Alanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Eray Erdem yabancıya mülk satışları ile mülteci sorununun iyi ayırt edilmesi gerektiğine, ayrıca artan kira fiyatlarının sorumluluğunu da yabancıya mülk satışlarına bağlamanın büyük bir hata olduğunun altını çizdi.
ALTSO Başkanı Eray Erdem Suriye savaşı başladığı andan itibaren Antalya, Aydın, Muğla ve benzeri diğer sahil bölgelerinin mülteci ikametine kapatılmasının turizm bölgeleri açısından çok büyük bir kazanç olduğunu hatırlattı. Bu sayede Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi olan bu bölgelerde ciddi bir güvenlik sorununun da önüne geçildiğini kaydeden Erdem:" Hükümetimizin bu ileri görüşü sayesinde sahil yörelerinde bir mülteci sorunu yaşanmamış ancak ülkemizin belirli bölgelerinde büyük ölçüde olumsuzluklara neden olan mülteci sorununun çözümü için alınan kararlardan bölgemiz de maalesef çok olumsuz biçimde zarar görmüş ve görmeye devam etmektedir. Yani mülteci ikametine kapatılmasına rağmen bölgemiz mülteci politikalarının genel uygulamalar içine dahil edilmiş ve ikamet konusundaki kısıtlamalardan da nasibini fazlasıyla almıştır. Bu durumda gerek Rusya ve çevresindeki ülke vatandaşları, gerekse Avrupa ülkelerinden gelerek ülke ekonomisine önemli katkılar yapan yabancı ülke vatandaşları hızla bölgemizden ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu bilgiler ışığında biz de Alanya olarak ülkemize kaçak yollardan giriş yapanlar ve mülteci sınıfına giren kişiler konusunda devletimizin aldığı her kararın sonuna kadar yanındayız. Bölgemizin turizm kimliği sonuna kadar korunmalı ve hatta geliştirilmelidir" dedi.
48 bin 216 kişi yabancı uyruklu kişi ikamet izni almıştır
Eray, Yabancıya Mülk Satışı ile milli ekonomiye direkt 2,5 Milyar USD döviz kazandırıldığının unutulmaması gerektiğine dikkat çektiği açıklamasında bu rakamın Alanya’da yaptıkları insani, ve sosyal harcamalarla beraber dolaylı olarak 2 katına çıkabildiğini kaydetti. Erdem şöyle devam etti: "Yine 2022 yılı itibariyle Alanya’mızda 123 ülkeden 48,216 yabancı uyruklu ikamet izni almıştır. Bu satışların içinde kesinlikle göçmen bulunmamaktadır. Mülk alan yabancıların tatil dönemleri, olarak bilinen 4 periyot için de Alanya’yı tercih etmeleri ve ayrıca bu dönemlerin ağırlıklı olarak yaz dönemi dışında olması 12 Ay turizm çalışmalarının desteklenmesi açısından önemlidir. Ayrıca bu konutlar genel olarak yabancı uyrukluların talebine uygun olarak 1+1 şeklinde 30-60 metre karelik stüdyo tipi konutlardır. Yerli halkın büyük bir çoğunluğunun tercih etmeyeceği konutlardır. Bu nedenle bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi ev fiyatlarının artışında bu konutların önemli bir etkisi olması da mümkün değildir".
Yaşanan bu kriz diğer tüm sektörleri de olumsuz biçimde etkiledi
ALTSO Başkanı Eray Erdem , Memur yaşamının zorlaşmasının, alt ve orta gelir gurubunun maddi sıkıntı içinde olma sebebinin yabancıya mülk satışları olarak değerlendirilmesinin de bu açıdan doğru olmadığını söyledi. Diğer yandan ülkede yaşanan enflasyon ve buna bağlı fiyatlar artarken, bu durumu fırsata çevirerek kiraları fahiş miktarda arttıran bir kesimin de olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Erdem şöyle dedi:" Bölgemiz ve dolayısıyla ülkemiz ekonomisine çok büyük katkılar sağlayan inşaat ve emlak sektörleri ile ilgili ticaret durma noktasına gelirken, yaşanan bu kriz diğer tüm sektörleri de olumsuz biçimde etkilemiş ve bu etkiler gittikçe derinleşmeye başlamıştır. Bu manada yabancıya mülk satışlarında yaşanan durgunluk sadece emlak ve inşaat sektörünün değil gıda satıcısından, tekstil, otomotiv, beyaz eşya ve mobilya gibi diğer tüm sektörlerini de derinden sarstığı gerçeğinin altını önemle çizmek isteriz’’.
Yabancı ülke vatandaşı ile uyum, dostluk ve kardeşlik ilişkileri
Son olarak yabancı vatandaşlar hakkında konuşan Erdem ‘’Bunun da ötesi bir dünya kenti vizyonu ile tanıtımlarını sürdüren Antalya ve Alanya’da binlerce yabancı ülke vatandaşı ile uyum, dostluk ve kardeşlik ilişkileri içerisinde onlarca yıldır beraber yaşadığımızın da unutulmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu birlik ve beraberliğimizin en etkili fuarlardan bile çok daha fazla tanıtıma katkı yaptığı gerçeğini de unutmamamız gerektiğini önemle vurgulamakta yarar olduğunu düşünüyoruz. Şehrimizde mutlu bir yaşam süren ve yaşam alanı olarak bölgemizi tercih eden her bir yabacı uyrukluyu fahri bir tanıtım elçisi olarak görüyoruz. Yaptığı ekonomik katkıların yanı sıra bölgemizin sosyal yaşamına da büyük katkısı olan bu gerçeğin göz ardı edilmemesi gerektiği ortadadır. Sonuç olarak temennimiz, durma noktasına gelen ve büyük krizlere ve iflaslara yol açacak bu soruna daha fazla olumsuz etki yapacak yorum ve düşüncelerden bu bilgiler ışığında kaçınılmasıdır" ifadesine yer verdi.