Tayland Kraliçesi’nden Katar Emiri’ne kadar birçok ünlü isim için kumaş tasarlayan, İngiliz Kraliçesi’ne portre dokuyan Türkiye’nin en önemli modacılarından Fırat Neziroğlu, bilgi ve deneyimlerini öğrencilerine aktaracak. Ünlü modacı, Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde bu yıl açılan “Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü”nde sektördeki yenilikleri ve dünyada hak ettiği yeri bulamayan geleneksel Türk kumaşlarının dokumasını öğretecek.

Tasarladığı kumaşlarla ünü Türkiye’yi aşan, İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in ölümünden birkaç yıl önce istediği tablosunu dokuyan, kültür elçiliğini yaptığı Tayland Kraliçesi’nin özel olarak doğum günü kutlamasına davet ettiği, Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Al Thani’ye kıyafet tasarlayan, Londra, Paris gibi moda başkentlerinde tasarımları sergilenen Fırat Neziroğlu, deneyimlerini aktaracağı öğrenciler yetiştirecek. New York Fashion Week’e katılma başarısı gösteren Neziroğlu’nun donanımlı genç modacılar yetiştirme hayalini gerçekleştirmeyi hedeflediği BAU Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü, bu yıl ilk öğrencilerini alarak eğitime başlayacak.

Teorik ve pratik eğitim

Eğitim planlamasını daha önce de birlikte çalıştığı Tekstil ve Moda Tasarım Bölüm Başkanı Doç. Ayşe Günay ve Dr. Öğr. Üyesi Özge Nalbantoğlu ile birlikte yaptıklarını söyleyen Fırat Neziroğlu, mesleki deneyimlerini aktarmaktan büyük mutluluk duyacağını söyledi. Sadece teorik bilgiyle mezun edilen öğrencilerin sektöre girişte ciddi zorluklar yaşadığını belirten Neziroğlu, pratik eğitimin gerekliliğini vurguladı. Dünyadaki moda çalışmalarını, sektörü ve kendi öz kültür kaynaklarını tanımanın önemli olduğuna değinen ünlü modacı, eğitimde atölye çalışmaları, teknoloji ve dünya kumaşlarıyla birlikte özellikle Türk kumaşlarını dokuma pratiğine önem vereceklerini söyledi.

“Atölye ve dokuma pratiği almalılar”

Öğrencilerin okul kampüsünde atölye ve kumaş dokuma eğitimi de alacaklarını vurgulayan Fırat Neziroğlu, “Okulun bana verdiği en büyük imkânlardan bir tanesi, burada bir dikiş atölyesi olması. Bu sayede koleksiyonlarımı burada hazırlayabiliyorum. Ünlü markalara ait bu koleksiyonları yurt dışına, yurt içine gönderebiliyorum. Öğrencilerin, bu ürünlerin nasıl tasarlandığını ve hazırlandığını gözlemlemeleri ve burada ürün dokuyabilmeleri en önemli gerekliliğimizden birini karşılıyor. Üniversitenin bu imkânı sunmasını, genç yetenekler için çok önemsiyorum” dedi.

“Türk kumaşı hak ettiği yeri bulmalı”

Fırat Neziroğlu, en önemli ideallerinden birinin de Türk kumaşının dünyada hak ettiği yeri görmesi olduğunu belirterek, öğrencilerine dünya kumaşları yanında Anadolu’daki bilinen 47 kumaşı dokumayı da öğreteceklerini söyledi. Anadolu kumaşlarıyla ilgili geçmiş yıllarda da çalışmaları bulunan ünlü modacı, “Türkiye kendi kültürünü unutmuş vaziyette. Biz daha çok doğu ya da batıya özenip hareket ediyoruz. Türk kültürü diye bir şey var! Biz içinde olduğumuz için buna çok alışığız. Ne kadar önemli olduğunu bir türlü fark etmiyoruz. Bugüne kadar tasarımlarda Türk kültürüyle, modern yorumlar bir yere kadar başarılı oldu. Çünkü sadece şekilde kaldı. Şekle takıldığımızda biz her zaman kaybediyoruz. Yapılan çalışmalar; elbiselerin üstüne halı, kilimleri parçaları monte etmek, desenleri onun üstüne bezemekle sınırlı kaldı. Ancak kumaş dokununca anlaşılır ve tanınır. Bunun için öncelikli olarak kendi kültürümüzü bilmemiz lazım. Anadolu’da farklı coğrafyalarda çok kıymetli kumaşlar üretiliyor. Bunları tanımak ve üretmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

