Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Arabuluculuk, yargı reformu strateji belgesi, hukuk meslekleri sınavı, yedi emin araçları, bölge adliye mahkemelerinin arttırılması, basın ve sosyal medya yoluyla hakaretler gibi konuların yer aldığı pakete ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tunç, ABD’ye kaçan Eylem Tok ve oğlunun Türkiye’de yargılanmasına ilişkin konuştu.

Karabük Valiliği ziyareti sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 20 farklı kanunda değişiklik yaparak toplamda 39 maddeyi içeren paketle adalet hizmetlerinin etkinliğinin arttırılmasının amaçlandığına dikkat çekti. Tunç, “Şimdi dokuzuncu yargı paketiyle ilgili olarak AK Parti Grup Başkanımız Abdullah Güler açıklamaları yaptı. Ayrıntılı bir şekilde kamuoyuyla paylaştı. 20 farklı kanunda değişiklik yapıyor. Ve 20 farklı kanun bir geçici maddeyle beraber 39 maddede değişiklik gerçekleştiriliyor. Önümüzdeki hafta adalet komisyonunda görüşmeleri gerçekleşecek ve sonrasında da genel kurul gündemine gelecek. Özellikle adalet hizmetlerinin etkinliğini arttırmak, yargı süreçlerinde vatandaşlarımızın örselenmeden yargı hizmetlerinin etkinliğini arttırırken hem hızlandırılması hem de adaletin tecellisi noktasında uygulamadan gelen, akademisyenlerden gelen öneriler doğrultusunda bazı düzenlemeler var. 39 madde” dedi.

Bakan Tunç, uygulamadan ve akademisyenlerden gelen öneriler doğrultusunda düzenlemeler yapıldığını vurguladı. Tunç, bazı düzenlemelerin yeni yasama döneminde 10. Yargı Paketi’nde ele alınacağını ifade etti. Yeni yargı reformu strateji belgesi ve insan hakları eylem planı çalışmalarının son aşamada olduğunu ve bu belgelerin 2024-2028 yıllarını kapsayacak şekilde düzenlendiğini söyledi.

Tunç, yargı reformu strateji belgesinin gerçekleşme oranının yüzde 70, insan hakları eylem planının ise yüzde 66 civarında olduğunu belirtti. Bu planlarda gerçekleşmeyen hedeflerin yeni yargı reformu strateji belgelerine ve insan hakları eylem planı belgelerine alındığını ifade eden Bakan Tunç şöyle konuştu:

“Dokuzuncu yargı paketine alamadığımız toplumun ve uygulamanın beklediği birtakım özellikle hem ceza muhakemesi kanunu ilgilendiren hem de Türk Ceza Kanunu’nu ilgilendiren bazı düzenlemeler de var. Onlar da yeni yasama döneminin başlarında onuncu yargı paketinde elbette ki değerlendireceğimiz hususlar var. Tabii yargı reformu strateji belgesiyle ilgili çalışmalarımız da şu anda son aşamada. İnsan hakları eylem planıyla ilgili de Çalışmalarımız son aşamada. Yeni İnsan Hakları Eylem Planı ve yeni yargı reformu strateji belgesi 2024 ve 2028 yıllarını kapsayacak şekilde yeniden düzenledik ve bunu yakın zamanda Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşacak oradaki hedefler doğrultusunda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Önceki son yargı reformu strateji belgesinin gerçekleşme oranı yüzde yetmiş civarında. İnsan hakları eylem planının gerçekleşme oranında yüzde altmış altı civarında. O planlardaki hedeflerde gerçekleşmeyen hususları da yeni yargı reformu strateji belgelerine ve insan hakları eylem planı belgelerine alarak o hedeflerden de vazgeçmiş değiliz.”

