İSTANBUL (AA) - TAYYİB HOŞBAŞ - Azerbaycanlı Tarlan İskandarov, ülkesine özgü telli çalgı aleti olan "tar" ile İstanbul Boğazı'nın yanı başında müzikseverlerle bir araya geliyor.
AA muhabirinin hazırladığı "Dünyanın Sesleri İstanbul Sokaklarında Yankılanıyor" başlıklı dosya haberinin üçüncü bölümü, İskandarov'un Bakü'den İstanbul'a uzanan sanat yolculuğunu konu alıyor.
Üniversite eğitimi için İstanbul'a gelen 27 yaşındaki Tarlan İskandarov, hem ülkesine özgü olan tarı tanıtmak hem de eğitim ihtiyaçları için sokak müzisyenliğine başladı.
İskandarov, bir zamanlar memleketinde, ailesi ve arkadaşlarıyla birlikteyken çaldığı tarı, bugünlerde Üsküdar'daki Beylerbeyi Parkı ile Ortaköy Meydanı'nda dinleyicilerin beğenisine sunuyor.
Türk ve Azerbaycan halk müziği çalan İskandarov, 160 yıla yakın tarihi geçmişi bulunan Beylerbeyi Sarayı'na gelen misafirlerin dikkatini çekiyor.
Karşılaştığı sokak müzisyenlerinden edindiği bilgilerle sanatını İstanbul'da icra etmek isteyen İskandarov, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı Kültür Daire Başkanlığının geliştirdiği "Sanat Sokağa Taşacak" projesinin de bir üyesi.
- "Dünyanın en güzel şehri benim için İstanbul"
Kendisiyle bütünleşen müzik aletiyle birlikte, İstanbul'a uzanan yaşam hikayesini AA muhabirine anlatan Azerbaycanlı genç müzisyen, "Sokakta severek müzik yapıyorum. Sokaktan kazandığım parayla geçinmeye çalışıyorum." dedi.
Sokakta müzik yaparken kendisini binlerce kişiye konser veriyor gibi hissettiğini dile getiren İskandarov, "Beylerbeyi Parkı çok muhteşem, burada müzik yaparken kendimi büyük bir sahnede hissediyorum. Benim için burada olmak gurur verici. Boğazı görmek ve Türk bayrağı başımın üzerinde... İnanılmaz bir duygu. İnsanlar akşam saatlerinde işten yorgun geliyorlar, benim müziklerimi dinleyerek burada dinleniyorlar." diye konuştu.
Tarlan İskandarov, İstanbul sokaklarında müzik yaparken kendisini özgür ve özgüvenli hissettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Dünyanın en güzel şehri benim için İstanbul, muhteşem bir şehir, çok renkli. Burayı çok sevdim, buradan nasıl ayrılacağım bilmiyorum, her tarafı ayrı bir güzellik. İstanbul'da her sokakta bir müzisyen var, bunlar da renk katıyor kente. Bu müzisyenler daha da güzelleştiriyor İstanbul'u. Camileri ve mescitleri gördüğüm zaman 'Allah'ım beni bu büyük şehirde hiçbir zaman yalnız bırakma.' diye dua ediyorum."
- "Türkiye'de ve İstanbul'da tar enstrümanını tanıtmak istiyorum"
Ülkesine savaşta ve barışta her zaman destek olan Türkiye'de eğitim görmekten memnuniyet duyduğunu aktaran İskandarov, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türk sanatçıların çoğunu seviyorum. Orhan Gencebay, Aytaç Doğan, Hüsnü Şenlendirici, hepsi çok iyi. Türkler tarı çok seviyor. Çok az Türk tarı tanıyor ama tanıyan da çok seviyor, sesine bayılıyorlar. Gelip 'bu enstrüman nedir, hangi ülkeye ait' diye soruyorlar. Ben de 'Bizim de özümüz Türk'tür, tar da Azerbaycan'a özgü müzik aletidir' diyorum. Ben hem Türk halk müziği hem de Azerbaycan halk müziği çalıyorum. Türkiye'de ve İstanbul'da sizdeki bağlama gibi insanlar tarı tanısınlar istiyorum."