İSTANBUL (AA) - BAŞAK AKBULUT YAZAR - 15 Temmuz gazisi Özer Coşkun, o dönemdeki adıyla Boğaziçi Köprüsü'nde darbeciler tarafından vurularak şehit olanların ve gazilerin kan izlerinin yer aldığı Türk bayrağını, hain saldırıya karşı direnişi hatırlamaları için torunlarına miras bırakacak.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde, askerlere "dur" demek için çıktığı köprüde elinden vurularak yaralanan gazi Özer Coşkun, o gün yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Haberlerde kalkışmayı duyduktan sonra Mustafa Kemal Atatürk imzalı tişörtünü giyerek, Türk bayrağı, cep telefonu ve cüzdanıyla Atatürk Havalimanı'na gitmek üzere Sarıyer İstinye'deki evinden çıktığını belirten Coşkun, insan seliyle birlikte Mecidiyeköy'e kadar aracıyla ilerlediğini söyledi.

Burada trafik kilitlenince köprü istikametine yöneldiklerini belirten Coşkun, "Boğaz köprüsünde yaralıların çok olduğunu, kimsenin geçişine fırsat verilmediğini, birçok insanın ambulanslarla götürüldüğünü öğrendik. Köprüye doğru ilerledim. Köprünün ortasında arabaların içinde yaralılarla geri döndüğünü, ambulansların sürekli çalıştığını gördüm. Anlık karar vermem lazımdı, aracımı köprünün ortasında bıraktım. Bayrağımla koşarak yola çıktım." dedi.

Köprüde ilerlerken darbeci askerlerin fotoğraf ve videolarını da çektiğini dile getiren Coşkun, şu ifadeleri kullandı:

"Zırhlı araçlara çok yaklaştım. 'Bayrağımız, toprağımız bir. Bu bir darbe değil, kalkışma.' diye herkes bağırıyordu. Rütbeli bir astsubay askerlere 'Vur, nişan al, ateş et.' diye bağırıyordu. O subay elindeki tüfekle askerin suratına ve omzuna vurdu. Askere 'vur' emri verdi. Havaya ateş ediyorlardı ama insanların üzerine henüz çevirmemişlerdi. Komutan 'vur' emri verince kıyamet koptu. Yoğun ateş altında kaldık, her yer kan revan oldu. Arkamdaki yaşlısı, genci, omzundan, kafasından, göğsünden, bacaklarından vuruldu."

- "Telefon olmasaydı iki parmağım kopmuştu"

O gün çekim yaparken mermi parçalarının isabet ettiği cep telefonunu gösteren Coşkun, "Ben de direkt hedef alındım. Telefonumla kayıt altındaydım. Kenarı parçalandı. Bu telefon olmasaydı iki parmağım kopmuştu. Acıyla yere düştüm. Kafamı kaldırdığımda arkam, sağım, solum kan içindeydi. Benim sadece elim vuruldu ama döndüğümde biri göğsünden, biri kafasından vurulmuştu." şeklinde konuştu.

Coşkun, 15 Temmuz'dan beri sakladığı şehit ve gazilerin kanlarının bulunduğu Türk bayrağını da göstererek, "O gece şehit olanların ve gazilerin kanıyla sulanmış, benim de şimdi anı olarak sakladığım Türk bayrağımla köprüdeydim. Bayrağımı çocuğuma, çocuğumun da çocuğuna bırakarak bu anıların onlarda kalması için hatıra olarak saklıyorum. Allah bir daha o günleri yaşatmasın." dedi.

Çocuklara devlet ve millet bilincinin aşılanması gerektiğini vurgulayan Coşkun, kendi çocuğuna da 15 Temmuz'u unutmaması için o güne dair fotoğraf ve videolar gösterdiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: aa