Erzincan Valiliğinin başlattığı ’Köyümde Üç Gün’ projesi kapsamında daha önce hiç köyde yaşamayan lise öğrencileri, köye dair merak ettikleri konuları uygulamalı eğitimler ve kamp programıyla deneyimliyorlar. Çadırlarda yatıp, büyükbaş hayvanları besleyip, süt sağıp, tandırda ekmek pişiren ve tarlada çalışan gençler hallerinden oldukça memnun.

Erzincan Valiliği yaz tatili nedeniyle öğrencilerin, köylerdeki yaşam ve çalışma hayatlarını öğrenmesi için ’Köyümde Üç Gün’ projesi başlattı. Toplam 3 gün sürecek projeye, daha önce köyde yaşamamış 18 öğrenci katılıyor. Öğrenciler gruplar halinde proje kapsamındaki Aydoğdu, Binkoç ve Tatlısu köylerinde 3 gün kalacak. 3 gün boyunca çadırlarda yatan öğrenciler, bulunduğu köydeki çalışmaya göre kimi çiftlikte büyükbaş hayvan besleyip, temizliğini yapıyor, kimi tarlada, kimi de bahçede çalışıyor. Öğrencilerin başlarında AFAD ve Milli Eğitimden öğretmenler sorumlu olarak bulunuyor. Öğrenciler, oluşturulan faaliyet programına uygun şekilde, görevli öğretmenler, görevli AFAD personelleri ve köy muhtarı gözetiminde faaliyetlerini gerçekleştiriyorlar. Erzincan merkeze bağlı Aydoğdu, Tatlısu ve Binkoç köylerinde başlayan proje daha sonra diğer köylerde devam edecek.

Bulundukları köylerde öğrencileri İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mehmet Emre Canpolat, Milli Eğitim Müdürü Hacı Ömer Kartal, Gençlik ve Spor Müdürü Volkan Burak Mumcu ve Erzincan İl Afet ve Acil Durum Müdürü Cengiz Çavuş ile birlikte ziyaret eden Vali Hamza Aydoğdu, mutluluklarına ortak oldu.

Tandırda köy sakinleri kadınlarla birlikte ekmek pişiren ve köy hayatında olması gereken diğer işlere yardımcı olan gençleri tebrik eden Vali Aydoğdu, “Erzincan’da ‘Köyümde Üç Gün’ diye bir proje başlattık. Projenin amacı gençlerimizi AFAD, UMKE, öğretmenlerimizin eşliğinde köylerimize göndermek ve köy hayatını deneyimlemelerini istedik. Aydoğdu, Binkoç ve Tatlısu köylerimizde öğrencilerimiz köy hayatını deneyimliyorlar. Biz de bugün öğrencilerimizin köy yaşantısını gördük. Karşılaştığımız tablo gerçekten muhteşem. Kızlarımızın, öğrencilerimizin tandırda ekmek pişirmelerini, süt sağmalarını, çapa yapmalarını, çilek toplayıp, pekmez yapmalarını yani köy yaşantısında olabilecek çalışmaları bizzat gördük. Çok mutlu olduk. Öğretmenlerimiz gençlerimizin cep telefonlarını almışlar, teknolojik cihazlardan uzak haldeler ama hiçbirinin eksiklik hissetmemeleri çok güzel.

Bizim gelenek ve göreneklerimiz bugün yaşıyorsa gelenek görenektir. Kültürün taşıyıcısı dildir. Bizim geçmişe dair bütün kavramlarımızı bugünkü gençlerin zihinlerine ve kalplerine nakşetmemiz gerekiyor. Bunun da yolu köylerimizdeki, şehirlerimizdeki geçmişe dair bütün kültürel aktarımı bu gençlerimize vermek. Bu bir pilot uygulamaydı. İnşallah bundan sonra katlayarak 5 köyümüzde, 10 köyümüzde, 20 köyümüzde bunları yapacağız. Gençlerimizi mutlu görmek bizi çok mutlu etti. Burada şunu görmekte beni çok mutlu etti o da şu. Köylerimizdeki insanlar hiç tanımadıkları gençlerimizi kendi evlatları gibi sahip çıkarak onları el üstünde tutuyorlar. Ben hepsine teşekkür ediyorum” dedi.

Öğrenciler ise köy yaşantısını deneyimlemenin kendilerine büyük kazanç olduğunu ve mutluluk verdiğini belirterek, “Telefon, tablet yok. Hayata dair gerçek ve keyifli hatıralar biriktiriyoruz” ifadelerine yer verdiler.

Kaynak: iha