Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, coğrafi işaretli ürünlerin sadece birer gıda maddesi veya el emeği ürünler olmadıklarını belirterek, bu ürünlerin aynı zamanda bir kültürün ve tarihin günümüze yansıması olduğunu ifade etti.

GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde gerçekleştirilen “GastroAntep Kültür Yolu Festivali” kapsamında düzenlenen ‘Gaziantep’in coğrafi işaretlerinin yerel üreticiler, bölge ekonomisi ve kültürü üzerindeki katkıları” konulu panele konuşmacı olarak katıldı.

Moderatörlüğünü Ekonomi Gazetesi Yazarı Faruk Şüyün’ün yaptığı panelde, GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, YÜCİTA Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ve Metro Türkiye Kategori Müdürü Birol Ulaşan, coğrafi işaretli ürünlerin yerel ekonomilere katkıları hakkında değerlendirmelerde bulundular.

Gaziantep’in coğrafi işaretli ürün sayısında Türkiye’de ve dünyada ilk sırada yer aldığını kaydeden GTB Başkanı Akıncı, kentin 106 tescilli ürünle bu alanda rol model oluşturduğunu ifade etti.

Türkiye’nin Gastronomi dalında UNESCO şehirler ağına girme başarısı gösteren ilk şehrin Gaziantep olduğunu hatırlatan Akıncı, kentin bu anlamdan çok zengin ve köklü bir mirasa ev sahipliği yaptığını söyledi.

Borsa olarak yaklaşık 10 yıldır sürdürdükleri çalışmalar kapsamında Gaziantep adına 24 ürünü coğrafi işaretle taçlandırdıklarını vurgulayan Akıncı, bunun yanı sıra Gaziantep’in 5 ürünü için Avrupa Birliği (AB) tesciline, 2 ürünü içinde Türk Patent ve Marka Kurumuna resmi başvuruda bulunduklarını dile getirdi.

“Coğrafi işaret ürünün kimliğini oluşturur”

Coğrafi işaretli ürünlerin her şeyden önce yerel üreticiler için bir kimlik ve prestij kaynağı oluşturduğuna dikkat çeken Akıncı, “Coğrafi işaretle tescillenmiş bir ürün, tüketiciler için yüksek kalite ve özgünlük garantisi sunmaktadır. Bu durum ürünlerin değerini artırarak üreticisine ekonomik avantajlar sağlamakta” dedi.

“Gastronomi turizmi ve bölgeye etkisi”

Coğrafi işaretli ürünlerin bölge ekonomisi üzerindeki etkilerine de değinen Akıncı, “Bildiğiniz üzere coğrafi işaretli ürünler hem yerel hem de uluslararası pazarlarda büyük bir talep görmekte. Bu durum her şeyden önce geleneksel mutfağımızın da etkisiyle bölgeye daha fazla turist gelmesine katkı sunmakta Gastronomi turizmi açısından coğrafi işaretli ürünlerimizin tanıtımı ve denetimi noktasında maalesef çok istediğimiz noktada değiliz. Bu konuda atmamız gereken çok fazla adım var. Ama ben şuna inanıyorum, sadece tescillemeyle kalmayıp marka değeri kazandırdığımız her bir ürün Gaziantep ve bölge ekonomisi için artı bir kazanç sağlayacaktır. Kültür turizmi ile Gastronomi turizminin harmanlanmasını sağlayacak güçlü bir entegrasyon bölge ekonomisinin gelişimine pozitif katkı sunacaktır" şeklinde konuştu.

“Kültürel miras”

Coğrafi işaretli ürünleri sadece ekonomik bir değer olarak değil aynı zamanda kültürel bir miras olarak gördüklerini belirten Akıncı,” Bu ürünler var oldukları bölgenin kadim geçmişini yaşatmakta. Tarihin derinliklerinden gelen bu köklü mirasları mutlaka gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Birçok ürünümüzde yüzyıllardır süregelen geleneksel üretim metotlarını korumanın ve geleceğe taşımanın tek yolu coğrafi işaretlerden geçmekte. Bu durum kültürel kimliğimizi güçlendirmemize ve toplumsal hafızamızı canlı tutmamıza katkı sağlayacaktır. Coğrafi işaretli ürünler, sadece birer gıda maddesi ve el emeği ürünler değil, aynı zamanda bir kültürün ve tarihîn günümüze de yansımasıdır. Bu ürünlerin coğrafi işaretlerle korunması, Gaziantep’in kültürel zenginliğini yüceltmekte ve bölgenin uluslararası alanda tanınmasına katkı sunmakta” diye konuştu.

Akıncı, panelde ayrıca kaynağını tarımdan alan coğrafi işaretli ürünler hakkında da gelen soruları yanıtladı.

Kaynak: iha