Kırklareli Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem, Dünya Göçmen Kuşlar Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yayınladı.Erdoğan DEMİR / KEŞAN POSTASI

EDİRNE (İGFA) - Çidem, 2024 İlkbaharı, 9 Mayıs Perşembe günü, hem Dünya Göçmen Kuşlar Günü hem de Global BigDay aynı güne denk gelen bir gün diyerek, “Bugünün amacı, kuşların kıtalar arası zorlu göç yolculuklarına dikkat çekerek, karşılaştıkları tehditlere ve tehlikelere dikkat çekerek göçmen kuşların göç yolculuğunun sağlıklı bir döngüde devam etmesi, göç eden kuşların tanıtılması, yaşadığımız coğrafyanın bir canlısı olan  kuşları korumak ve yaşatmak hepimizin ortak sorumluluğudur.Her ilkbahar ve sonbaharda  on binlerce kuş, beslenme, üreme ve konaklama yapmak için kıtalar arası göç ediyor.  Türkiye üzerinden geçen bu kuşlar Afrika, Asya ve Avrupa kıtaları arasında ki bu yolculuk özellikle ilimiz yıldız dağları bölgesinden geçmektedir.  Bölgemizde ki sulak alanlarda mola vererek dinlenir ve beslenirler. Güç topladıktan sonra da yola devam ederler. Bu yol üzerinde bir çok tehdit var. Başta RES ve iletim hatları oluşturdukları bariyerlerle ölümlere de neden olmaktadırlar. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen bu göç devam etmektedir. Etmelidir de. Devam etmesi için,telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaşanmaması için  uluslar arası sözleşmeler ve bilimsel raporlar dikkate  alınmalıdır.”dedi.

SULAK VE SULAK ALANLAR TEHLİKE ALTINDA

Göçmen kuşların hayatta kalması için öncelikli olarak su ve sulak alanlar şart olduğunu da vurgulayan Çidem açıklamasına şöyle devam etti. “Göçmen kuşlar, üremeden dinlenmeye ve göç sırasında beslenmek için göllere, nehirlere, göletlere, kıyıdaki sulak alanlara ve hatta bitkilere ihtiyaç duyarlar. 

Ancak yapılan bazı  projelerle sular ve sulak alanlar tehdit altında.   Hayati önem taşıyan ekosistemleri ve hem kuşlar hem de insanlar için temiz suyun kullanılabilirliğini tehlikeye atıyor. Aslında son 50 yılda dünyadaki sulak alanların yüzde 35'i kaybedildi ve yakın zamanda yayınlanan BM Dünya Su Raporu'nda şu anda 2 milyardan fazla insanın güvenli içme suyuna erişimi olmadığı tahmin ediliyor.

Gerçekler endişe verici: Dünya çapındaki mevcut kuş türlerinin yüzde 48'inde nüfus azalması yaşanıyor.

Kuşların ana göç yolu üzerinde ki en önemli su kaynaklarından biri olan barajlarımızın çevresi RES ve iletim hatları ile örümcek ağı gibi çevriliyor. RES ler kıyma makinası, iletim hatları da öldürücü tuzaklardır. Ana kuş göç yolu üzerinde olan Istrancalarda, böyle devam ederse ki, ediyor. Kuşlara göç edecek gökyüzü ve dinlenecekleri, beslenecekleri ve su alanları kalmayacak. Göçmen kuşların birden fazla ülkenin sınırlarını geçmesi nedeniyle, uluslararası işbirliği onların etkili bir şekilde korunması açısından hayati önem taşıyor. 

Göçmen kuşlara ve ihtiyaç duydukları sularını ve yaşam alanlarını  korumakulusal ve uluslar arası biyo coğrafyada aciliyet ve önem arz ediyor.” 

RES’LER DOĞRU NOKTALARA YAPILMALI

Çidem açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Şimdi eğri oturup doğru konuşalım ve düşünelim. Bulgaristan topraklarında kalan  Istrancalarıda kuş göç yolu üzerine RES kurmuyor. Gerekçe göçmen kuşlar zarar görür. RES leri iç kısımlara kuruyorlar.

Biz bugüne kadar RES projelerine epey dava açtık. Açtığımız dava RES’lere değil, onların yanlış yere kurulmasına dava açtık. RES ler de doğru yere yapılmalı.  Dava açma nedenimiz de doğru yer seçimi yapılmadığındadır. Edirne İdare Mahkemesi ve Danıştay kararları da haklılığımızı ortaya koymaktadır.

Ülkemizin de taraf olduğu 9 Ocak 1984 tarih ve 84/7601 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanarak, 20 Şubat 1984 tarih ve 18318 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi.

Madde 3. Akit Taraflar, II ve III no’lu ek listelerde belirtilen göçmen türler için önem taşıyan ve kışlama, toplanma, beslenme, üreme veya tüy değiştirme yönlerinden göç yollarına uygun ilişki konumunda bulunan sahaların korunmasına özel dikkat göstermeyi kabul ederler hükmü vardır.

Madde  4. Akit Taraflar, bu maddede belirtilen doğal yaşam ortamlarının sınır bölgelerinde bulunmaları halinde, bunların korunması amacıyla, çabalarını uyumlu kılmak yönünden eşgüdüm sağlamayı taahhüt eder.

SONUÇ OLARAK  Bilimsel raporlarda “Yıldız Dağları tüm Palaearktik bölgenin ana kuş darboğazlarından birinin üstünde yer alır. Bu nedenle, bölgede rüzgâr santralleri inşa edilmesi tüm biyocağrafya bölgesindeki avifaunayı çok ciddi olarak  etkileyecek olumsuz sonuçlar doğurabilir. Yıldız Dağları’nın kuş göç yolları açısından stratejik konumu göz önüne alınarak bölgede rüzgâr santrali kurulumundan kaçınılmalıdır.”  Denilmektedir.”

Kaynak: igf