Ev içi kazalar sonucu oluşan yaralamaların, çocuklarda ölümün ve sakat kalmaların en önemli sebepleri arasında gösterildiğini belirten uzmanlar, çocukların erişemeyeceği hiçbir yerin olmadığını, ailelerin sadece çocuklarını gözlem altında tutarak bu tip kazaları en aza indirebileceklerini belirtti.

Çocukların merak duygusu ve çevreyi tanıma isteklerinin bazen olumsuz sonuçları olabiliyor. Çocukların yaşadığı ev içi kazaların en başında düşme, yanma, boğulma ve zehirlenme geliyor. Bu tip kazalar bazen yaralanmayla bazen çocukların ömür boyu sakat kalmasıyla hatta bazen hayatlarını kaybetmeleri ile sonuçlanabiliyor. Ev içi kazaların nedenlerini ve ailelerinin bu tip kazalardan çocuklarını nasıl koruyabileceğini anlatan Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Üyesi Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç, çocukların erişemeyeceği hiçbir yerin olmadığını, ailelerin sadece çocuklarını gözlem altında tutarak bu tip kazaları en aza indirebileceklerini belirtti.

“Çocukların ev içi kazalarda yaralanmaları biraz daha yüksek risk taşımakta”

Ev içi kazalar sonucu oluşan yaralamaların, çocuklarda ölümün ve sakat kalmaların en önemli sebepleri arasında gösterilmekte olduğunu hatırlatan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Üyesi Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç, “Ev içi kazalar çocukların en sık yaralanma şekillerini oluşturmaktadır. Çocuklar neden ev içi kazalarında daha çok yaralanıyor? Çünkü çocuklar çevresiyle çok ilişkili, meraklı, öğrenme duygusu ve arzusu yüksek, 5 duyusu ile deneyimlediği duyguları gerçekleştirmeye meyilli, erişkinleri taklit etmeyi seven ve muhakeme yetenekleri görece zayıf oldukları için tehlikeyi anlamada biraz zorluk yaşayabiliyorlar ve tehlikeden korkmuyorlar. Bundan dolayı çocukların ev içi kazalarda yaralanmaları biraz daha yüksek risk taşımakta. Yaralanmaları; düşmeler, yanmalar, zehirlenmeler ve boğulmalar şeklinde sınıflandırmak mümkün. Daha fazla da sınıflandırma mümkün ama en sık karşılaştığımız durumlar bunlar” şeklinde konuştu.

“Çocukların bir yerden düşebilmesi için başlarının geçebileceği yer gerekli”

Düşmenin çocuklarda en sık karşılaşılan ev içi kazası olduğunu belirten Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç, “Aynı seviyeden düşme ya da yüksekten düşme olarak değerlendiriliyor. Bu düşmeler de çocuklarda önemli sağlık sorunları ile karşılaşılmasına yol açabiliyor. Düşme kazalarının önlenmesi için basit tedbirler var. Bu tedbirlerin arasında; zeminlerin ıslak kalmaması, kaygan olmaması, halı ile kilimlerin kaydırmaz olması, pencere ve balkon kapılarının mutlaka kapalı olarak çocuk kilitli bir şekilde olması, pencerelerin yanına mobilyaların yerleştirilmemesi, oyun oynadıktan sonra oyuncakların mutlaka kaldırılması gibi tedbirlerle düşmeler rahatlıkla engellenebilir veya azaltılabilir. Çocukların bir yerden düşebilmesi için başlarının geçebileceği yer gerekli. Parmaklık ve korkuluklarla muhakkak 6 santim olması gerekmekte ki çocuğu kafası oradan geçemesin” diye konuştu.

“Fırın ve ocak sıcakken çocuğun çevrede dolaşmaması çok önemli”

Ev içi kazalardan olan yanmanın çocuklarda kalıcı hasara neden olduğunu aktaran Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç, “Bir diğer yaralanma şeklimiz de yanmalar. Çocuk çağında ev içindeki yanmalar sıcak sular gibi malzemelere temas ile gerçekleşiyor ancak kimyevi maddelere bağlı yanıklar da olabiliyor. Burada en önemli unsur ısıtıcıların çocukların olduğu odada olmaması, ısıtıcılar ile birlikte çocukların uyumaması, bu tür eşyaların muhakkak korkuluklarla muhafaza edilmesi, elimizde sıcak su veya herhangi bir sıcak madde varken çocukları kucağımıza almamamız, fırın ve ocak sıcakken çocuğun çevrede dolaşmaması çok önemli” ifadelerini kullandı.

“Çocuğun başka bir çocuğa emanet edilmemesi çok çok önemli”

Boğulma vakalarının da çok sık görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Kılıç, “Ev içi kazalardan birisi ise boğulmamalar. Çocuklar ev içerisinde suda da boğulabiliyor, katı cisimler ile de boğulabiliyorlar. Özellikle küçük çocukların baş bölgesinin ağırlığı ile vücudunun diğer bölgesindeki ağırlığa nazaran daha fazla olduğu için çocuklar baş üstü su dolu kaplara düşüp boğulabiliyor. Bu durum çok ciddi bir risk. Ek besinle beslenen çocuklarımız ek besinlere beslenirken soluk borusuna bu yiyecekler kaçabiliyor. Bazen kısmı bazen ise tam tıkanmalara neden olabiliyor veya organik olmayan maddelerde çocukların nefes borusuna kaçabiliyor. Bunların hepsi boğulmalara sebep verebilir. Bir diğer unsur ise bir çocuğun başka bir çocuğa emanet edilmemesi çok çok önemli çünkü diğer çocuk da tehlikeyi anlamayabilir, diğer çocuğu kurtarmak için gücü yetmeyebilir. Bu riskleri de almamamız gerekiyor” dedi.

“Temizlik maddelerin evin içinde bir kilitli dolapta muhafaza edilmesi önemli”

Zehirlenmelerin ise ilaçlardan, çiçeklerden ve temizlik maddelerinden dolayı gerçekleştiğini ifade eden Doç. Dr. Kılıç, “Bir diğer ev içi yaralanmaları için zehirlenmeleri ele almak lazım. Zehirlenmeler de ilaçlarla, çiçek çeşitleri, temizlik maddeleri, böcek ilaçları ile olabiliyor. Burada çocukların merak duygusu ve çevreyi keşfetme duygusu çok önemli. Çocukların erişemeyeceği hiçbir yer yoktur. Eğer ki bir çocuk bir şeyi kafasına koymuşsa bunu mutlaka gerçekleştirir ve bu potansiyeli her zaman vardır. Bu potansiyeli hiçbir zaman unutmamak lazım. Dolasıyla böcek ilaçları, ilaçlar veya zehirli olabilecek bitkiler ve özellikle temizlik maddelerinin evin içinde bir kilitli dolapta muhafaza edilmesi önemli” şeklinde konuştu.

“Çocuğumuzu gözetim altında tutmamız lazım”

Doç. Dr. Kılıç, “Ev içi kazalarda çocukları kısıtlayarak, tedbirleri çok yüksek seviyede uygulayarak korunma yoluna gitmemek lazım. Çocuğumuzu gözetim altında tutmamız lazım. Yani elimizin ulaşacağı, gözümüzün gördüğü tehlikeli bir durum olduğunda anında müdahale edebileceğimiz mesafede tutmak hem çocuğun merak duygunu yitirmemesini hem çevreyi keşfetmesini sağlayacaktır hem de çocuklarımızın korunmasını sağlayacaktır” diye konuştu.

Aileler ise çocuklarını göz önünde tuttuklarını, oluşabilecek kazalar için önlemler aldıklarını belirtti.

Kaynak: iha