Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve 35 kişinin yaşamını yitirdiği Ezgi Apartmanı davasında çelişkilerin giderilmesi için yeniden bilirkişi raporu istendi. Konuya ilişkin açıklama yapan sanık avukatlarından Prof. Dr. Ersan Şen, 31 Temmuz 2024 tarihinde 96 sayfalık bilirkişi raporunun mahkemeye sunulduğunu söyleyerek, “Raporda, apartmandaki dükkan sahiplerinin yaptıkları tadilatların binanın depremde yıkılmasına etkisi olmadığı tespit edildi. Mahkeme, bilirkişi raporunda çelişkiler olduğunu düşündüğü için dosyayı tekrar bilirkişi heyetine gönderdi” dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve 35 kişinin hayatını kaybettiği Ezgi Apartmanı davasında mahkeme, dosyanın yeni bilirkişiye gönderilmesine karar verdi. Ezgi Apartmanı’nın fenni mesulü M.T.’nin tahliyesine, iç mimar E.D.’nin tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 13 Aralık tarihine erteledi.
“Bilirkişilere yönelik sosyal medya üzerinden bir linç kampanyası başlatıldı”
Konuya ilişkin açıklama yapan sanık avukatlarından Prof. Dr. Ersan Şen, “Kahramanmaraş’ta, Ezgi Apartmanı’nın depremde yıkılmasıyla ilgili devam eden davada, 4. celse görüldü. Mahkeme, 2. celsede resen belirlediği 5 kişilik bilirkişi heyetine dosyayı göndermişti. 31 Temmuz 2024 tarihinde, bu heyet 96 sayfalık bir bilirkişi raporunu mahkemeye sundu. Ancak, raporda müdahil tarafın beklentileri doğrultusunda sonuçlar yer almadığı için bilirkişilere yönelik sosyal medya üzerinden bir linç kampanyası başlatıldı. Raporda, apartmandaki dükkan sahiplerinin yaptıkları tadilatların binanın depremde yıkılmasına etkisi olmadığı tespit edildi. Davanın son celsesinde, tarafların beyanları alındı ve uzman tanık dinlendi. Mahkeme, bilirkişi raporunda çelişkiler olduğunu düşündüğü için dosyayı tekrar bilirkişi heyetine gönderdi” dedi.
“Tahliye kararı verilmemesi eşitlik ilkesine aykırı”
Avukat Ersan Şen, raporun mahkemenin sorduğu her soruya cevap verdiğini belirterek, mahkemenin bu kararı neden aldığını anlamadıklarını söyledi. Ayrıca, rapor sonucunda binanın sorumlularından bir kişinin tahliye edilip, tadilat yapan kişinin tahliye edilmemesinin de eşitlik ilkesine aykırı olduğunu vurguladı. Avukat Şen, mahkemenin başlattığı yargılamanın hakikate ve adalete ulaşmayı hedeflemesi gerektiğini savundu. Eğer bilirkişi raporu tadilatların binanın yıkılmasına katkısı olduğunu söyleseydi, bu kişilerin cezaevinde tutulmaya devam edileceğini belirtti. Ancak, rapor aksini gösterdiği halde mahkemenin neden hala tahliye kararı vermediğini sorguladı.
“Binanın tasarım ve statik hatası var”
Ersan Şen, ayrıca bilirkişilerin üzerindeki sosyal medya baskısına dikkat çekti ve bilirkişilerin, sosyal medyada linç edilme korkusuyla görevlerinden çekildiklerini söyledi. Bu süreçte raporların bilimsel temellere dayandığını, ancak sosyal medya üzerinden oluşturulan önyargıların yargılamayı etkilediğini ifade etti. Binanın yıkılmasında müteahhit ve tasarım hatalarının ana etken olduğunu belirten Şen, “Binadan baştan itibaren yapım hatası var. Tasarım ve statik hatası var. Bu binada inşaat hatası var. Bunlar teknik hususlar ve rapor bunu net ortaya koydu” dedi.
Bilirkişi raporunun da bu doğrultuda olduğunu ve tadilatların binanın yıkılmasına katkı sağlamadığını yineledi.