Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Türkmenistan’da düzenlenen Uluslararası Kültür Bakanları Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Türkmenistan’la kardeşlik temelinde yürütülen ilişkilerimiz karşılıklı saygı, iş birliği ve halklarımızın ortak çıkarlarına hizmet anlayışıyla çeşitli platformlarda gelişmeye devam edecektir” dedi.
Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta büyük Türk şairi Mahtumkulu Firaki’nin doğumunun 300’üncü yıl dönümü dolayısıyla “Uluslararası Kültür Bakanları Konferansı” düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy konferansın açılışında yaptığı konuşmada, şair Mahtumkulu’nun sadece Türkmen halkının değil,
tüm Türk dünyasının vazgeçilmez bir değeri olduğunu söyledi. TÜRKSOY tarafından 2024 yılında ilan edilen ‘Maktumkulu Firaki Yılı’ dolayısıyla Türkiye’de de farklı etkinlikler gerçekleştirildiğini belirten Bakan Ersoy, Mahtumkulu’nun yaşadığı yıllarda Türkmenlerin çektiği ciddi sıkıntıları bütün ağırlığıyla yüreğinde hissettiğini ve bu duygularını ifade etme arzusuyla dolup taştığını vurguladı. Şairin Arapça ve Farsça’yı çok iyi bilmesine karşın halktan biri olarak kullandığı sade Türkçe ile insanlarına ulaşarak onlar üzerinde derin etkiler bırakmayı başardığını dile getiren Bakan Ersoy, onun düşünce ve eserlerinin rehberliğinin bugün de değerini koruduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin Türkmen kardeşlerinin yanında olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, “Türk milletinin kadim tarihi, o tarihin içinde kök salıp zenginleşen eşsiz kültürü, inanç dünyası, töresi, gelenekleri nice aklı keskin, gönlü engin büyük insanın yetişmesine vesile olmuştur. O insanlar yeri gelmiş er meydanında, yeri gelmiş akıl ve gönül dünyasında bizlere rehber olmuşlardır. Yürünecek yolu, gidilecek yönü göstermişlerdir. İsim isim saymaya çalışırsak söz de, nefes de tükenir. Engin bir deryadır onlar. İşte Mahtumkulu bu uçsuz bucaksız deryada yükselmiş, Türkmenistan’dan bütün Türk illerine ve dünyaya bir yüce dalga olup mısra mısra yol almıştır” dedi.
“Eserleri değerini bugün de korumaktadır”
Yaşadığı dönemden bugüne kadar Türk-İslam coğrafyasında ağırlığını hissettiren Mahtumkulu Firaki’nin tasavvuf ehli büyük bir şair ve doğru bildiklerini dile getirmekten çekinmeyen bilge bir düşünür olarak öne çıktığını belirten Ersoy, “Bundan dolayıdır ki şiirleri atasözü gibi ezberlenip halk arasında yayılmıştır. Onun düşünce ve eserlerinin rehberliği bugün de değerini korumaktadır. Doğumundan 300 yıl sonra bile bizleri aynı çatı altında bir araya getirebilen Mahtumkulu’nun şiirleri her nesilde okunmalı ve iyi anlaşılmalıdır” şeklinde konuştu.
“Türk dünyasının vazgeçilmezidir”
Şairin en büyük arzusunun Türkmen birliğinin kurulması ve Türkmen halkının bağımsızlığı olduğuna dikkat çeken Ersoy, “Eserleri de Türkmen boylarının birliği anlamında ortak bir ses ve sembol olarak görülmüştür. Bugün Türkmen kardeşlerimizin haklı bir gururla sahip çıktıkları bu birliğin ve bağımsızlığın temelindeki o ses hala ilk günkü kadar güçlüdür. Mahtumkulu bir yönüyle Köroğlu gibidir. Hak ve adalet için mücadele etmenin, bağımsızlığın sevdası vardır mısralarında. Bu değerler yolunda doğruluktan ödün vermeden, korkmadan, çekinmeden bir olup beraberce yürümek gerektiğini öğütler. Bir yönüyle de 13. yüzyılda Anadolu’da yaşamış kendisi gibi şair ve tasavvuf ehli olan Yunus Emre gibidir Mahtumkulu. Her ikisi de Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi ocağının alazıdır. Dünyanın faniliğini bilen, buna göre yaşayan kâmil insanlardır. Dilleri, rehberlik ettikleri halkın dilidir. Türkçedir, sadedir, zengindir. Bugün Türkiye’de Mahtumkulu, Türkmenistan’da Yunus Emre aynı zevkle okunuyorsa, bu onların aynı tarihten, kültürden ve değerlerden beslenmiş olmalarındandır. Mahtumkulu sadece Türkmen halkı için değil, bütün Türk dünyası için vazgeçilmez bir değerdir” diye konuştu.
“Mahtumkulu’na kulak vermeliyiz”
Firaki’nin mısralarından bugünün dünyasını değerlendirmenin de mümkün olduğunu kaydeden Bakan Ersoy, “Bugün dünyamız, teknik açıdan asırlar öncesinde hayal dahi edilemeyecek bir noktaya ulaşmış olsa da maalesef insani ve vicdani değerler açısından sürekli gerilemektedir. Mahtumkulu Firaki’nin yaşadığı dönemde bizlere tasvir ettiği kanlı çarpışmaları, siyasi mücadeleleri, yerinden edilen insanları, yağmalanan hayatları, toplumsal huzursuzlukları maalesef yanı başımızda görmeye devam ediyoruz. Diyaloğa, barış ve istikrara, karşılıklı güvene her zamankinden çok ihtiyacımız var. Geçmişin acı tecrübelerine, yaşanan tarihe ses ve söz olan Mahtumkulu gibi rehberlerin öğütlerine ve tavsiyelerine artık daha fazla geç kalmadan kulak vermeli, harekete geçmeliyiz. Birlikte yaşama kültürünü, hoşgörüyü yaymalı, ayrımcılıkla, ötekileştirmeyle, ırkçılıkla ödünvermeksizin mücadele etmeliyiz. Bu, çocuklarımızın huzurlu, güvenli ve refah içinde yaşayacağı yarınları inşa edebilmemiz için omuzlamak zorunda olduğumuz bir sorumluluktur” dedi.
Ersoy konuşmasını devamında şu ifadelere yer verdi:
“Bu pencereden baktığımızda, bir istikrar ve refah odağı olarak öne çıkan Türkmenistan’ın gücünü kadim Türkmen kültüründen alan akil liderliğiyle, savunduğu değerlerle ve siyasi duruşuyla bölgesinde ve dünyada barışın sağlanmasına ve sürdürülmesine yönelik katkıları çok değerlidir. Bu yolda daima Türkmen kardeşlerimizin yanında olacağımızı belirtmek isterim. Türkmenistan’la kardeşlik temelinde yürütülen ilişkilerimiz karşılıklı saygı, iş birliği ve halklarımızın ortak çıkarlarına hizmet anlayışıyla çeşitli platformlarda gelişmeye devam edecektir. Birlikte ülkelerimiz ve halklarımız için güçlü bir gelecek inşa edeceğimizden şüphem yoktur.”