Erzurum Düşünce Hareketi (EHD) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ertaş, Erzurum Ovası’nın kuzeydoğusunda 2600-3000 m rakımdaki Mescit Dağı’nda, Doğu ve Batı medeniyetlerinin tarihî kaynaklarında ve halk arasında “kutsal su” olduğuna inanılan ve “Dumlu Baba” olarak bilinen mevkinin şehrin en önemli tabiat varlıklarından biri olduğunu söyleyerek Dumlubaba’nın şehrin kültür turizmine kazandırılması gerektiğini söyledi.
EDH’nin şehrin yatırım projelerini izlediğini, ilerleyen zamanda şehrin meseleleriyle ilgili hazırladıkları dosyaları kamuoyuyla paylaşacaklarını söyleyen Murat Ertaş, Erzurum’un EİT 2025 Turizm Başkenti olması hasebiyle Dumlubaba gibi kültür turizmiyle ilgili bazı konuları da gündemlerine aldıklarını ifade etti.
“Kaynaklarda “kutsal su” olarak ifade ediliyor”
EDH Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ertaş sözlerine şöyle devam etti: “İsrailoğullarının, Müslüman Arapların ve Türklerin tarihi kaynaklarında “kutsal su” olarak yer alan Dumlubaba’nın Erzurum’un uluslararası kültür ve tabiat zenginliği olduğu bilinciyle turizme ve şehrin sosyal hayatına kazandırılması için Erzurum Düşünce Hareketi olarak konuyu şehrin gündemine bir kez daha taşımak istiyoruz. Dumlubaba yaz ve yayla turizmi için, inanç turizmi için Allah’ın bu topraklara ihsan ettiği çok önemli bir tabiat varlığıdır, kutsal kitaplarda geçen Fırat’ın çıktığı kaynaktır. Sümercede Buranunu, Asurcada Purattu, Farsçada Frat, Arapçada al-Furat, Batı kaynaklarında Euphrates ve Eufrate, İbranicede Perath olarak geçen Fırat’ın kaynağı olan Dumlubaba suyuna dair Memlûk Tarihçi Makrızi, el-Hitat-ı Makriziyye’de ‘Fırat’ı melekler yardımıyla Hazret-i Danyal kazıp çıkardı.’ der.”
Dumlubaba Yahudiler İçin Neden Önemli?
EDH Başkanı Murat Ertaş Dumlubaba suyunu Yahudilerin çok önemsediğini ve Arz-ı Mevud olarak bilinen “vaadedilmiş topraklar”ın kuzey hududunun Erzurum’daki bu su olduğuna dikkat çekerek Yahudilerin kaynaklarında Dumlubaba ile ilgili ayetleri kamuoyuyla paylaştı: “Dumlubaba Tekvin 15. Babın 18-21. ayetlerinde ‘O günlerde Rab Abramla ahdedip dedi: Mısır ırmağından (Nil) büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar, bu diyarı Kenileri ve Kenizzileri ve Refaları Kadmonileri ve Hittileri ve Amorileri ve Kenanlıları Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine verdim.” Yeşu 1.Bap. 3-4. ayetlerde ise şöyle denir: “Musa’ya söylediğim gibi ayağınızın tabanının basacağı her yeri size verdim. Sınırınız çölden ve Lübnan’dan büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar. Hittilerin bütün diyarı ve gün batısına doğru büyük denize kadar olacaktır.” 18. yüzyılda Anadolu’yu gezen ve Erzurum’a gelen, bu seyahatini kitaplaştıran Joseph de Tournefort ise Dumlubaba suyuyla ilgili şöyle der: “Fırat ve Aras’ın kaynaklarının bulunduğu Erzurum ovasının dünya cennetinde bulunduğu konusunda hiç şüphe yok. Âdem ile Havva’nın burada yaratıldığına inanmaya meyilliyim. Burası kitabı Mukaddes’te Tekvin’de bahsedilen yerdir.”
