Dikbayır, İYİ Parti’nin seçim kampanyasını Akşener’in oğlu Fatih Akşener’in yürüttüğünü belirterek, “Genel başkanın oğlu iletişim uzmanı değil, elektrik mühendisi” dedi. Dikbayır, Genel Başkan Yardımcısı Sedat Aksakallı’nın kendisine iş adamlarından para topladığını ve parayı Akşener’in Özel Kalem Müdürü Esma Bekar ve eşine verdiğini söylediğini ileri sürerek, “Oradan partinin kasasına veya bana para gelmedi” iddiasında bulundu. Dikbayır özetle şunları söyledi: “Genel başkan diyor ki ‘Bir milletvekili tarafından benim hesaplarım araştırılmış.’ Uğur Poyraz ‘Bu içeriden mi dışarıdan mı’ deyince genel başkan ‘İçeriden’ diyor. Baktık, kendimizden asla şüphelenmeyiz ama arkadaşlarımıza da konduramadık. Kim genel başkanın ailesinin hesaplarını merak etsin? Bu bir suçtur. Bu dedikodular büyüdü. Ben bu süreçte Özel Kalem Müdürü Esma Bekar’ın Ankara, İstanbul belediyelerini arayıp ‘Ümit Dikbayır’ın sizinle akçeli işleri var mı’ diye araştırdığını duydum. Hiç ses etmedim, çünkü ben kendimi biliyorum.
BANA GETİRİP BİR TL VERMEDİ
Akşener’e attığım Whatsapp mesajında ‘Ben bunları yapmadım, çocuklarımın üzerine yemin ederim’ dedim. Mesajıma dönüş yapmadı, çağrılmadım. Aksakallı ile görüşmek zorunda kaldım. ‘Sizden tek bir şey istiyorum, benim genel başkanın hesaplarını incelettiğimi söylüyorsunuz, ben böyle bir şey yapmadım’ dedim. ‘İşte şeyler seni gösteriyor, devletten bilgi geldi’ dedi. Genel başkanın bundan emin olduğunu söyledi. Aksakallı sonra ‘Ben de para topluyorum, iş adamlarından para alıyorum, getiriyorum’ dedi. ‘Nasıl ya’ dedim? Orada ben başka bir şey gördüm. ‘Ben bu partinin mali işler başkanıyım, senden bana para gelmedi?’ dedim. ‘Ee ben Esma hanıma verdim, Esma hanımın kocasına verdim.’ Oradan partinin kasasına veya bana para gelmedi. Sedat Aksakallı bana getirip bir TL vermedi partinin kasasına.
FATİH AKŞENER KAMPANYAYI YÖNETTİ
Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimine gittik biz. Biz bu seçime giderken koskoca partinin kampanyasını genel başkanın oğlu yönetti. Genel başkanın oğlu iletişim uzmanı değil, elektrik mühendisi. Ben bundan rahatsızlıklarımı zaman zaman söyledim. Bizim partimizin seçim kampanyasını her anlamda Fatih Akşener yönetti. Böyle bir şey olur mu ya?
Seçim bitti, Fatih Akşener bana ‘Kampanya ekibine para vermem lazım’ dedi, ben de ‘Ben Genel Başkandan bunun onayını alırım bütün çalışanlara birer maaş verelim’ dedim. Onlar biraz daha fazla çalıştılar onlara iki maaş veririz var paramız. Ama elden bir para vermenin doğru olmayacağını, partinin içinde diğer çalışanlarla dedikodu olacağını, rahatsızlık yaratacağını söyledim ve ben bu yöntemi yapmadım. Sonra duydum ki, elinde 7-8 tane İYİ Parti poşetiyle her birinin içinde 200’er bin lira var, kendi ekibine para dağıtmış. Burası siyasi parti mi kurumsal yapı mı?”
DAHA BAŞKA ŞEYLER DE ÇIKACAK
- Adnan Beker de dün TBMM’de düzenlediği bir basın toplantısı ile hakkındaki iddialara yanıt verdi. Kendisine ilişkin fuhuş oteli işleten emniyet müdürleri ve otelcilerle ilişkisi olduğu iddialarını hatırlatan Beker, özetle şöyle konuştu:
MİLLETVEKİLLİĞİNDEN İSTİFA EDERİM: Ne oteli bilirim, ne sahibini tanırım, ne bahsedilen emniyet mensuplarının ismini duydum, hiçbir şekilde tanımam, görüşmem olmamıştır. İkinci iddia ise benim olayla ilgili hiçbir bağlantısı olmayan oğlum, şerefsizce hedef alınmıştır. Eğer benim oğlum çirkin iddiaların içerisindeyse yine milletvekilliğinden istifa edeceğim... Bu bir FETÖ taktiği, FETÖ yöntemidir. Taktiği uygulayanlar Genel Başkan’ın yanındaki şer odaklarıdır.
AVUCUNUN İÇİNE ALMIŞLAR: Görüştüğümüz Genel Başkan Yardımcısı Sedat Aksakallı, ‘Dikbayır ile ilgili başka iddialar da var’ dedi. ‘Dört sene önce bir çalışanı taciz etmiş’ dedi. Öyle deyince ‘Bu gidişat iyi değil, partiden istifa ediyorum’ dedim. Genel Başkanı avucunun içine almışlar. Öyle bir inandırmışlar ki. Bunu yapanı da özel kalemi. Daha başka şeyler de çıkacak. İyi ki istifa etmişim. Kimse istifa etmez, her istifa eden taciz ile suçlanıyor.
‘ABLA BU KONULARI KAPAT’: Biz ailece görüşmüşüz, ‘abla’ demişim. En az 15 kere benim evime gelmiş. Büyük kongrede Genel Başkan kendisine bir ithamda bulunulduğunu söylediler milletvekilleriyle ilgili. Para aldığı şeklinde. Bu üç ay sürdü. Genel Başkan’a gittim, ‘Abla bu konuları kapat. Bu konuları kimse sormuyor ama rahatsız oluyor’ dedim.”