Sevgili okurlar,
Türkiye gündemini sarsması gereken olaylara karşı, bu kayıtsızlığı anlamak mümkün değil?
Bakınız, Sakarya’nın Akyazı İlçesi Kuzuluk beldesine, bir tarikat ehli geliyor, oraya yerleşiyor, müritleri ile buluşuyor, “Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyet’i” yasalarına aykırı faaliyetlerde bulunuyor ve bütün bunlara göz yumuluyor!?
“Sonra ne oluyor “ diyeceksiniz?
İşte olanları, basından bütün çıplaklığı ile okumadık mı?
Bu nasıl dergah şeyhidir ki, müridinin körpe evladını öpüyor, kokluyor ve istismarda bulunuyor!?
Allah bunları ıslah etsin?
Evet, adı basında yer aldı!..

CEZASI ONANDI..
Şu sırıtarak, yaptığı fiillere bahaneler uyduran ve kendisini serbest bırakacak yasa beklentisi içinde olan, şarlatan Eyüp Fatih Sağban’a verilen ceza onandı..
Vicdanlar ikna oldu mu?
Tahliyesini isteyecek kadar cüretkâr olan ve dini kılıf içinde saltanat süren ve insanımızı “cennet-cehennem” bağlamında korkutan ve bu korkular ardında, insanımızdan istifa etmeye, onları sömürmeye çalışan bir yaratık bu!?
Bunlardan, 20 Yılda çok boy endam gösterisinde bulunan olmadı mı?
Bunların sayısındaki artış gerçekten manidardır!?
Sakarya, bu bağlamda İran’ın Kum kentindeki dini cemaatleri, oluşumları bile geride bıraktı!..
“Din” adına yola çıktığınızda,” insanımızda akan sular “duruluyor..
“Sevgi, saygı, inanç” tamam da?
“İçimizdeki, yanı başımızdaki yılanların, çıyanların” farkında olmamak ta nedir?
Hele de, dilinde yalnızca “ Allah, Peygamber, Kuran” olanlara bu kadar taviz nedendir?
Maalesef, gelinen durumun özeti bu!
Her biri, bir köyü, bir mahalleyi, bir sokak başını, bir camiyi mesken tutmuş!?
Daha ne kadar bu “Allah ile, Kur’an ile Peygamber ile aldatanlara tahammül” edeceğiz?

SORSAN ZİKİRDELER?
Sorsan,” zikirdeler, Allah adını anıyor, Kuran okuyorlar, bütün bunları İslam dini” adına yapıyorlar?
Aslında bu konu, sevgili meslektaşım Erol Afşar’ın alanına giriyor ama, bizlerde gördüklerimizi, bildiklerimizi, gelişmeleri paylaşarak, insanımızı aydınlatmamız gerekmez mi?
Hele, bu 20 Yıl içinde,” cami yönetimleri, tarikatlar, dernekler Diyanet İşleri Başkanlığı..”, bir siyasi partinin sanki emrinde çalışmalar yapmaya, kendilerini adamışlar gibi?
“Fetvalar, siyasi beceriksizliklere” kılıf açıklamalar, “sabır ediniz, azla yetininiz, tek, tek satın alınız..” çıkışları yanında, “yandaşlıkları, biat ediniz, sesinizi çıkarmayınız, devletin yanında olunuz, lidere söz söylemeyiniz ve fakirliği kutsallaştırıcı” açıklamalar?
Daha neler, neler?
Gidiyoruz Katar’a!
Oluyoruz Madara!
Ne oluyoruz kuzum?