İslam Kaynaklarında Dumlubaba
9. yüzyılda yaşamış Müslüman tarihçi Hüseyin b. Ali el-Mesudî ise Murûc ez-Zeheb adlı eserinde ‘Fırat suyundan bir kere içen üç veya yedi kere içer, büyük bir berekettir. Eğer Irak ve Anadolu halkı Fırat’ın bereketini ve yararlarını bilselerdi Fırat’ın iki tarafına kubbeler ve engel duvarları yaparlardı. Her afet ve hastalığa yakalanan, şifa niyetine bu Fırat’a üç kere girip yıkansa çeşitli hastalıklardan kurtulur.’ der. Aynı eserde Hz. Ali’ye atfedilen ‘Ey Kufeliler nehrimiz Fırat’a cennetten iki oluk karışır.” sözü de asırlardır bu topraklarda Dumlubaba suyuna kutsiyet veren halkın inanç kodlarını ortaya koymaktadır. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde Kuran-ı Kerim’i kaynak ve bütün tefsircileri de şahit göstererek Mürselât süresinin 27. ayetinin bahsettiği suyun bu Erzurum suyu olduğunu iddia etmektedir.
“Hak ettiği günlere dönmesi gerek”
EDH Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ertaş, Dumlu kelimesinin ses özelliğine de dikkat çekerek Dede Korkut Destanlarının kültür coğrafyasının göbeği olan Erzurum’da “Dumlu” kelimesinin geçmesi, Dede Korkut hikayelerinden birinin Deli Dumrul olması, İbn-i Batuta’da yer alan Ahi Duman Baba ismi vb. kelimelerin “Dum” sesiyle başlamasını kelimenin anlam ve kaynak akrabalığı olduğu göstermesi açısından önemli olduğunu söyleyerek tarihçiler arasında Ahi Duman Baba’nın Dumlu Baba olduğu görüşünü de hatırlattı. 1470’te Ebubekir Tihranî’nin kaleme aldığı ve o vakitler Erzurum’a da hâkim olan Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’a ithaf ettiği “Kitab-ı Diyarbekiriyye” adlı eserinde Fırat’ın kaynağı da olan Dumlubaba’nın alemin göbeği (Naf-ı Âlem) olarak anıldığını söyleyen Murat Ertaş asırlardır Erzurumluların ziyaret ettiği, eskiden bir de zaviyenin de bulunduğu Dumlubaba suyunun ve çevresinin yeniden eski canlı günlerine kavuşması için herkesin el birliğiyle gayret etmesi gerektiğini söyledi.
Erzurum Düşünce Hareketi’nin Önerileri
EDH Başkanı Ertaş: “Dumlubaba suyunun üzeri bundan on yıl evvel büyük bir hatayla beton kafes içine alınmıştı. Halkımızı üzen ve kamuoyunun tepkisini çeken bu hatadan dönüldü ama bu beton kafes ortadan kaldırılmadı. Civar köylülerin yıktığı beton kafesin hafriyatı ve kalıntıları halâ orada durmakta, çevre kirliliğine ve kötü bir görüntüye neden olmaktadır. Dumlubaba’nın yaz ve yayla turizmine, Pir Ali Baba gibi inanç turizmine kazandırılması için dağa çıkan yolun iyileştirilmesi, çevresinin doğal hale getirilmesi, yıkılan ve kalıntıları olan noktaya bir zaviye yapılması ve Erzurum ovasından Dumlubaba’ya yürüyüş yolu yapılmasını, su kaynağının doğal halini bozmadan suyun yerel sermayeyle işletilmesini öneriyoruz. Dumlubaba suyu tüm insanlığın ve tüm Erzurumlularındır. Tanıtılması halinde buranın başta Arap turistler olmak üzere yerli ve yabancı çok sayıda turist çekeceğini düşünüyoruz.” dedi.