Cevabı da, daha ilk satırda ben vereyim; ASLA!

AKP’nin Tarım Bakanları bile işte gözler önünde? Nohut yahu, Allahın nohutu!

Türkiye’nin gıda depoları ağzına kadar nohut doluymuş. İhtiyacımızdan fazla nohut depolarımızda var. Dolarımız yok, dolarla nohut ithal edilmiş.

Sakarya’da da bana kimse, üstüne de vazife değilken, çıkıp,” tarım arazilerimizi koruyoruz! Köy-Köylü baş tacımız!” demesin.

Sakarya’nın nüfusu 1960 Yılında 362 000 gibi. Nüfusun 111 000’i şehirde, 250 000’i Köyde yaşarmış.

Aradan 60 yıl geçmiş; Sakarya’nın nüfusu 1 043 000’i aşmış. Sakarya’da bugün 424 köy kalmış?

1973 Valilik İl Yıllığı’nda Sakarya’da 468 köy olduğu yazılıyor. Yani;

Sakarya’nın nüfusu 60 yılda 3 katından fazla artmış. Ama, 48 tane köyümüz azalmış. Çok şükür demek mi gerekir, asla.

Köy ve Köylü; Çalışan demek, tarım, hayvancılık demek; GIDA-YAŞAM Üreten demektir.

Şimdi Ben de şehirliyim ya(?) Köylü bana YİYİCİ-TÜKETİCİ derse haklı olabilir?

Buraya kadar yazdıklarım tabii ki her tartışmaya açıktır. Ama, ulusal yazılı ve görsel medya haberlerini hepimiz izliyoruz!

Türkiye’nin dağları, taşları, akarsuları, denizleri, tüm ova ve meraları sanki bir yağma saldırısına uğramış.

Kimi Altın, kimi Termal, kimi İmar, kimi Nükleer, Kimi Gaz diyor; ülke delik deşik! Bakanlık,” Bilmem kaç bin maden ruhsatı verdik!” diye övünüyor.

Orada doğup büyüyen halk dağlarda. Çünkü, Karadeniz’in her yanı dağ ve deniz. Tüm yaylaları da büyük bir rant talanı yaşıyor gibi?

Güçlü-Liyakatle Yönetilen Devlet şart! Yaratılmış yeryüzü delik deşik edilecekse; Yaratan’a da, Yaratılana da hesap vermek zorundayız.

BU DOĞAYI hiçbir insanoğlu Yaratmadı? Altının da, suyun da, taşın da, ağacın da, gazın da; ORADA OLMASININ BİR HİKMETİ VARDIR?

Sana da, en büyük nimet AKIL verilmiş. Akıl dışı talan ile doğayı yok edersen; Yaratılmış Doğa sana çok beter bedel ödetir.

İşte;“ Dünya Su Günü!” diye, hepimiz ne cevher söylemler ürettik. Bunlara ben,“ Timsah Gözyaşı!” dersem, kimse küfretmeyecek!

“ Sapanca dünyanın en değerli İçme Suyu kaynağı!” diyene; ben de,” Ülkede en çok Su Fabrikası olan şehir neresi?” diye sormayayım mı?

“ Mahmudiye Deresi’nin yatağı üzerinde bile su fabrikası var? SU fabrikasına İzmit caddesinde hala fabrika genişletme iznini kim verdi?” SASKİ mi?

Su Fabrikalarının önüne, O meşum günün hemen sonrası,” 17 Ağustos Şehitleri Halk Çeşmesi!” yapılmıştı. Şimdi kaç Halk Musluğu kaldı onlarda?

İçme Suyumuz Sapanca Gölüne akan dereler biraz temizlenmiş. Ama, GÖL’e TEM’in iki yamacından akan kanallar hala batak ve mikrop yuvası!

Kırkpınar’daki Bitki Fuar Alanı’nın görkemli Girişi şu anda taşan batak suları ile çok kötü bir örnek. Kanallar çer çöpten tıkalı!

Dünya Su Günü, Yönetenler,” SU Hayattır! Suyumuzu geleceğimiz için koruyalım!” gibi, birbirinden güzel mesajlar verdiler; teşekkür ederiz.

Ben de yollarda, dağlarda; Suyu, Ormanı-Ağacı izliyorum. Yaratılmış her şey Yaratılanlar için! Orman; havayı, suyu üreten koruyan en büyük servet!

En doğru söz;” Su olmazsa, doğada hiçbir canlı olmaz! Doğayı Koruyalım! ”