Ankara Sanayi Odası (ASO) Genel Başkanı Seyit Ardıç, “Belirsizlik ortamında politika yapıcılarının hedef tutarsızlık sorunu ile karşı karşıya kalmaması oldukça önemlidir. Gelecek ile ilgili tahminlerinde tutarlı davranmaları ekonominin dengelenmesi açısından olumlu olacaktır“ dedi.
Ankara Sanayi Odası’nın mart ayı Meclis toplantısı ASO Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıda ASO Başkanı Seyit Ardıç, Türkiye’deki güncel ekonomik gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hafta sonu yerel seçim için sandık başına gidileceğini hatırlatan Ardıç, seçimin ardından da mevcut rasyonel politikaların devam etmesi gerektiğini vurguladı. Ekonomi yönetiminin daha kapsayıcı tedbirler almasının makroekonomik istikrarın sağlanması açısından önemli olacağına işaret eden Ardıç, “Yerel seçimler sonrasında ülkemizde dört yıl boyunca seçim olmayacak. Başta ekonomi olmak üzere sosyal, eğitim ve hukuk alanında yapısal reformların gerçekleşeceği bir dönemin hepimizin ortak temennisi olduğunu düşüyorum. Ülkemizi kalkınma hedeflerine ulaştıracak, uzun vadede ekonominin istikrara kavuşmasına önemli katkı sağlayacak reformların yapılması gerekiyor” dedi.
Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının enflasyonda başlayan iyileşmeye paralel olarak geçen yılın ikinci yarısından itibaren politika faizi artışlarına ara verdiğini ifade eden Ardıç, ülkelerin merkez bankaları faiz oranlarında değişikliğe gitmediğini belirtti. Ardıç, sıkı para politikasının oluşturduğu baskı ile ekonomik büyümenin özellikle gelişmiş ekonomilerde zayıf kalacağına işaret ederek, mevcut durumda önemli dış pazarlarda süregelen durgunluğun ihracatı baskıladığını kaydetti. Ülkelerin en çok kaçındığı problemlerin başında yüksek enflasyonun geldiğini ifade eden Ardıç, yüksek enflasyonu düşürmenin maliyetinin en çok sanayicileri etkilediğini dile getirdi. Ardıç, yüksek enflasyondan kurtulmak için geçici olacağını düşündükleri maliyete katlanmaya razı olduklarını dile getirdi. Enflasyona müdahalenin gecikmesi durumunda katlanılması gereken maliyetin de yükseleceğini belirten Ardıç, “Toplumun tüm kesimlerince desteklenen kredibilitesi yüksek bir para politikasının enflasyonda düşüş sürecinde önemli bir çıpa etkisi oluşturacağına inanıyoruz” açıklamasında bulundu.
“Sanayi sektörü büyümesi, gayri safi yurtiçi hasıla büyümesinin altında kalmıştır”
Ardıç, 2023 yılının son çeyreğinde yüzde 4, tamamında ise yüzde 4,5 büyüme rakamına ulaştıklarını söyleyerek, sıkılaşma politikaları ve yaşanılan deprem felaketine rağmen pozitif bir büyüme performansı ortaya koyulmasının önemine vurgu yaptı. Ardıç, yıllık ve çeyreklik bazda iç tüketim etkisiyle güçlü bir büyüme
ortaya çıktığını söyleyerek, "Büyümeye sınai üretimin değil, özellikle canlı iç talebin kaynaklık ettiğini görüyoruz. Sanayi sınırlı artarken, özel tüketim yüzde 12,8 arttı. Sanayi sektörü büyümesi, gayri safi yurtiçi hasıla büyümesinin oldukça altında kalmıştır. Oysa ülkemizin istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için sınai üretime büyük önem verilmesi gerekiyor. Diğer taraftan bir önceki çeyreğe göre gayri safi sabit sermaye oluşumunun milli gelir içindeki payının gerilemiş olması, ekonominin üretim tarafındaki yavaşlamaya işaret ediyor” ifadelerine yer verdi.
“Gelecek ile ilgili tahminlerinde tutarlı davranmaları ekonominin dengelenmesinde olumlu olacak”
Rasyonel beklentiler teorisine göre beklentiler hangi yöndeyse, gerçekleşmenin de o yönde olacağına işaret eden Ardıç, beklentileri ne kadar iyi yönlendirirlerse dengelenme sürecinin de bu oranda hızlanacağını aktardı. Bu çerçevede belirsizlik ortamında politika yapıcılarının hedef tutarsızlık sorunu ile karşı karşıya kalmamasının oldukça önemli olduğunu sözlerine ekleyen Ardıç, “Gelecek ile ilgili tahminlerinde tutarlı davranmaları ekonominin dengelenmesi açısından olumlu olacaktır. Aynı zamanda makroekonomik dengelenmenin sağlanmasında, ekonomi politika yapıcılarının tercih ettiği plan ve programların kamuoyunu ikna etmesi, belirsizliğin ve öngörülebilirliğin ortadan kalkmasına katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
“Yeşil dönüşüm, KOBİ’lerin dönüşüme uyum sağlamasına ve süreci içselleştirmesine bağlı”
Sanayi sektöründe yeşil dönüşümün önemine vurgu yapan Ardıç, yeşil dönüşümü ıskalama şanslarının olmadığını ve yeşil dönüşümün bir tercih değil, zorunluluk olduğunu dile getirdi. Türkiye’de işletmelerin büyük bir çoğunluğunu KOBİ’lerin oluşturduğunu da belirten Ardıç, “Yeşil dönüşüm, büyük ölçüde KOBİ’lerin dönüşüme uyum sağlamasına ve süreci içselleştirmesine bağlı. Bu nedenle özellikle KOBİ’lerin yeşil finansmana erişiminin kolaylaştırılması, yeşil üretim koşullarına uyum için tüm süreçlerinde yapacakları yatırımlar ve AR-GE harcamalarının desteklenmesi gereklidir” değerlendirmesinde bulundu.
“KOBİ’lerimizin ikiz dönüşüme uyumlarının artırılması amacıyla teknik destek ve danışmanlık hizmeti vereceğiz”
Ankara Sanayi Odası olarak bu bilinçle sanayiciler için yoğun bir çaba içerisinde olduklarını söyleyen Ardıç, “Başkent sanayiinin ikiz dönüşümüne katkı sağlamak için oda olarak önemli bir adım attık. TÜBİTAK’ın Yeşil İnovasyon Teknoloji Programı’nda çözüm ortağı olarak yer aldık. Çözüm ortağı misyonumuzla KOBİ’lerimizin ikiz dönüşüme uyumlarının artırılması amacıyla teknik destek ve danışmanlık hizmeti vereceğiz. Ayrıca kalkınma ajansı ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ile büyük işletmelere yönelik ikiz dönüşüme ilişkin bir program da başlattık” şeklinde konuştu.
ASO’ya bağlı sektör temsilcilerinin katıldığı toplantı, Ardıç’ın konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti.