Şehit veya Gazi olabilmek için önce askere gitmek ve cephede olmak gerekir. Hanginizin çocuğu askere gitmiştir, gitse bile doğru dürüst askerlik yapıp, cepheye gönderilmiştir? Ya rapor alınmış, ya da kısa döneme denk getirilmiş veya paralı askerlikten yararlanmış birçok kişiyi biliyoruz. Vatan için şehit olmak da, vatanının soyulduğuna şahit olmak da fakir fukaranın işidir. Siz ancak fail olursunuz.

Seni bir şey kızdırmış diyeceksiniz, evet kızdırdı. Ülkenin ekonomik bir felaketle karşı karşıya kaldığı bu günler de, fedakârlığın, sabrın yine bizlerden beklenmesi kızdırdı. Suriye’de, Irak’ta savaşa gireceksin, en ön safta halkın çocukları olacak, ekonomik savaşta fedakârlık halktan beklenecek, ben de bunu normal karşılayacağım, mümkün mü? Dünyada halkı huzurlu ve mutlu olan Müslüman ülke yok. Ama Müslüman ülkeleri yönetenlerin hepsi saraylarda oturup, kuş sütü ile besleniyorlar, mutlu ve huzurlular. Dünyanın en büyük servetine sahip olanlar bu arkadaşlar. Bizde farklımı, tabii ki hayır. Fedakârlık bizim, karlılık sizin, açlık bizim, tokluk sizin, yokluk bizim, varlık sizin, olmaz böyle şey, olmamalıdır.

Başımıza gelen bu ekonomik felaketi, bazıları dış güçler diyerek açıklamaya çalışıyor. Dış güçler hep vardı ve olacak. Ancak hiçbir dönemde, bu kadar toplumun inançlarını istismar eden, bu ölçüde dini siyasette ve ticarette kullanan iç güçler ve güçlüler olmamıştı.

Freni patlamış araba gibi, hızla bizi felakete götüren bu ekonomik gidişin önüne geçilmek istendiğini hiç sanmıyorum. İktidarlarını kaybedecek olduklarını anlayanların ‘benden sonrası tufan’ anlayışının bir örneğini yaşıyoruz. Millete tuzak kuruyorsunuz. Ülkenin son kalan bütün varlıkları da pazara sürülmüş durumdasınız. Kendinizden sonra iktidar olacaklara bir enkaz devredip çekip gitmenin hesapları yapıyorsunuz.

Şu anda bir savaşın içindeyiz. Bir tarafta günlük geçim derdi yüzünden yarınını göremeyen halk, diğer tarafta iktidar nimetlerinden yararlanarak muazzam bir servet edinmiş bir azınlık. Her şeyi hesaplı olan bu azınlık, cephede de kendileri yerine gönüllü ve paralı askerler kullanmaktadırlar. Dini duygularını istismar edebildikleri, gönüllüleri oluşturmakta ve bunlar en ön saflarda yer almaktadırlar. Paralı askerlerin bir kısmı liyakatsiz partililer ve bürokratlardır. Gazeteci ve bilim adamı hüviyetindeki medya maymunları ise en ahlaksızlarıdır. İşte bu nedenle ‘BIRAKIN ŞEHİT OLMAYI GAZİ BİLE OLAMAZSINIZ’ diyorum. Hiçbir zaman, hiçbir konuda cephe de olmadınız. Savaşı kaybettiğiniz de kaçacak yerleriniz bile hazırdır. Aslında siz kendinizi bu millete ve dine mensup hissetmediniz. Bu açıdan kabahatli bile sayılmazsınız. Asıl kabahat her şeyi bilerek ve görerek küçücük menfaatleri yüzünden size göz yumanlardadır.

Bu savaş bir kurtuluş savaşıdır, bağımsızlık savaşıdır. Bu savaşı Dünyada en iyi bilen ve ilk örneğini veren TÜRK MİLLETİDİR ve TÜRK MİLLETİ SONSUZA KADAR YAŞAYACAKTIR. Bu savaştan yine galip çıkacağız iç ve dış düşmanlarımızı kahredeceğiz, ihanet edenleri de bu sefer affetmeyeceğiz.

Sağlıklı günler dileğiyle…