Gaziantep’te 58 yıldır ahşapla uğraşan 64 yaşındaki Erol Kendirci, ilerlemiş yaşına rağmen çalıştığı atölyesinde kendisini zinde tutmakla birlikte hem huzur buluyor hem de mesleğini icra ediyor.

Gaziantep’te yaşayan Erol Kendirci, 6 yaşında babasının yanında çırak olarak başladığı mesleğini 58 yıldır severek sürdürüyor. Erol Kendirci, bin bir emek ve zahmetle ağaçları milim milim oyarak ürüne dönüştürüyor. Şahinbey ilçesinin İsmetpaşa Mahallesi’ndeki atölyesinde yıllardır ahşap ile hemhal olan Kendirci, 58 yıldır severek çalıştığı atölyesinde birbirinden farklı ahşap ürünler hazırlıyor.

Ahşaba şekil vererek tahta, sepet, sandalye, beşik ve süs eşyaları yapıyor

Kendirci, çağın ihtiyaçlarına ayak uydurarak ekmek ve sebze tahtası, sepet, sandalye, beşik ve süs eşyaları gibi onlarca ahşap ürün hazırlarken ahşabın ve çamın kokusunun kendisine huzur verdiğini de ifade etti. Kendirci, her gün sabah erkenden tezgahın başına geçerek hem mesleğini icra ediyor hem de ailesinin geçimini sağlıyor. İş yerinde babasından kalma doğrama ve oyma makinelerinin çarklarını her gün döndüren Kendirci, el işçiliğiyle yaptığı ürünleri yıllardır birlikte çalıştığı müşterilerine satıyor.

“Mesleğe 6 yaşında babamın yanında başladım”

Babasının eski ustalardan olduğunu ve kendisinin de baba mesleğinden esinlenerek çocukluğundan itibaren ahşap işine ilgi duyduğunu söyleyen Kendirci, 6 yaşından bu yana ahşap üzerine çalıştığını ifade etti. Gaziantep’te ahşapların sayıları bir elin parmağını geçmeyen usta ellerde şekillendiğini ifade eden Kendirci, “64 yaşındayım, 6 yaşında babamın yanında bu mesleğe başladım. Öğleye kadar okula gittim, öğleden sonra da babamın yanına geliyordum. Askerlikten sonra da mesleğe devam ettim. Baba mesleği olduğu için mesleğimi severek yaptım. Halen de mesleğime devam ediyorum. Yıllardır mesleğimi severek yaptım. Çünkü başka bir mesleğim yok. Çocukluğumdan beri bu mesleği yaptığım için bu mesleğe devam ettim. 6 yaşından beri ben bu mesleğin içerisindeyim” dedi.

“Mesleği yapabilecek kimse yetişmiyor”

Kendirci, sebze doğramak ve yufka yapmak için tahta başta olmak üzere merdane, baklava ustaları için oklava ve kafe ile restoranlarda kullanılan ahşap sedir, çekiç ve bıçak sapı gibi ahşaptan her türlü ürünü yaptığını bildirdi. Birçok meslekte ustaların yetiştirecek çırak bulamadığını belirten Kendirci, “Eğitim sistemi nedeniyle çırak yetişmiyor. İlkokulu veya ortaokula kadar okula giderdik. Daha sonra kapasitesi olan, okuyabilen okurdu. Kapasitesi olmayan bir iş yerine konulur, çalışır ve meslek öğrenirdi. Mesleği de kendisi için bir altın bilezik olurdu. Maalesef şu an ise 19 yaşına kadar çocuk okuyor. 19 yaşından sonra bir meslek yok ve bir meslek olmadığı için sıkıntılar yaşanıyor. Eğitim sisteminin değişmesi gerekiyor. Meslekleri öğrenmek için çırak gelmiyor. Biz de zaten son nesiliz. Bu meslekte Gaziantep’te 5-10 kişi kaldık veya kalmadık. Bu mesleği yapan son ustalarız. Bizden sonra bu mesleği yapabilecek kimse yetişmiyor” şeklinde konuştu.

“Alın teri ile kazanılan helal para her şeyden önemli ve değerlidir”

Helal kazanç, el emeği, göz nuru ve alın terinin önemine değinen Kendirci, “Alın teriyle kazanmak bir başkadır. Alın teri ile kazanılan helal para her şeyden önemli ve değerlidir. Evde çayımı yudumlayınca yorgunluğum gidiyor. Bu yaşta çalışıyoruz ve idare etmeye çalışıyoruz. Yaşımıza göre zor oluyor ama yapacak bir şey yok. Geçimini sağladığımız bir evimiz var, çalışmak zorundayız. Alın teri, emek ve öz güven olursa yaş kaç olursa olsun insanın kendisine özgüveni olacak. Kişinin kendisine güveni, saygısı olursa bir insan yıkılmaz” diye konuştu.

Kaynak: iha