"Güvenilir adalet sisteminin tesisi anlamında çok önemli mesafeler aldık"

Adalet Bakanı Tunç, fiziki ve teknolojik imkanların artırılmasıyla adalet sisteminde önemli mesafeler kaydedildiğini söyledi. UYAP sistemi ve elektronik tebligat gibi teknolojik yeniliklerle vatandaşların hizmetine sunulan kolaylıkları vurguladı. Mevzuat düzenlemeleriyle vatandaşların ihtiyaçlarına yönelik çalışmaların sürdüğünü belirten Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye’de özellikle güvenilir adalet sisteminin tesisi anlamında çok önemli mesafeler aldık. Gerek adliye binalarımızın yeniden inşa edilmesi o köhne binalardan kurtularak gerek avukatlarımızın gerek hakim savcılarımızın gerek yargı personelimizin ve vatandaşlarımızın daha kaliteli hizmet alabilmesi adına fiziki imkanlar arttırıldı ve teknolojinin imkanları da had safhada artırıldı ve teknoloji UYAP sistemi başta olmak üzere elektronik tebligattan, elektronik duruşmaya varıncaya kadar tüm bunlar vatandaşlarımızın hizmetine sunuldu. Yine mevzuat düzenlemeleriyle de vatandaşlarımızın ihtiyacı olan düzenlemeleri peyderpey hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Tabii bu pakette özellikle uygulamadan gelen bazı sorunları tespit ettik. Bu sorunları ortadan kaldırmaya yönelik önemli düzenlemeler var.”

Hukuk mesleğinde 20 yıl tecrübesi olan arabulucu olabilecek

Arabuluculuk sisteminin önemine değinen Tunç, 2013 yılından bu yana arabuluculuk sisteminde 5 milyon 838 bin dosyanın ele alındığını ve bunların yüzde 66’sının uzlaşmayla sonuçlandığını söyledi. Ayrıca, kira uyuşmazlıklarının da arabuluculuk kapsamına alındığını ve bu uyuşmazlıkların yüzde 54’ünün arabuluculukta çözüldüğünü belirtti. Yeni düzenlemelerle arabuluculuk sisteminin daha da geliştirilmesi planlandığını ifade eden Bakan Tunç, 20 yıl tecrübeli hukukçuların arabuluculuk eğitimi alarak sınav şartı olmadan arabulucu olabileceği belirtirken, taşınmazın aynıyla haklarla ilgili anlaşma belgelerinin tapuda icra edilebilirlik şerhi bakımından düzenleme yapılacağını ifade etti.

Tunç şöyle devam etti:

