ANTALYA (İHA) – Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, çocukluk döneminde yaşanılan güneş yanıklarının ve uzun süreli korunmasız güneşlenmenin cilt kanseri riskini önemli derecede arttırdığını belirterek, “Bu nedenle, geniş spektrumlu (UVA + UVB) koruma sağlayan güneş kremleri tercih edilmelidir” dedi.

Yaz aylarında güneş ışınlarına fazla maruz kalmanın cilt kanseri riskini artırdığını vurgulayan Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, çocukluk döneminde yaşanılan güneş yanıklarının ve uzun süreli korunmasız güneşlenmenin cilt kanseri riskini önemli derecede arttırdığını ifade etti. Kutlubay, “Güneş ışınları, özellikle UV (Ultraviyole) ışınları, ciltte kalıcı hasarlara yol açabilir. UVA ışınları cildin derin katmanlarına nüfuz ederek kolajen ve elastin liflerinde yıkıma neden olurken, UVB ışınları ciltte güneş yanıklarına ve DNA hasarlarına yol açar. Yeryüzüne ulaşan UV ışınlarının yüzde 95’i UVA, yüzde 5’i ise UVB’dir. Bu nedenle, geniş spektrumlu (UVA + UVB) koruma sağlayan güneş kremleri tercih edilmelidir” dedi.

Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gölgeye çekilmek veya şemsiye altında durmak dahi yeterli koruma sağlamayabilir. Güneşten korunmanın en etkili yolu ise giysiler ve şapkalar gibi fiziksel bariyerlerin yanı sıra, yüksek SPF’li güneş kremlerinin kullanılmasıdır. Fiziksel filtreler (örn. mineral çinko oksit) cilt üzerinde bir bariyer oluşturarak UV ışınlarını geri yansıtır. Bu filtreler, geniş spektrumlu koruma sağladığı gibi, cilt yüzeyinde kaldığı için derinlemesine nüfuz etmez ve bu nedenle daha güvenlidir. Kimyasal filtreler ise UV ışınlarını emerek cilde nüfuzunu engeller ancak, tekrar eden uygulamalarda ciltte kimyasal birikim riski taşıyabilir. Kimyasal içerikli güneş kremleri, yalnızca insan sağlığı için değil, deniz yaşamı için de büyük tehdit oluşturur. Özellikle oksibenzon ve oktinoksat gibi maddeler, mercan resiflerinin beyazlamasına, ciltte DNA hasarlarına ve deniz yaşamının zarar görmesine neden olabilir. Bu nedenle, non-nano mineral çinko oksit içeren doğal güneş kremleri tercih edilmelidir.”

BEE’O Apicare Kurucusu Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, son yapılan araştırmalarda, propolisin UV ışınlarının cilt üzerindeki zararlı etkilerini azaltmada etkili olabileceğini gösterdiğini söyledi. Samancı, “Propolisin, cilt bariyerini güçlendirerek güneş ışınlarının neden olduğu DNA hasarına karşı koruyucu olduğu belirtiliyor. 2022 yılında Litvanya’da yapılan bir çalışmada, propolisin güneş ışınlarına karşı koruyucu etkisi araştırılmış ve doğal bir SPF değeri gösterdiği tespit edilmiş. Ayrıca, propolis ekstraktlarının antioksidan aktivitesi de yüksek bulunmuş. Polonya’da yapılan başka bir çalışmada ise propolisin tirozinazenziminin inhibisyon potansiyeli değerlendirilmiş ve propolisin ciltte güçlü bir leke karşıtı aktivite sergilediği belirlenmiştir. Bu veriler ışığında, propolis cilt lekelerinin önlenmesi ve cildi güneş ışınlarına karşı korumada etkili ve doğal bir bileşen olabileceği, non-nano mineral çinko gibi fiziksel filtrelerle birlikte kullanılabileceğini söylemek mümkündür” dedi.

Samancı, “Güneşin zararlı ışınlarına karşı cildinizi korumak için doğal ve güvenilir çözümler arıyorsanız, propolis ve non-nanomineral çinko içeren güneş kremleri iyi bir alternatif olabilir. Doğal içerikleri ve güçlü koruma özellikleri sayesinde bu kremler, cildinizi hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı etkili bir şekilde korur” diye konuştu.

Kaynak: iha