İSTANBUL (AA) - İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına dikkat çekmek için Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen "Zulmü Fırçala: 308. Gün" etkinliği, Esenler Dörtyol Meydanı'nda gerçekleştirildi.

Etkinlik kapsamında kurulan stantlarda çocuklar, Gazze'de yaşanan soykırımı tuvallerine yansıttılar.

Etkinliği ziyaret eden Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, AA muhabirine yaptığı açıklamalarda, Gazze'de, bütün dünyanın gözü önünde büyük bir zulüm yaşandığını dile getirdi.

Göksu, Gazze'de yaşanılan zulme duyarsız kalmayacaklarını belirterek, şunları söyledi:

"Geçmişte bize 21. yüzyılı şöyle tasvir ederlerdi: Artık savaşlar olmayacak, özgürlükler olacak, küresel ve coğrafi sınırlar farklı bir anlamda çizilecek, coğrafi sınırların olmayacağı farklı bir dünyada yaşayacağız. Oysa anlatılanların hepsi yalanmış. Çünkü 21. yüzyılda, bütün dünyanın gözü önünde çocuklar katlediliyor, bir millet soykırıma uğruyor. Sadece Müslüman oldukları için toprakları işgal edilmek isteniyor. Topraklarının işgaline direnen yiğit bir millet var: Gazzeliler. O çocuklar şehit oluyor. Yeryüzündeki küresel emperyalistlerin gözüne baka baka şehit oluyorlar ve dünya sessiz. Ama biz, yeryüzünde insanlığın vicdanı bir milletin çocukları olarak 7'den 70'e sessiz değiliz. Filistin bizim meselemiz, Gazze bizim meselemiz, Mescid-i Aksa bizim Mescid-i Aksa'mız, Kudüs bizim Kudüs'ümüz. Sonuna kadar Filistin ve Gazze'deki kardeşlerimizin yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz. 7'den 70'e buradayız. Onun için bugün küçücük eller zulmü fırçaladılar. Cenabıhak kardeşlerimize zafer nasip etsin."

- "Oradaki zulüm, orayı görmeden, hissetmeden gerçekten anlaşılmaz"

Esenler Belediyesi Sanat Evi Görsel Sanatlar Yönetmeni Kader Peker Özaytan, projenin daha önce ressam İlhami Atalay tarafından Ayasofya'da gerçekleştirildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, öğrencilerimizle birlikte Filistin konusunda belediye olarak elimizden geleni yapıyoruz. Proje bize sunuldu ve biz de yaz okulumuzdaki öğrencilerle gerçekleştirmek istedik. Hem İlhami hocama hem de ekibine bu konuda bize destek oldukları için çok teşekkür ederiz. En iyi yaptığımız işle, sanatımızla sesimizi duyurmak istedik. Oradaki zulmün, dünyanın her yerinde Müslümanlara karşı yapılanların farkındayız. Biz bunun karşısındayız. Yıllar önce Kudüs’e gittim. Oradaki zulüm, orayı görmeden, hissetmeden gerçekten anlaşılmaz. Ben de gitmeden önce bu kadar bilmiyordum, çok büyütüldüğünü düşünüyordum. Oradakiler resmen hapishanede yaşıyorlar, insanlar gerçekten kötü durumda. Yaptıklarımız hiçbir şey, elimizden gelenin daha fazlasını yapmamız, sesimizi daha fazla duyurmamız gerekiyor. Küçüğünden büyüğüne kadar herkesi bilinçlendirmek gerekiyor."

Filistin’de yaşanan zulme karşı bir araya geldikleri için çok mutlu olduğunu söyleyen "Zulmü Fırçala: 308. Gün" etkinliğinin koordinatörü Serra Çilesiz, "Bu projeyi İlhan Atalay hocamızın öğrencilerinden Canan Doğru geliştirdi. Projeyi ilk defa, 9 Haziran'da Ayasofya Meydanı'nda gerçekleştirdik. Orada, zulmün 247. gününde 247 ressam bir araya gelerek zulme dur dedik ve Filistin için resim yaptık. Projemizi devam ettiriyoruz. Bugün de Esenler Belediyesi'yle birlikte çocuklar burada Filistin için resim yapıyorlar." dedi.

- "Herkes zulme dur demek için bir araya gelmek istiyor"

Projeyle ilgili çok olumlu tepkiler aldıklarının altını çizen Çilesiz, şunları aktardı:

"Diğer şehirlerden, Ordu'dan Urfa'dan, üniversitelerden aynı projeyi onlarla gerçekleştirmek için teklifler aldık. Herkes zulme dur demek için bir araya gelmek istiyor. Buradaki çocuklar da içlerinden geldikleri gibi, hayal dünyalarında nasıl yansıyorsa o şekilde tablolara eserlerini yansıtıyorlar. Tabii onların iç dünyasını bizlerden daha farklı. Hepimiz üzüntü içerisindeyiz ve oradaki zulmü durdurmak için bir nebze de olsa bir şeyler yapabilir miyiz diye düşünüyoruz. Çok sevdiğim bir hocam şöyle bir söz söylemişti: Şair olan şiir yazsın, mühendis olan teknolojiyi geliştirsin, yeteneği olan da yeni etkinliklerle gerçekleştirsin. Biz de sanatçılar olarak, belki resimlerimizle bu zulme dur diyebiliriz diye buradayız ve üzüntümüzü biraz da olsa hafifletmeye çalışıyoruz."

Kaynak: aa