20 YIL YETMEDİ Mİ?
Bu Millet kalubeladan beri devletinin yanında değil mi ki?
İlla da bizden, devleti yönetmekle görevlendirdiğimiz siyasi oluşumu da mı, desteklememiz bekleniyor?
20 Yıl yetmedi mi?
Şimdi,” Çin işkencesine mi” sabır edeceğiz?
“Yalanları, talanları, soygunu, vurgunu, ihtişamı, lüks yaşamı, bal tutan parmakların yalanmasını, ballı ihaleleri, şeffaf olmayan yol, köprü, tünel, şehir hastane yapımlarını” irdelemeyecek miyiz?
Sahi kaça yaptınız?
Kaç para, komisyon cebe indirildi?
Bilen var mı?
Geçmiş olsun!
Nu bulunmazmışsınız be?
Bu ülkenin dibine, daha “ne tür dinamitler” koyacaksınız?
“Parsel, parsel sattığınız şehirlerde”, şimdi farklı, başarılı yönetimleri görmezden mi geleceğiz?
Ülkenin zenginliklerinin satılması yetişmedi mi?
“Yağma Hasan’ın böreği” gibi her şeyi Katar’a satmak ne demek?
Yeter vallahi!
Bu milleti çileden çıkarmadan, gereğini yapınız!?
Vatandaş, sandık başında size, ya güven versin, ya da ardınızdan teneke çalsın!?

DECCALİ Mİ, İNSANLIĞI MI ÖLDÜRDÜ?
Ülkenin en gözde turizm beldesinden gelen acı haber bile, vicdanlarınızı sızlatmasıydı, söylenecek ne kaldı ki?
“Dindar ve kindar” nesil diye yola çıktığınız o günden beri, anlayışınız meyvelerini vermeye başladı!..
Benim ülkemde, artık insanlar “Deccali öldürdüm” diyerek, yurt arkadaşının başını kesebiliyorsa, bu sözün bittiği nokta değimlidir?

Erenköy Cemaati ile bağlantılı olduğu öne sürülen Antalya'daki ALİMDER'e ait yurtta, aşçı olarak çalışan İhsan Güney, üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul'u katledip "Deccal'i vurdum" diyerek, ülkede skandal ve bir başka korku ve endişe yaratmadı mı?
Ardından yapılan şu açıklamalara bakar mısınız?
Hemen korumacı anlayış ile iktidar sahipleri hemen harekete geçtiler?..
Bunların utanmaları da kalmadı?
İşte zihniyet belli, istenilen durum bu!
Birde savunmalar, açıklamalar, psikolojik mazeretler, menfur bir cinayetin üzerine örtmeler!?

Psikolojik sorunlu birinin, orada ne işi var Allah aşkına?
Vah ki, ne vah?!
Nereden nereye geldik, bilen var mı?
“Siyaset adına, iktidar da kalma adına, verilen tavizlerin neye mal olduğunu” şimdi daha iyi anlayabildik mi?

PAPAZLAR BİZİ BİR KEZ KANDIRDI?
Sevgili dostlar,
Belçikalı bir dostuma,” Kiliseler neden boş, hepsi müze konumunda” diye bir soru yönelttim?..
Döndü,” Papazlar bizi bir kez kandırdı, bu durum bizlere pahalıya mal oldu!. Artık bizi bir daha kandıramazlar” diyerek, arkasına bakmadan gitti.
Ülkemizde, bir kesim güruhun başvurduğu, “Din, iman, Allah, Kur’an, Cennet, Cehennem, günah, haram” kavramlarını, bu bilgi çağında iyi inceleyerek, öğrenemezsek, başımıza daha çok belalar geleceği muhakkaktır!..
“Allah’ın adı ile oku” emrini, tersten anlayan, “İlim Çin’de de olsa git al” anlayışını, bilememezlikten gelenlerin, bu ülkeye ne hizmeti olabilir ki?
Birileri şu “Cehennemi” ümmet adına, halifelik adına, biat adına, Katar, BEA adına satın alsa da, milletimizi kurtarsalar, ne iyi olacak?
Neredesin Cübbeli Ahmet!?
“Yanmaz kefenden” başka, “Cehennem için bir ihalen” söz konusu değil mi?
Yüce Mevla’m, bunların şer’inden bizleri korusun!
Yusuf Cinal yazıyor, 10 Aralık 2021 Brüksel