Yaşar Üniversitesi Film Tasarımı ve Yönetimi Bölümü Araştırma Görevlisi Sertaç Koyuncu’nun ‘Canavarlar Gerçek Midir?’ isimli kısa film projesi 19. Köprüde Buluşmalar atölyelerinde birinci seçilerek Public Film Ödülü aldı. Kısa film, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından 143 proje arasından seçilerek Kısa Film Yapım Desteği aldı.

Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Film Tasarımı ve Yönetimi Bölümü Araştırma Görevlisi Sertaç Koyuncu’nun ‘Canavarlar Gerçek Midir?’ adlı kısa film projesi İstanbul Film Festivali kapsamında düzenlenen 19. Köprüde Buluşmalar platformunun jürisi tarafından birinci seçilerek 50 bin TL değerindeki Public Film Ödülü’ne layık görüldü. 74 başvuru arasından 7 finalisti seçen jüri, kararını şu sözlerle açıkladı:

“Film yapımcılarının çok güçlü ve net vizyonuyla öne çıkan bu projenin konusundaki tür sinemasına ve kültürel ögelere dair unsurların akıllıca kullanımı bizi etkiledi. Ödül, Sertaç Koyuncu’nun Canavarlar Gerçek Midir? adlı filmine verildi.”

Kısa film, ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından, başvuran 143 proje arasından seçilerek 150 bin TL değerinde Kısa Film Yapım Desteği alan 28 projeden biri oldu. Yönetmenliği üstlenen Sertaç Koyuncu’nun yanı sıra film ekibinde; Diler Ercan yapımcı, Hubeyb Üzüm ise senarist olarak yer alıyor. Film için tasarlanan çizimler ise illüstratör Sevgi Mülayim ve hikaye çizimi sanatçısı Dilan Boğukoğlu tarafından hazırlandı. İzmir Sinema Ofisi tarafından desteklenen projenin çekimlerine Eylül 2024 tarihinde İzmir Balıklıova’da başlanması planlanıyor.

Koyuncu, ayrıca daha önceki uzun metrajlı sinema filmi projesi ‘Yeryüzünden’ ile Sinema Genel Müdürlüğü’nden Senaryo ve Diyalog Yazım Desteği, Antalya Film Festivali’nden de Post-Prodüksiyon Ödülü kazanmıştı.

“Çeyiz kültürü ve erken yaşta evliliğe dikkat çekiyor”

‘Canavarlar Gerçek Midir?’ filmi, Ege’nin bir köyünde yaşayan sekiz yaşındaki Suzan’ın öyküsünü anlatıyor. Ziyarete gelen teyze kızı İdil, Suzan’a yatağının altında yaşayan canavarların hikayesini anlatınca, Suzan hikayeye kendisini fazlasıyla kaptırır. Annesine yatağının altında canavar olup olmadığını sorar ve o güne dek kilitli kalmış bazadan çıkan çeyiz eşyalarıyla karşılaşır. Film, bir çeyiz yastığının canlanıp küçük kızı yuttuğu final sahnesinde kullanılması planlanan karmaşık ve detaylı bir VFX (görsel efekt) ile de dikkat çekiyor.

Kısa filmin konusu geleneksel olarak evlenecek olan bir kıza destek amacıyla hazırlanan ve biriktirilen çeyiz eşyalarının; o eşyaların öykülerinde travmatik yaşanmışlıklar varsa kimi zaman bir şiddet ve dayatma unsuruna dönüşebildiği fikrinden yola çıkıyor. Filmin konusunda dikkat çeken kısımları anlatan Sertaç Koyuncu, “Bu noktadan hareketle film, kimi çeyizleri genç kızların kendi hayatlarını kurabilme özgürlüklerini ellerinden alan nesneler olarak görüp, yatağın altında yaşayan canavarlarla eşleştiren bir estetik oluşturuyor. Kimi şartlarda çeyiz kültürünün psikolojik bir şiddet ve dayatma unsuruna dönüşebileceğine dikkat çekmek istiyoruz. Kız çocuklarının çok erken yaşlarda evliliğe özendirilmesinin onların potansiyellerinin önüne bir engel olarak çıkabileceğini işaret ediyoruz” diye konuştu.

Özel efekt kullanımı

Projenin ilgi çekici noktalarından biri de final sahnesindeki görsel efekt kullanımı olduğundan bahseden Koyuncu, “Bir çeyiz yastığının canlanıp küçük kızı yuttuğu bu sahne için karmaşık bir post-prodüksiyon süreci öngörülüyor. Doku ve model üretimi, üç boyutlu animasyon, birleştirme ve renk düzenlemeyi içeren detaylı iş akışı için sektörün önde gelen özel efekt şirketlerinden danışmanlık alınmaktadır. Yazılım, teknoloji ve tasarım alanlarının kesiştiği önemli bir uzmanlık alanı olan görsel efekt tasarımının ilerleyen yıllarda daha fazla kısa filmde karşımıza çıkacağını tahmin etmek zor değil” dedi.

Kaynak: iha