“Biliyorsunuz arabuluculuk sistemine geçmiştik. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri dediğimiz hukuk uyuşmazlıkların da arabuluculuk. Ceza uyuşmazlıklarında da uzlaştırma müessesesi, basit usul, seri muhakeme gibi bunlar özellikle hem ceza adaleti açısından önemli düzenlemelerdi hem de hukuk uyuşmazlıklarında vatandaşlarımızın dostane bir şekilde çözüme kavuşması, barışıl bir yöntemle hem yargının iş yükünü azaltan bir sistemi hayata geçirmiştik. 2013 yılından bu yana ara buluculuk uygulanıyor. Şu ana kadar 5 milyon 838 bin dosya ara bulucuların önüne geldi. Ve 3 milyon 874 bini uzlaşmayla sonuçlandı. Bu da yüzde 66 oranında bir demek bunun içerisinde tabii ihtiyari arabuluculuğun oranı daha yüksek. Zorunlu arabuluculuk kapsamında olan kısımda yüzde elli civarında. Dolayısıyla 3 milyon 874 bin uyuşmazlığın yargı önüne gelmeden tarafların barışarak, dostane bir şekilde çözüme kavuşması hem toplumsal barış açısından hem de daha az masraflı ve kısa sürede insanların kendi haklarına kavuşması açısından önemli. Yargının değişikliğini azaltan bir düzenleme. Tabii son zamanlarda kira uyuşmazlıklarını da ara buluculuk kapsamına almıştık. Orada da 1 Eylül’den itibaren 191 bin 490 kira uyuşmazlığı arabulucu önüne geldi. 102 bin 689’u anlaşmayla sonuçlandı. Yani baktığımız zaman kira uyuşmazlıklarında da yüzde 54’ü arabuluculukta çözüldüğünü görüyoruz. Yani yarıdan fazlası yargıya intikal etmeden, kiracı ve kiralayan barışa sorunlarını çözmüş oldular. Şimdi arabuluculuğu daha da geliştirmeye yönelik birtakım düzenlemeler var. Yani bu müesseseyi daha kalıcı hale getirmek, kapsamını daha da genişletme noktasındaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda arabulucular beş yıl kıdeme sahip hukukçular arasından sınavı kazananlar arabulucu olabiliyor idi. Şimdi yeni düzenlemeyle, yeni teklifle hukuk mesleğinde 20 yıl tecrübesi olan kişiler, arabuluculuk eğitimi almak şartıyla sınav şartı olmadan da arabulucu olabilecekler. Çünkü burada tecrübeye önem veriyoruz. 20 yıl tecrübeli hukukçuların, avukatların ve eski hukukçuların arabuluculukta eğitim aldıktan sonra başarılı olabileceklerine inanıyoruz. O nedenle böyle bir düzenleme getiriyoruz. Yine arabulucular tarafından düzenlenen taşınmazın aynıyla haklarla alakalı anlaşma belgelerinin tapuda icra edilebilirlik şerhi bakımından bir problem vardı. Bu problemi de ortadan kaldıran bir düzenlemeyi hayata geçiriyoruz. Yine tarafların arabuluculuk müzakerelerine katılımını teşvik etme açısından da düzenlemeler söz konusu.”

"Artık avukat olabilmek için (hukuk mesleklerine giriş sınavı) bu sınavı kazanmak gerekecek"

Hukuk mesleklerine giriş sınavı ve hakim-savcı yardımcılığı sınavlarıyla ilgili düzenlemelerin de 9. Yargı Paketi’nde yer aldığını ifade eden Bakan Tunç, “Bir diğer yargı paketinde yer alan önemli düzenlemelerden birisi de hukuk mesleklerine giriş sınavıyla ilgili. Ve hakim savcı yardımcılığı sınavıyla alakalı. Hukuk mesleklerine giriş sınavı Eylül’ün sonundan itibaren uygulamaya başlayacak. Tabii burada bazı derslerin de sınava dahil edilmesiyle ilgili özellikle milletler arası hukuk, milletler arası özel hukuk çünkü vatandaşlık hukuku, göç hukuku bunlar da artık uygulamada önemli hususlar olarak karşımıza çıkıyor. Hem soru sayısıyla ilgili hem de derslerle ilgili hangi derslerden sorumlu olacağına ilişkin bir düzenleme var. Hem hukuk mesleklerine giriş sınavında hem hakim, savcı yardımcılığı sınavında böyle bir ihtiyaca yönelik bir düzenleme. Hukuk mesleklerine giriş sınavı. Bundan sonra artık avukat olabilmek için bu sınavı kazanmak gerekecek. Staja başlayabilmek için. Hakim, savcı yardımcılarına sınavına girebilmek için de yine hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanmak gerekecek. Buna ilişkin bir düzenleme” dedi.

Yediemin araçları için yeni düzenleme geliyor

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yedieminde çürümeye terk edilen araçların hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılması ve satışına yönelik önemli bir düzenlemenin 9. Yargı Paketi’nde yer alacağını açıkladı. Tunç, "Yedieminde çürümeye terk edilmiş araçlar olarak haber konusu oldu. İcra dairelerindeki hacizli araçların tahsisiyle ilgili çalışmayı yapmıştık biz. Adalet olarak. Şimdi Karayolları Trafik Kanunu gereğince trafikten men edilen, bağlanan ve yediemine alınan araçlar var. Ama sahipleri bunları terk ediyor. Bir daha da arayıp sormuyor ve orada sürmeye terk ediliyor. Bunların yeniden tasfiyesine yönelik hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılması ve satışına yönelik bir düzenlemeyi de bu yargı paketinde inşallah hayata geçireceğiz" diye konuştu.

