Antalya Ticaret Borsası (ATB) Mayıs Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda yapıldı. ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır’ın meclis üyelerini yönetimin çalışmalarıyla ilgili bilgilendirdiği Meclis’te tarım, ekonomi ve kente ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.
Antalya Ticaret Borsası Mayıs Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda, uluslararası ticaret ve küresel ekonomide önemli değişimlerin gerçekleştiği bir dönemden geçildiğini belirten Ali Çandır, “Dünya Bankası, IMF ve OECD gibi küresel ölçekte faaliyet gösteren kuruluşlar ve uzmanlar, uluslararası ticarette kuralların ve kalıpların değiştiğini tespit etmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa-Rusya gerilimi, Ortadoğu sorunları ve Çin-ABD gerilimleri gibi olaylar, dünya siyasetini etkileyerek ticaret ve yatırım faaliyetlerini olumsuz etkilemektedir" dedi.
Kızıldeniz, Panama ve Süveyş kanalları gibi önemli ticaret yollarının ani durma riskleriyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunan Başkan Çandır, "Bu tehdit ve engeller yüzünden ciddi maliyet ve zaman kayıplarını göze alan yeni rotalar aranmaktadır. Diğer taraftan dünya çapında uygulamaya konan ticaret kısıtlamaları da giderek artmaktadır. Küresel ekonomi ve ticarette yaşanmakta olan değişimlerin büyük ölçüde uluslararası politik kararların etkisi altında olduğu bir gerçektir" diye konuştu.
Mevcut kur düzeyi ve aşırı sıcak para girişi uyarısı
Salgından sonra gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin enflasyonla karşı karşıya kaldığını belirterek rakamları paylaşan Başkan Çandır, kur atağı riskini ortadan kaldırmak için verilen yüksek faiz oranlarının ekonomiye etkisini şöyle değerlendirdi:
"Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, salgından sonra artan enflasyon belasını, 2021 yılından itibaren uyguladıkları rasyonel faiz ve ekonomi politikaları ile yıllık yüzde 7 olan zirvesinden yıllık yüzde 3 düzeyinin altına indirmeyi başardılar. Yılın ikinci yarısından itibaren faiz indirim rotasına girmeye başlayacaklar. Böylece 2024 yılı ekonomik büyüme tahminleri olan yüzde 3,1’i, enflasyonlarını yüzde 2’ye yaklaştırarak gerçekleştireceklerdir. Bizim enflasyonumuz için yaptıkları yılsonu tahminleri yüzde 56 düzeyinde ve büyümemiz ise yüzde 3,4 civarındadır. Rakamlarımızı bu düzeyde tahmin ederken kur atağı riskinin ortadan kaldırılacağı beklentisi ile son dönemde ciddi bir caryy trade fırsatı yakalamış gözükmektedirler. Bu fırsatı önce hazine tahvillerine ve hisse senetlerine girerek değerlendirmeye başlayan aşırı sıcak para girişi yaşamaktayız. Merkez bankamız rezerv biriktirerek ve negatif net rezervleri azaltmaya çalışarak bu durumu değerlendirmektedir. Ancak bizim iki korkumuz giderek artmaktadır. Birincisi mevcut kur düzeyi ve içerideki maliyet artışları ile ihracatta fiyat avantajımızı tamamen kaybetmekte olduğumuz gerçeğidir. İkincisi ise ortalama 3-6 ay arası vadeyle giriş yapan bu aşırı sıcak paranın dünyanın hiçbir yerinde verilmeyen kur kazancıyla realize ederek çıkmaya başlaması gerçeğidir. Her ikisi de ekonomik yapımızda hayati tahribatlar yapma tehdidine sahiptir."