Öğrenciler dokuma yapan Anadolu kadınlarıyla tanışacak

Hayata geçirdikleri bir projede Anadolu kumaşlarını, ortaya çıktıkları yörelerdeki kadınlara dokuttuklarını söyleyen Fırat Neziroğlu, BAU’nun içinde olduğu bu çalışmayla Anadolu kumaşlarını bir araya getiren önemli bir merkeze dönüştüğünü belirtti. Yeni öğrencilerini dokuma yapan kadınlarla bir araya getireceklerini ve ilk elden etkileşim oluşturacaklarını belirten ünlü modacı, Türk kumaşının dünyada hak ettiği yeri almasını da hedeflediğini söyledi.

“Türk kumaşını kostüm olmaktan çıkarmamız gerekli”

Türk kumaşlarını, kültürel giysilerde kostüm olarak kullanılmaktan çıkaracaklarını söyleyen Neziroğlu, bu kumaşları çağdaş bir dili olan giyilebilecek giysilerde kullanacaklarını ifade ederek “Birçoğu kültürel kostüm olarak kalan Türk kumaşlarından, büyükşehirde çağdaş bir dili olan, giyilebilecek giysiler hazırlamak istiyorum. Bu değerli kumaşlardan bu işi çıkarmak, özgün bir çalışma olduğu için ülkemizi rekabette de öne çıkaracaktır. Türkiye’nin zenginlikleri olan bu kumaşları öğrencilerin de dokuyor olabilecek olmasını ve bunlarla tasarımlar yapmalarını çok önemsiyorum” dedi.

Dünya kumaşlarını tanıyacaklar

Türk kumaşının eğitimin önemli parçası olacağını belirten ünlü modacı, öğrencilerin kumaş ve tekstille ilgili tüm detayları bilmeleri gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Öğrencilere elbette ki dünyada sektörün kullandığı birçok kumaşı öğreteceğiz. Türk kumaşının yeri tabi ki ayrı olacak. Tekstilin sadece desenden ve renkten ibaret olmadığını öğretmek istiyorum çocuklara. İşin içerisinde bilişim de teknoloji de olacak. Ama keçinin tüyünün biyolojik olarak yapısını, deniz tuzunun kumaşa etkisini bilmek zorundalar. Fethiye’deki bir konargöçer yörüğün kendi yetiştirdiği koyunun bize faydası gibi, yani bir doğal lifin -hayvansal ya da bitkisel- kendi varoluşuyla bize ve dünyaya ne faydası var? Ben zaten bunu araştırıyorum. Dolayısıyla buradaki çocuklar hem bu malzemeleri tanıyacak hem hocalarımla birlikte onların hangi kalıplarla bugün nasıl giyilebileceğini, kullanılacağını, nasıl sanat ve tasarım değeri taşıyan ürünler yapabileceklerini görecekler.”

Ünlü merkezlerde sergilenen ürünleri görecekler

Üniversitenin kampüsü içindeki sanat galerisinde, adı çağdaş sanatta yer alan sanatçıların sergilerine yer verdiklerini belirten Fırat Neziroğlu, öğrencilerin İtalya’da, New York’ta sergilenen ürünleri burada görme şansı olacağını söyledi. Neziroğlu, “Sergilere katılan insanlarla görüşme imkânı bulacaklar. Bunu, öğrencilerin gelişimi açısından çok önemsiyorum. En büyük hayallerimden biri, dünyada ses getirecek modacıları yetiştirmek” dedi.

Kaynak: iha