Bölge adliye mahkemelerinde artan iş yoğunluğunu azaltmak amacıyla da önemli düzenlemeler getirileceğini belirtti. Tunç, "Yine bölge adliye mahkemelerimizde iş yoğunluğu son zamanlarda artmıştı. Özellikle hukuk dairelerinde davaların sonuçlanma süresi uzamaya başlamıştı. Buna bir çözüm bulmak adına da önemli düzenlemeler var. Özellikle istinaf sürecinde bir hukuk dairesine dosya geldiğinde o daire kendisini görevli saymıyorsa, bunu bir ay içerisinde ön incelemesini yapıp görevli daireye gönderecek. Görevli dairede eğer ben de bu konuda görevli değilim diyorsa iki hafta sonuçlandırıp başkanlar kuruluna gönderecek. Dolayısıyla dosyanın aylarca belki yıllarca görev nedeniyle hukuk dairelerinin bir köşesinde kalmasını önleyecek önemli bir düzenlemeyi de hayata geçiriyoruz" ifadelerini kullandı.

"İstinaf sürecinde usulden kaynaklanan eksiklikleri yargı paketleriyle çözmenin gayreti içerisindeyiz"

Tunç, bölge adliye mahkemesi sayısını artırmaya devam ettiklerini ve bu yıl Tekirdağ ve Denizli’de de yeni mahkemeler kurulacağını açıkladı. Tunç, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"İstinaf daire sayılarını arttırmaya devam ediyoruz. Özellikle bölge adliye mahkeme hem Tekirdağ ve Denizli bu sene on yediye çıkıyor, bölge adliye mahkemesi sayısı. Ve daire sayısını da son bir yılda elli üç daire daha kurarak özellikle kira uyuşmazlıkları olsun, iş uyuşmazlıkları olsun, birtakım uyuşmazlıkların görüldüğü dairelerde dava yoğunluğu var. Bu yoğun ortadan kaldırmaya yönelik daire sayılarını arttırmıştık ve bu konuda da arttırmaya devam ediyoruz. Yine istinaf sürecinde özellikle usulden kaynaklanan birtakım eksiklikler var ise de bunları yargı paketleriyle çözmenin gayreti içerisindeyiz. Şu an itibarıyla 477 istinaf dairesi var kuruluş aşamasında 2016’dan itibaren 743’e yükseldi. Son bir yılda da 53 istinaf dairemiz kuruldu. Son bir yılda da ilk derecede 2 bin 596 yeni mahkemenin kurulmasını sağladık."

Basın, sosyal medya yoluyla hakaret suçlarına yeni düzenleme

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi kapsamında basın yayın, görsel medya ve sosyal medya aracılığıyla işlenen hakaret suçlarına karşı önemli düzenlemeler getirileceğini açıkladı. Tunç, "Bir diğer önemli düzenleme. Özellikle basın yayın ve görsel ya da yazılı basın aracılığıyla ya da sosyal medya aracılığıyla hakaret suçlarının özellikle yargıda büyük bir yer teşkil ettiğini görüyoruz. Yani bu suçların önlenmesi lazım. Sosyal medya aracılığıyla, fikir özgürlüğü denilemeyecek, hakaret içeren, kişilik haklarına saldırı içeren, özel hayatın gizliliğini ihlal eden birtakım paylaşımlar oluyor. Bu paylaşımlar özellikle uzlaştırmaya tabii olan bu uyuşmazlıkları artık bundan sonra ön ödeme kapsamına alıyoruz. Kanun teklifimiz de bu da var. Ön ödeme kapsamına alınarak kişi işlediği fiilin yaptırımını Cumhuriyet Savcılıklarında ön ödemeye davet edilerek kamu ihlali nedeniyle bu yaptırıma tabi tutulacak. Ama diğer yandan suçun mağduru olan kişi de hukuk mahkemesinde manevi tazminat davasını açabilecek. Buna yönelik bir düzenleme söz konusu" dedi.

