Antalya’da yaşayan Serpil Yahşi, şehir merkezinde 14 Şubat 2024 tarihinde yaşanan sel afetinin ardından kendi evinden kiralık eve çıkmak zorunda kaldı. Yaşanan büyük afet sonrası duvarlarında çatlak, yer zemininde yükselme yaşanan Yahşi, “Her yerden elimiz kolumuz bağlı, kirada oturuyorum. Mağdurum” dedi.
Antalya’nın Kepez ilçesi Teomanpaşa Mahallesi’nde ikamet eden Serpil Yahşi ve kızı, 14 Şubat tarihinde şehirde gerçekleşen sel afeti sonrası evlerini terk etmek zorunda kaldı. 10 yıl önce kredi çekerek inşaat sırasında aldığı evde ömür boyu yaşamayı hayal eden Serpil Yahşi ve kızı, 12 bin TL’ye tuttukları kiralık evde yaşıyor. Sel sonrası su basan evde duvarda oluşan çatlaklar ve zeminde oluşan kayma nedeniyle evin güvenli olmadığını belirten Yahşi, yetkililerin evinde inceleme yapmasını ve evin sağlamlığından emin olmayı istiyor.
Serpil Yahşi, 10 yıl önce yerleştiği evinde 14 Şubat 2024 tarihine kadar büyük bir sorun yaşanmadığına dikkat çekerek, sel afeti sonrası eve yaklaşık 60 cm su girdiğini belirtti. Yahşi, şu ifadelere yer verdi: “Burayı 10 yıl önce inşaat halindeyken aldım. Biter bitmez de taşındım, 14 Şubat 2024 tarihine kadar ufak tefek sorunlar vardı ama büyük bir problem yaşamamıştık. 14 Şubat’ta sel olduğunda eve yaklaşık 60 cm’ye kadar su girdi. Ertesi gün su kendiliğinden çekildi. 1 gün sonra tekrar eve geldiğimizde evin her yeri yarılmıştı. İşin inşaat yönünü bilmediğimiz için çevreden eş dost müteahhit inşaat mühendisi vb. birçok insana evi gösterdim. Gelenlerin hepsi “Zeminde boşalma var” dedi. Eve giren 60 cm su kendiliğinden boşaldı, bunun çok tehlikeli bir durum olduğunu söylediler. Ben çok derin bir araştırmaya girdim, araştırdıktan sonra herkesin söylediği şey aynı oldu. Bu evin 3 buçuk 4 şiddetinde bir depremi kaldırmayacağını söylediler, günden güne yarıkların çoğalacağını belki evin kendiliğinden yıkılma ihtimali olabileceğini söylediler” dedi.
"7.5 ay geçti önlem alınmadı"
Serpil Yahşi, sel afetinin üstünden 7 buçuk ay geçmesine rağmen hiçbir önlem alınmadığını ve her geçen gün binanın zemininin biraz daha açıldığını ileri sürerek, konuyu yargıya taşıdığını kaydetti. Yahşi, şöyle devam etti: “Ben şimdi burayı tadilat yaptırmak istiyorum, inşaat izin belgesi verilmiyor, basit usul tadilat iznini bile vermiyor. Belediye biz inceleme yapmadık diyor, Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü “Biz tadilat belgesi vermiyoruz, belediye veriyor” diyor. Tekrar belediyeye gidiyorum, “Biz inceleme yapmadığımız yere veremeyiz” diyor. Şu an gereken yerlere dava açtım, müteahhit üç dört aydır bizi tadilat yaptıracağım diye bekletti. Sonra yaptırmıyorum diyerek çekildi. Ben şu an da inşaat firmalarıyla görüşüyorum, “Bütün duvarların yıkılıp örülmesi, zemin kazılması lazım” diyorlar. Bütün bunlar yapılırken binanın yıkılma ihtimalinin bulunduğunu söylüyorlar. Şu an hiç kimse hiçbir şey yapmıyor ve günden güne bina açılıp gidiyor.”
