil. 'Haydi siz de yapın.' demek için." diye konuştu.