Çocuk Koruma Kanunu ile ilgili düzenlemelere de değinen Tunç, "Çocuk koruma kanunuyla ilgili düzenlemeler var. Özellikle çocukların bir meta gibi o kişisel ilişki kurulmasında, velayet konularında anne babadan alınıp verilmesinde icra yoluyla alınıyor, alınıp veriliyordu. Bunları ortadan kaldırmıştık. Şimdi onun uygulaması çerçevesi içerisinde, sosyal çalışmacıların görevlendirilmesi, mağdur hizmetleri ve desteklerimizin özellikle birtakım ihtiyaçları nedeniyle bazı düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Yine hakim ve savcılarımızın kadrolarıyla ilgili düzenlemelerin Cumhurbaşkanı Kararnamesi’yle yapılamayacağına ilişkin bir anayasa mahkemesi kararı vardı. Anayasa Mahkemesi kararı çerçevesi içerisinde de kanunla düzenlenmesi gereken husus bu pakette yine kanunun düzenlenmesini sağlıyoruz" şeklinde konuştu.

"Kara parayla mücadelede çok kararlıyız"

Tunç, terörün finansmanının önlenmesi ve kara para aklama ile mücadelede kararlı olduklarını vurguladı. Bakan Tunç, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyum tayini ile ilgili düzenlemelerin de pakete dahil edildiğini aktardı.

Tunç, terörizmin finansmanı ve suç gelirlerinin aklanması konularında el koyma ve müsadere kararlarının etkili olduğunu ekleyerek şunları kaydetti:

“Medeni Kanun’umuza ilişkin bazı iptal kararları vardı Anayasa Mahkememizin. Bu anlamda da Anayasa Mahkememizin kararları gerekçesi doğrultusunda da yeni düzenlemeler var, medeni kanunumuzla ilgili olarak. Tabii tasarruf mevduatı sigorta fonunun kayyum tayini ile ilgili düzenleme var. Önceki pakette de varmıştı. Seçim nedeniyle yetişmemişti. Bu pakete de alındı. Özellikle terörün finansmanının önlenmesi, kara parayla mücadelede çok kararlıyız. Gri listeden çıkmamız noktasında bu soruşturmalar ve el koyma kararları etkili oldu. Bunu daha kalıcı hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle terörizmin finansmanı, suç gelirlerinin aklanması suçları bakımından el koyma ve müsadere kararları ve sonrasında da tasarruf mevduatı sigorta fonunun kayyum tayini ile ilgili düzenlemeler var. Bu pakette de.”

"Artık icra dairelerinde fiziki ortamda satış yok"

İcra dairelerinde elektronik satışa geçildiğini hatırlatan Tunç, "Bunun dışında icra dairelerinde elektronik satışa geçmiştik. 2023 yılından itibaren uygulamasını başlatmıştık. Artık icra dairelerinde fiziki ortamda satış yok. Birtakım suistimallerin de önüne geçmiş olduk. Ve alacaklı ve borçlu menfaat dengesini de gözeten bir çabaydı bu eş atışa geçmek. Ama burada da uygulamadan kaynaklanan bazı problemler oldu. Özellikle bir defalığına ihalenin on dakika uzatılması. O süre içerisinde özellikle robot yazılımlarla alacaklıyı da borçluyu da mağdur eden birtakım uygulama oluyordu. Orada bir de bağlığına on dakika uzatma değildi teklif süresinin. Teklif verildiği müddetçe üç dakikada bir uzatılması söz konusu olacak. Ve buna ilişkin özellikle hem alacaklının, hem borçlunun menfaatini koruyan ve malın gerçek değerinde satılmasını sağlayacak olan bir düzenlemeyi de inşallah hayata geçireceğiz" şeklinde konuştu.