Şiddetli bir yağmurda yıkılma riski var
Evini incelemesi için getirdiği mühendislerin, evin zeminin yanlış yapıldığı ve dolgu sistemi iyi yapılmadığı için zeminde boşalma yaşandığını söylediklerini kaydeden Serpil Yahşi, müteahhitin sağlam yaptığını savunduğunu öne sürdü. Yahşi, “Evin her yeri şu an köstebek yuvası gibi, zeminde boşalma olmasa yerler bu hale gelmez. Yaz geldiğinde çatlaklar artacak dediler, gerçekten öyle oldu. Dışardan sorduğum insanlar, tekrar şiddetli yağmur yaşandığında yıkılma ihtimalinin de bulunduğunu söylüyorlar. Karot testi yaptıramıyoruz, çünkü binadakiler evlerinden olma korkusuyla karşı çıkıyor. Müteahhit sağlam yaptığını savunuyor, sorunu sele bağlıyor” dedi.
Tadilat izni verilmiyor
Evi satın aldığı krediyi yıllarca yemeden-içmeden ödediğinin altını çizen Serpil Yahşi, çok sevdiği evinde sel sonrası tüm hatıralarının kaybolduğunu aktardı. Yahşi, “Sel oldu, ertesi gün evde ne kadar eşya varsa bıraktım çıktım. Hepsini çöpe attım. 12 bin TL’ye ev tuttum, evi yeniden döşedim. Bir sene olacak, hiç kimse hiçbir şey yapmıyor. Evi yaptırmak istesem yaptıramıyorum, çünkü kimse tadilat izin belgesi vermiyor. Buraya az değil de orta hasar verilseydi temelden güçlendirilme yapılacaktı, o da verilmedi. Her yerden elimiz kolumuz bağlı, kirada oturuyorum. Mağdurum. Evimi çok seviyordum, evimden oldum, bütün eşyalarım hatıralarım çocuğumun fotoğrafları gitti. Her şeyim yok oldu. Bunlarda da değilim, bir afet yaşandı, bütün mahalleyi sel bastı. Mahallede 150 giriş su altında kaldı. Ama herkesin evinden suyu çekti itfaiye, bir hafta sonra kuruttular. Parkeyi değiştirip, boyasını yapıp, yaşamlarına devam ettiler. Ama biz hiçbir şey yapamıyoruz” ifadelerini kullandı.
"Binada 8-10 cm kayma var"
Tek isteğinin resmi kurumlar tarafından evine inceleme yapılması olduğunu söyleyen Serpil Yahşi, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Tek isteğim, devletimiz gelsin buraya düzgün bir şekilde inceleme yapılsın. Tek başıma işlem yaptıramıyorum, binanın onayı lazım. Binadakiler çürük çıkma ihtimali nedeniyle izin vermiyorlar, adını bile andırmıyor, bana tepki gösteriyorlar. Dışardan getirdiğim mühendislerin gözlemine göre binada yaklaşık 8-10 cm kayma olduğunu söylüyorlar. Perde tülleri normalde yere değiyordu, şimdi 8-10 cm yukarda. İlk evimdi, bir tane kızım ve iş yerim var. Yıllarca yemedik içmedik gezmedik kredi ödedik, sonuç bu. Çevredekiler, “Yaptır, duvarları süsleyelim, sat gitsin” diyor. Şimdi burayı satsam, çocuklu bir aile gelse bir depremde yıkılsa vebalinin altından kalkamam. Buranın sağlamlığından emin olmak istiyorum. Karot mu yapılacak test mi yapılacak bilmiyorum, bir şekilde yetkililerin inceleme yapması gerekiyor. Kendi imkanlarımla çok sayıda müteahhit, inşaat işçisi, jeoloji ve inşaat mühendisleri getirdim, elimizde belge yok. Araştırdığımda sonuç iç açıcı değil. Yıllarca oturacağım ev hayaliyle evi aldım. Bölgemiz güzel, iş yerine yakın, evimi de seviyordum ama şu an milyon verseler gelip bu evde yaşamam. Yeniden 12 bin TL’ye ev bulduk, emlakçı parası verdik, 6 aylık kirayı yatırdık. Sıfırdan ev düzdük, yaklaşık 500 bin TL tuttu. Her şey çöp oldu, sularla birlikte gitti.”