Geleceğe yönelik plan yapılırken ulusal ve uluslararası gelişmelerin dikkate alınması gerektiğini söyleyen Çandır, "Son birkaç yıldır dış dünyada yaşanmakta olan değişimlere ve belirsizliklere karşı ilgimizi kaybedip, kendi iç dünyamıza gereğinden fazla odaklanmış durumdayız. Ülkemizde ve kentimizde olup bitenler, kendi tercihlerimizden kaynaklandığı kadar dünyada olup bitenlerden de etkilenmektedir. Mutlaka rasyonel bir eşgüdümle ve kapsayıcılıkla hem kendi dünyamızı hem de dış dünyadaki değişimleri birlikte değerlendirmeliyiz diye düşünmekteyim. Çünkü her şeyden önce milli gelirinin üçte ikisi kadar bir hacimle dış dünya ilişkileri olan bir ekonomiye sahibiz" diye konuştu.
İhracatçının kur çıkmazı
Yılbaşından bu yana ülke ve Antalya ihracatının iyi bir performans sergilemediğini vurgulayan Başkan Ali Çandır, “Hala rekabetçi kurla ihracata dayalı büyüme modelinin içinde bulunmaktayız. Özellikle orta vadeli program bunu gerektirmektedir. Ancak yaşananlar bu durumu teyit etmemektedir. İhracat ile uğraşan üyelerimiz kur politikamızın adil fiyat çerçevesine getirilmesini talep etmektedir. Çünkü ilk dört aylık ihracat gerçekleşmelerimiz hem ülke hem de kentimiz için son yılların en düşük düzeyindedir. Ülkemiz ihracatı ilk dört ayda yüzde 1,2 artarken, Antalya ihracatı ancak yüzde 0,4 artabilmiştir. İhracatımızda önemli bir yere sahip olan ve nüfusumuzun önemli bir bölümünü yakından ilgilendiren yaş meyve sebze ihracatı ise ülke genelinde artmazken kentimizde yüzde 13 azalmıştır. Hal böyle olunca tarım ve gıda ürünleri ihracatı içindeki yaş meyve sebze ihracatı payı da 10 puanlık düşüş göstermiştir” dedi.
İhracatta zor bir döneme işaret eden Ali Çandır, "Üstelik Avrupa Birliği (AB) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) vergilendirme politikaları da henüz hesaplara dahil edilmemiştir. Bir örnek vermek gerekirse, 2023 yılında dünya genelinde sınırda karbon vergisi tahsilatı 109 milyar doları aşmış ve bu miktar hızla artmaya devam etmektedir. Çok uzak olmayan bir gelecekte, yani 1,5 yıl içinde, sınırda karbon düzenlemesi, özellikle Avrupa Birliği ile olan ticaretimizi önlem almazsak ciddi ölçüde düşürebilir. Bu nedenle, emisyon ticaret sistemi konusunda devlet olarak hızlıca düzenlemeler yapmamız gerekmektedir" diye konuştu.
"Antalya ülke ortalamasının altında"
Bireysel ve sektörel kredilerdeki artış hızının ilan edilen enflasyon oranlarının altında arttığını bildiren Çandır, çek ve senetlerle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Ticari faaliyetlerin hareketliliği bakımından öncü göstergelerden biri olan çekle işlem hacmi tutar bazında, yılın ilk dört ayında ülke genelinde yüzde 88’lik artış gösterirken kentimizde ancak yüzde 77 artabilmiştir. Kurulan kapanan şirket sayıları da bu ataleti teyit etmekte ve uzun bir aradan sonra ülke genelinden kötü bir performans göstermiştir. Yılın ilk dört ayında kurulan şirket sayısı ülke genelinde yüzde 18.6 azalırken kentimizde yüzde 36.4 azalmıştır. Kapanan şirket sayılarında da benzer bir eğilim söz konusu olmuş ve ülke genelindeki yüzde 27.4’lük artışa karşılık, kentimizde yüzde 46’lık artış olmuştur. Şimdiye kadar böyle bir durum çok ender gerçekleşmiştir. Yılın ilk dört ayında protestolu senet tutarlarında ülke genelindeki yüzde 167’lik artışa karşılık kentimizde yüzde 360 artış yaşanmıştır. Karşılıksız çek tutarında ise ülke genelindeki yüzde 293’lük artışa karşılık kentimizde yüzde 530 artış yaşanmıştır. Bu olumsuz tablo kentimiz için nadir dönemlerde yaşanmıştır ve bu dönem onlardan biridir. Yıl başından beri bu eğilim devam etmektedir. Sonuç olarak Antalya ekonomisi yılın ilk yarısını genel olarak Türkiye ekonomisinin altında bir performansla geçirmiştir.”