İstanbul ve Ankara’da birden fazla baronun kurulmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda yeni düzenlemeler yapılacağını belirten Tunç, "Yine birden fazla baronun kurulduğu İstanbul ve Ankara illerimizde baroları düzenlemesiyle ilgili anayasa mahkememizin iptal kararı vardı. Bu karar gerekçesi doğrultusunda da yeni bir düzenleme gerçekleştiriyoruz. Çok sayıda 39 madde. Ama genel hatlarıyla şunu diyebiliriz. Özellikle hem uygulamadan kaynaklanan problemleri ortadan kaldıracak. Yargı hizmetlerinin etkinliğini daha da artıracak. Davaların kısa sürede sona ermesini sağlayacak yargı süreçlerini hızlandıracak önemli düzenlemeler var. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin takdirinde Adalet Komisyonu’nda görüşüldükten sonra da önümüzdeki günlerde genel kurulda inşallah yasalaşacaktır diyorum. Hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerine yer verdi.

Eylem Tok’un Türkiye’ye iade edilmesi

Eylem Tok ve oğluyla ilgili olarak orada bir yargılama sürecinin başladığını ifade eden Bakan Tunç, "Tutukluluk halleri devam ediyor. Ve o tutukluluk halleri devam ederken de tabii ki oradaki makamlarla da bizim görüşmelerimiz de devam ediyor. Ve gerekli belgeleri hepsinin çevirilerini yaparak gönderdik ve yine her duruşma sonrasında da ihtiyaç olabilecek birtakım açıklamaları gönderiyoruz yazılı olarak. Ve iade edileceklerini umuyoruz. Çünkü burada yargılanmalarını istiyoruz. O nedenle buradan yargıdan kaçış olmamalı. Bir kişinin ölümüne ve diğer kişilerin yaralanmasına neden olduktan sonra Türk yargısından kaçmak olmaz. Dolayısıyla biz hemen kırmızı bülten kararlarımızı çıkardık ve iade taleplerimizi gönderdik. Ve bu kapsamda da yakalama gerçekleşti. Ve tutuklama gerçekleşti. O tutuklama devam ediyor. Ve sonrasında da iade yargılama sonrasında da Türkiye’ye gönderileceğini umut ediyoruz" diye konuştu.

"Meclis, kira artışı düzenlemesini 1 Temmuz itibarıyla gündemine almadı"

Türk Borçlar Kanunu’na Haziran 2022’de eklenen geçici madde ile konut kiralarındaki artışı yüzde 25 ile sınırlayan düzenlemenin 1 Temmuz itibarıyla sona erdiğini hatırlatan Tunç açıklamalarını şöyle tamamladı:

“1 Temmuz itibarıyla düzenleme sona erdi. Biliyorsunuz 2022 ve 2023 yıllarında birer yıl uzatılmıştı. Borçlar kanununa eklenen geçici maddeyle bu uzatılmıştı. Meclisin takdirinde olan bir husus. Tabii 1 Temmuz itibarıyla mecliste böyle bir düzenleme de gerçekleşmedi. Enflasyonu düşürme hedefimiz var. Bu hedefimizde kararlı bir şekilde ekonomi yönetimimiz, program çerçevesi içerisinde çalışmalarını sürdürüyor. Yani bu hedef doğrultusunda inşallah bu tür sınırlamalara gerek kalmadan, kendi mecrasında yürüyecektir. Borçlar Kanunumuzun ilgili maddesi zaten kira miktarının nasıl arttırılacağına yönelik düzenlemeleri içeriyor. Mecliste 1 Temmuz itibarıyla gündemine almadı. O nedenle şu anda Borçlar Kanunun kalıcı maddeleri çerçevesinde yürüyecek kiralarla ilgili düzenlemeler.”

Kaynak: iha