İnşaatı tamamlanan Eskişehir Teknik Üniversitesi Camii, Eskişehir’e gelen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da katıldığı bir törenle ibadete açıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bir dizi ziyaret ve açılış için Eskişehir’e geldi. İlk olarak Eskişehir Valiliğini ziyaret eden Erbaş, daha sonra inşaatı 2 yılda tamamlanan bin kişilik Eskişehir Teknik Üniversitesi Camii açışı törenine katıldı.
Açılış töreninde kürsüye ilk olarak son görev günü olan İl Müftüsü Bekir Gerek çıktı. Camiinin yapımında emeği geçen herkese teşekkür eden Gerek, tören alanındakilere veda etti.
“İki yıl içerisinde tamamlanması çok büyük başarı”
Daha sonra bir konuşma yapan Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan, “Bu eserin iki yıl içerisinde tamamlanması çok büyük başarı. Hele hele enflasyonun olduğu bir ortamda bunu yapabilmek. İl Müftümüzün çok büyük gayretleri oldu. Hep beraber çalıştık. Bizim de şöyle bir şans oldu. Fuat Hocamız burada Anadolu Üniversitesi Rektörümüz, Anadolu Üniversitesi cami yapılırken tam caminin tamamının yapılması sürecinde ve açılması sürecinde ben rektör yardımcısıydım. Bu da ikinci cami gibi olmuş oldu bizim için. Çok gururluyuz, çok mutluyuz, çok sevinçliyiz açıkçası gerçekten müftümüze çok çok teşekkür ediyoruz” dedi.
“Eskişehir Teknik Üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum”
Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy ise konuşmasında, “Eskişehir Teknik Üniversitemiz, yaklaşık 14 bini aşan öğrenci sayısıyla bin 625 personeliyle önemli bir üniversitemiz. Burada çalışan ve okuyanların sosyal ihtiyaçlarının olduğu gayet açık. Bu ihtiyaçlarından doğan talep üniversitemiz ve müftülüğümüz tarafından yapılan çalışmalarla bugün açılışa hazır hale gelmiştir. Gönül medeniyetimizin ayrılmaz bir parçası olan camilerimiz ibadethane olmasının yanında dini ve milli değerlerimizin vatan ve sevgisinin birlik ve beraberliğin, dostluk ve kardeşliğin, paylaşma ve dayanışmanın öğretildiği mekanlardır. Özellikle şehadetleri dinin temeli olan ezan seslerinin ebediyen yurdumuzun üstünde duyulması, bağımsızlığımızın da en göstergelerindendir. Camiler bizim medeniyetimizin simgesi, milletimizin iskan olduğu, vatan bildiği yerlere kurulmuş mühürleridir. Cami öğrenmenin ve öğretmenin, istişarenin, diyaloğun, danışmanın mekanıdır. Sosyal sınıf, mesafe, renk dil ve ırk tanımayan kardeşliğimiz evvela camilerimizde vücut bulur. Bir millet tüm renkleriyle bütün farklılıklarıyla kardeş oldukları bilincine öncelikle camilerimizde ulaşır. Açılışını yapacağımız camimizin 2 yıl önce temelini atan ve şimdi de açılışında aramızda olan Diyanet İşleri Başkanımıza yakın ilgi ve destekleri için şükranlarımı sunuyorum. Bu güzel eser için uğraş veren il müftümüze, müftülük personeline, rektörümüz ve üniversite personeline de teşekkür ediyorum. Değerli katılımcılar, milletimiz bayrağı, ezanı, vatanı, bağımsızlığı için mücadelesini sürdürmektedir. Yurdumuzun, milletimizin huzurunu bozmak isteyen hainlere karşı Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bugün de gerek sınırlarımız içerisinde, gerek sınırlarımız dışında canla başla etmektedir. Bu vesileyle asırlardır canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum. Açılışını yapacağımız Eskişehir Teknik Üniversitesi Camisi ve Diyanet Gençlik Merkezi’nin şehrimize, ülkemize ve özellikle de Eskişehir Teknik Üniversitemiz’e hayırlı olmasını diliyorum. Diyanet Gençlik Merkezi’nin üniversiteli gençlerimizin sosyal, kültürel gelişimlerine katkı sağlayacağına inanıyorum. Caminin ve gençlik merkezinin inşasında emek veren, hayırlarıyla destek olan tüm vatandaşlarımıza kişi ve kurum Teşekkür ediyorum. Allah hayırlarını kabul eylesin” dedi.