"Bölgeye has nohut çeşidi"
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) ile yeni nohut hatlarının adaptasyonu, yayımı ve bölgesel çeşit geliştirilmesi kapsamlı protokol imzaladıklarını hatırlatan Çandır, "Protokol kapsamında yürütülecek projede yerli gen kaynaklarımız kullanılacaktır. Çünkü yerli gen kaynaklarımız, ülkemiz tarımının sigortasıdır" dedi. Çandır, üretim alanının artması, yerinde istihdama katkı sağlanması, katma değerli ve sürdürülebilir üretimin sağlanması, kaliteli protein ve karbonhidrat kaynağına ulaşılmasının hedeflendiğini söyledi. Ali Çandır, "Her geçen gün azalan nohut üretiminde birim alandan elde edilen verimi ve dolayısıyla geliri artırmaktadır. Proje Antalya’mız ve ülkemiz genelinde örnek teşkil edecektir. Bu fırsatla, BATEM Müdürümüz Abdullah Ünlü ve onun nezdinde projede görev alacak arkadaşlarımız ile ATB adına görev alacak çalışma arkadaşlarımıza emekleri için şimdiden teşekkür ediyorum. ‘Antalya Buğdayını Arıyor’ projemizde ürettiğimiz katma değeri bu projemizde de gerçekleştireceğimize inanıyorum" dedi.
"Buğday fiyatı açıklansın"
Antalya ve ülke genelinde hububat hasadının başladığını belirten Çandır, bol ve bereketli bir hasat dönemi olmasını diledi. Çandır, "Tüccar arkadaşlarımız, sahil kuşağındaki sulanabilir arazilerde genel olarak verim ve kalitenin yüksek olduğunu, kıraç arazilerde ise düşük ve verimsiz olduğunu belirtmektedirler. Ancak, üreticilerimizin temel şikâyeti, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin referans fiyatlarını henüz açıklamamış olmasıdır. Üreticiler, fiyatların bir an önce açıklanmasını beklerken, tüccar ve fabrika yetkilileri ise fiyatların piyasa tarafından dengelenmesini istemektedirler. Bu konuda önerimiz, devletin özellikle kıraç bölgelerde üretim yapan ve yağışa bağlı olarak geçmiş yıllara oranla yüzde 25 ve daha fazla düşük verim ve rekolteye sahip olan üreticilere geçen yıl 1 TL/kg olan prim desteğini en az iki katına çıkarmasıdır" diye konuştu.
Yöresel sergi rahatsızlığı
Çandır, bazı ürünlerin yöresel adı altında sergilendiği etkinlikleri eleştirdi. Çandır, “Yöresel Ürünler Fuarı - YÖREX’i yılda sadece bir kez 5174 sayılı fuarcılık kanunu hükümlerinde düzenliyoruz. Antalya’da her yöresel ürün etkinliği yapıldığında, etkinlik sırasında veya sonrasında Borsamıza çok sayıda şikâyet telefonu geliyor. Yerel yönetimlerin ve kaymakamlıkların verdiği izinlerle, sağda solda açılan ve ne olduğu belli olmayan bu etkinlikler, hijyen ve tağşişli ürünler konusunda halk sağlığı sorunu haline geliyor. Ayrıca hem esnafımıza karşı da haksız rekabete neden oluyor hem de yöresel ürünlerimizin itibarını olumsuz etkiliyor. Valiliğimizin, kaymakamlıklarımızın ve belediyelerimizin bu olumsuzluk sağlayan organizasyonlara izin vermemelerini talep ediyoruz" diye konuştu.