İSTANBUL (AA) - HAMDİ DİNDİREK - Mesleği nedeniyle birçok kez acının ve gözyaşının hakim olduğu Gazze'ye gitme fırsatı yakalayan Genel Cerrah Prof. Dr. Orhan Alimoğlu, şahit olduğu Filistinlilerin dramını, anıları ve tecrübelerini paylaştı.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Alimoğlu, Sağlık Bakanlığının hasta tahliye operasyonları, uluslararası tıp kongreleri ve kursları, sağlık merkezlerinin açılışları ile yardım faaliyetleri için pek çok kez Gazze'ye gitti.
2014'te İsrail'in Gazze'ye saldırısı sonucu yaralanan ağır hastaların tespiti ve Türkiye'ye getirilmesi, 2015'te düzenleyicilerinden biri olduğu Türkiye-Filistin Cerrahi Kongresi ile bazı sağlık merkezlerinin açılışları, 2016'da Gazze'deki cerrahlar için düzenlenen damar cerrahisi kursu ve geçen yıl düzenlenen Filistin Cerrahi Kongresi için Filistin'e giden Prof. Alimoğlu, burada yaşadıklarını ve tecrübelerini "Sevgili Gazze, Bir Doktorun Anıları" isimli kitapta bir araya getirdi.
Prof. Alimoğlu, acının ve gözyaşının kök saldığı toprakları olan, onurlu, cesur ve vakur insanların yaşadığı Gazze'nin içinde hep ukde olarak kalacağını ve onları asla unutmayacağını belirterek, "Gazze'den ayrılırken 'Şimdi gidiyorum ama bu bir daha gelmeyeceğim, seni unutacağım anlamına gelmiyor. Mutlaka yine sana doğru geleceğim. Çünkü kalbim burada kalıyor.' diye yazmıştım." ifadelerini kullandı.
- "Yahudi olsun, Hristiyan olsun, Budist olsun fark etmez, çocuk çocuktur"
İsrail'in 2014'te Gazze'ye yönelik saldırılarında boynu kırılan, annesi ile babasını aynı saldırıda kaybeden 7 yaşındaki Maha'yla anısını aktaran Prof. Alimoğlu, "Maha'yı gördüğümde siyah saçlarında kan ve toz toprak lekeleri duruyordu. Dünyalar güzeli bir çocuktu." dedi.
Bütün çocukların güzel ve değerli olduğunu, gördükleri karşısında tüm dünya çocukları için ağladığını aktaran Alimoğlu, "Yahudi olsun, Hristiyan olsun, Budist olsun fark etmez, çocuk çocuktur." dedi.
Maha'ya nefes alamadığı için boynundan bir delik açıldığını dile getiren Alimoğlu, şöyle devam etti:
"Hırıltılı bir şekilde oradan nefes alıyordu. Yanı başında bir oyuncak bebek vardı. Yıkıntının içinden almışlardı. Geride bir tek oyuncak bebeği kalmıştı. Evi, barkı yıkılmıştı. Annesiyle babası o yıkıntının altında can vermişlerdi. Geceleri korktuğunda sarıldığı annesi babası yoktu. Bir tek bebeği vardı ama ona da dokunamıyordu, kucaklayıp sarılamıyordu. Sadece başını çevirip bakabiliyordu. Gözyaşları, göz kapaklarında tuz zerreciklerine dönüşmüştü. Maha, çok akıllı bir çocuktu. Bu felaket başına gelmemiş olsaydı belki de okuyacak, vatanına milletine bilim insanı, öğretmen, doktor olarak ya da hangi mesleği istiyorsa o şekilde hizmet edecekti. Oysa şimdi bırakın okuyup meslek sahibi olmasını çocukluğunu bile yaşayamayacak."
Prof. Alimoğlu, yaralanan Maha'nın kollarını ve bacaklarını oynatamadığını, bakışlarıyla bir şeyler yapmaya çalıştığını ve konuşamadığı için dudaklarını kıpırdatıp yaşadıklarını anlattığını dile getirdi.
Çocuğun, saldırılar gerçekleştiğinde evindeki merdivenin altına girdiğini ifade ettiğini kaydeden Alimoğlu, "Babası köşeye geçmesini söylemiş, saldırı olunca da yere düşmüş. Annesi karnından yaralanmış. Ambulans geldiğinde ayağa kalkamamış, annesine bakmış, o da kalkamamış. Küçücük yaşında gördükleri, yaşadıkları akıl almaz şeyler. 'Anne, baba' diye seslenmiş ama ne annesinin ne de babasının seslerini duyabilmiş. Duyabildiği sesler sadece İsrail uçaklarının motor sesleri ve bombaların tahrip ettiği, canlı cansız, her şeyin boşluğa bıraktığı seslermiş. Boynundan aşağısı tutmuyordu, felç olmuştu. Uzun yıllar gerektirecek bir tedavi süreci onu bekliyordu. Başarı şansı çok düşüktü. Maha'nın yanından ayrıldığımda yüreğim buruktu." diye konuştu.
- "Gazze iyileşmeden dünya iyileşmez"
Prof. Alimoğlu, Gazzelilerin İsrail'in saldırıları altında ramazana girdiğini vurguladı.
Dünyanın vicdan sahibi insanlarının Filistinlilere sahip çıktığını dile getiren Alimoğlu, "Gazze hiçbir zaman umudunu kaybetmedi. Ağızlarından çıkan tek cümle: 'Allah bize yeter.' Öyle görünüyor ki sevgili Gazze iyileşmeden dünya iyileşemez. Zulümden en çok yaralanan Gazze'nin yaralarının iyileştiği, zulmün yok olduğu günleri en kısa zamanda görmek umuduyla." diye konuştu.