“’Ölmek istemiyorsan ölmez eser bırak’ demiş ya atalarımız”
Son olarak kürsüye çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Öncelikle üniversitemize, rektörlüğümüze çok teşekkür ediyorum. Biz ne kadar uğraşsak rektörlüğümüzün talebi ve desteği, hatta izni olmasa bu camiyi yapmamız mümkün değildi. Öncelikle sizlere çok ve önceki rektörümüze teşekkür ediyorum. Arapça’da üniversite anlamında kullanılan kelime camiadır. Mescit anlamında da biz camiyi kullanıyoruz. Cami ve camia ne kadar yakışıyor birbirine. Hem kelime olarak birbirine yakın hem de işte burada üniversitemizin binaları ve minaresiyle, Selçuklu mimarisi ile o kadar yakışan güzel bir camii oldu ki. Adeta cami ve camia iç içe birlikte oldu. Bizim medeniyetimiz maddi ve manevi değerleri birlikte yürüten bir medeniyet. Maddiyata ne kadar değer veriyorsak maneviyata da o kadar değer veriyoruz. Tıpkı ruh ve beden gibi. Ruhumuzu bedenimizden nasıl ayıramıyorsak, maneviyatımızı da maddiyatımızdan ayırmamız mümkün değildir. Birisi olmasa topal kalır. Hepimiz faniyiz. Bir gün ölüm bizi de bulacak. Önemli olan ölmemek. ’Ölmek istemiyorsan ölmez eser bırak’ demiş ya atalarımız. Ölmez eser işte burası. Bakın şöyle, bin sene önce yapılmış camiler var. Bin sene olmuş, onları anıyoruz değil mi? 500 sene önce yapılmış Sülemaniye, Selimiye’ye bakınız. Nasıl dimdik ayakta? Nasıl Kanuni Sultan Süleyman’ı, Mimar Sinan’ı, Selimiye’yle onu yaptıranı anıyoruz? Fatih Sultan Mehmet’i Fatih Camii’yle nasıl anıyoruz? Dolayısıyla ölmek istemiyorsak ölmez eserler bırakalım. Birlik beraberlik içerisinde olduğumuz zaman nice güzel eserler ortaya çıkıyor. Yeter ki birliğimiz ve beraberliğimiz daim olsun. Aramıza fitne fesat ekmeye çalışanlara fırsat vermeyelim yeter ki. ’Fitne ölümden daha kötüdür’ buyuruyor rabbimiz. Fitne, fesat, ihanet, hainlik nasıl ki insan öldürmek toplumlar için kötü, bu ondan daha beter kötüdür. Öyle buyuruyor peygamberimiz. Çünkü fitne olursa huzur, mutluluk ve barış olmaz. Biz her zaman iftihar ederek dinimizin isminin anlamını söylüyoruz. Ne diyoruz? İslam barış demektir” dedi.
“Öğrenciler ellerinde kitaplarla gelsinler”
Caminin sadece namaz kılmak için olmadığını belirterek öğrencilerin burada daha çok vakit geçirmesini temenni eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş şöyle devam etti;
“Camimizi bir mektep, aynı zamanda bir okul olarak değerlendirelim. Sadece ezan okunsun, namaz kılınsın ve terk edilsin değil. Böyle bir yer olmasın camilerimiz. Bunun için mi bu kadar emek verdik? Bunun için mi bir sürü insan 2 yıl boyunca çırpındı durdu? İstiyorum ki öğrenciler ellerinde kitaplarla gelsinler, camilerimizin duvarlarına yaslansınlar ve kitap okusunlar. Camimizin kütüphanesinden istifade etsinler. Adeta bir huzur ortamı olarak camimizi kullanalım. Derslerde yoruldukları zaman dinlenmek için camimize gelsinler. Burada hocalarımız onları bekliyor. Akıllarına takılan bir soru olursa hocalarımıza sorsunlar.”
Son olarak edilen duanın ardından kesilen kurdele ile Eskişehir Teknik Üniversitesi Camii açışını gerçekleştirildi.