SAMSUN (İHA) – Samsun’da bu yıl deneme olarak üretilen, hastalığa ve virüse karşı dayanıklı melez domatesler, üreticilerin yüzünü güldürüyor. 8’inci salkımını da sorunsuz bir şekilde veren domateslerden en az 2 kez daha hasat yapılması ümit ediliyor.

Türkiye’nin birçok yerinde görülen rugosa virüs (kahverengi olgunluk virüsü) domates başta olmak üzere birçok tarımsal ürüne zarar veriyor. Antalya ve Samsun’da da domateslerde hastalığa neden olan virüs yüzünden üreticiler kâr elde edemezken, domates fiyatları da bu nedenle afaki rakamlara yükseliyor. Melez domates fide ve tohumlarını İtalya’dan ithal ederek Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde üretmeye başlayan çiftçiler, büyük başarı sağladı. Geçen yıl ilk hasadın ardından hüsrana uğrayan çiftçiler bu yıl hastalığa karşı dayanıklı domatesler sayesinde şu anda 8’inci salkımlarını da sorunsuz bir şekilde aldıklarını ifade ettiler.

“Hibrit domatesler hastalığa yakalanmıyor, verimi de lezzeti de çok güzel”

Geçen yıl yerli domatesten kar elde edemedikleri için hibrit domatese yöneldiklerinin altını çizen seracılık yöntemiyle domates üreten Ömer Sancak, “Çiftçilik, hayvancılık ve seracılık yapıyorum. Bu sene ilk kez hibrit domates ürettim. İtalya’dan bir firmadan tohumları aldık. Geçen yıl ürettiğim domateslerden verim alamadığım için bu yöntemi seçtim. Yerli domatesler hastalığa yakalanıp, virüsten yakamızı kurtaramıyorduk. Hibrit domateslerim çok iyi çıktı. Tonaj ve kalite olarak da çok verimliler. Alan da satan da memnun. Yerli ürün ektiğimde ilk hasatta güzel verim alıyorduk ama gün geçtikçe mantar hastalıkları ve virüse yakalanıyordu. Ayrıca dalda bekleme süresi de çok kısa oluyordu. Biz üreticilerin kâr yapması için domatesin dayanıklı olması gerekiyor. Tam hasadın ortasında bizim domatesimiz bitiyor. Bu sene Allah’a şükür öyle olmadı. Bu domatesle biz 10 salkıma kadar domates alıyoruz. Önceki senelerde ise 5-6 salkımda sezonu bitiriyorduk. Bu sene şu anda 7-8 salkımdayız hiçbir hastalık yok. Çok memnun kaldık. Şu anda perakende olarak kilosunu 20 TL’den satıyorum. Fiyatlardan da şu anda memnunuz. Geçen sene ürünün yarısında domates bitti, hastalıktan dolayı. Biraz zarar ettik. Bu sene beklentimiz yüksek, yüzümüz gülüyor” dedi.

“Virüse ve hastalığa dayanıklı domates yetiştiriyoruz”

Deneme üretimi yaptıkları domateslerin hastalığa yakalanmadığını belirten Ziraat Mühendisi Sadık Altay, “4 yıldır birçok tarımsal ürünün ıslahı için çalışmalar yürütüyoruz. Bu yıl 19 Mayıs ilçemizde dünyada yaygın olan bu rugosa virüs dediğimiz kahverengi olgunluk virüsüne karşı dayanıklı çeşitlerimiz var bu serada, şahit çeşitlerle beraber. Rugosa virüs domateslerde ciddi ürün kaybına, verim kaybına sebep oluyor. Bu da üreticiyi ciddi mağdur ediyor. Buradaki serada virüse dayanıklı salkım domates yetiştiriliyor. Salkım halinde hasat edilen bir çeşidimizde toleranslar yüksek, verimi oldukça iyi, meyve dayanımı da güzel ve raf ömrü uzun. Salkımın dışında burada beef çeşidinde virüse dayanıklı domates yetiştiriyoruz. Çiftçilerimiz üretimi ticari yaptığı için hastalık dayanımı, son yıllarda ön plana çıkan rugosa hastalığı, virüsü ciddi ürün kayıpları neden olduğu için şu an bütün üreticiler bu konuda arayış içinde. Biz de böyle bir yenilik yaptık, bölgemize getirdik. İnşallah çiftçilerimize gelecek yıl bunu ciddi olarak sunacağız” diye konuştu.

“Domateslerin genetiği değiştirilmedi, melez ürünlerden elde edildi”

Yüksek dayanıklı domateslerin genetiği değiştirilmiş ürün olmadığını vurgulayan Altay, “Hibrit olarak üretilen salkım ve beef çeşidindeki domateslerimiz hiçbir ürün kaybımız yok. Kalitemiz çok iyi, tadı, aroması ve verimi çok yüksek. Dalda bekleme süresi uzun. Domateslerin hasat etmediğimiz sürece bile daldan düşmüyor. Bu da bize kolaylık sağlıyor. Ürünü para ettiği döneme kadar ağacında bekletebiliyoruz. Bu büyük bir avantaj tabii üretici için. Bu domates çeşitleri yurt dışından geliyor. Türkiye’de de Antalya’da ıslah istasyonumuz var. Çeşitlerimiz uzun yıllar çalışma sonucunda oluşuyor. Böyle melez çeşitlerimiz, F1 dediğimiz hibrit. Bunu ıslahçı, domates konusunda, dünya genelinde çalışan, dünyanın her yerinde ıslah projesi yürüten firmalar yapıyor. Üreticiler, her yıl tohum ya da fide alıp dikiyor. Şöyle bir takıntı oluşmasın. GDO’lu dolu ürün değil bunlar. Bunlar melez dediğimiz üründen. Yani bunun tohumundan tekrar domates üretebilirsiniz ama bu anneye, babaya, dedeye geriye doğru açılım gösterebilir. Üreticinin istediği pazar ürünü ise standart tek tip ürünü istiyor. Raf ömrü uzun, tezgahta bekleyebilen ondan dolayı her yıl yeni tohum alması gerekiyor. Ama yoksa bundan tohum alıp ekse üretebilir ama bu kaliteyi yakalayamaz. Bu tür ürün de çıkabilir içinde, bunun dışında da çıkabilir. O yüzden tohum alıp dikmesi veya fide alıp dikmesi daha mantıklı” şeklinde konuştu.

Uzun süre bozulmadan dalda kalabilen domatesler, üretici tarafından satılacağı zaman salkımdan kopartılıp tüketiciyle buluşturuluyor.

Kaynak: iha