Son haftalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapmış olduğu çıkışlarla birlikte Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin yeniden geliştirilmesi gündeme geldi. 10 yılı aşan bir süredir iki ülke arasında devam eden sorunların çözümü adına atılan bu ciddi adıma ABD ve İsrail ne tepki verecek?Oğuzhan Osman BİLGİN / HERKES DUYSUN 

BURSA (İGFA) - Türkiye ve Suriye arasında ilişkilerin rayına oturtulması için Cumhurbaşkanı Erdoğan son haftalarda önemli açıklamalara imza atıyor. Esad'a doğrudan çağrı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki ülke arasında ilişkiye beyaz bir sayfa açmak istediği biliniyor. Suriye tarafı bu konu hakkında temkinli açıklamalar yapsa da iki ülkenin önümüzdeki dönemde daha yakın bir temas haline geçeceği öngörülüyor. 

Suriye'nin kuzeyindeki YPG/PYD varlığı da doğal olarak akıllara İsrail ve ABD'nin bu yakınlaşmaya ne tepki vereceğini getiriyor. ABD, henüz iki ülkenin ciddi bir adım atmamasına rağmen bu yakınlaşmayı doğru bulmadığını ifade etti. Türkiye ve Suriye ilişkilerinin yeniden tesis edilmesi adına daha sağlam adımlar atılması halinde ABD ve İsrail ikilisinin bu girişime vereceği olası tepkileri Dış Politika Uzmanı Dr. Barış Adıbelli Herkes Duysun için yorumladı.

“ABD VE İSRAİL BÖLÜNMÜŞ BİR SURİYE İSTİYOR”

ABD ve İsrail'in geçmişten bugüne bölgede güçlü bir Suriye istemediğinin altını çizen Dr. Barış Adıbelli, “ABD ve İsrail bölgede her zaman küçük, parçalara ayrılmış güçsüz bir Suriye istiyordu. İsrail'in Suriye'de görünmeyen bir aktör olduğunu yıllardan beri dile getiriyorum. İsrail henüz 7 Ekim saldırıları olmadan önce Suriye'de operasyonlara başlamıştı. İsrail'in çatışmaları Suriye topraklarına çekmek istediği bilinen bir gerçek.” dedi.

“PYD/YPG İSRAİL VE ABD'NİN KARA GÜCÜ HALİNE GELDİ”

Suriye'deki YPG/PYD varlığının bölgede İsrail ve ABD'nin kara gücü anlamı taşdığını ifade eden Dr. Barış Adıbelli, “İsrail, Suriye ile olası bir çatışma halinde bölgeye asker kaydıramaz. Elinde sınırlı sayıda askeri gücü bulunuyor. Bu nedenle bölgedeki YPG/PYD varlığı İsrail ve ABD için önemli bir güç haline geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açıklamada ABD ve özellikle İran'ın bu yakınlaşmadan rahatsız olduğunun altını çizmesi önemli bir nokta. İran'ın attığı adımlardan Rusya'nın da rahatsız olduğu biliniyor. İran, İsrail ile Suriye üzerinden vekalet savaşı yürütüyor ve bu durum da İsrail'in dikkatini Suriye'ye çekiyor. Bu konudan Rusya da ciddi rahatsızlık duyuyor.” ifadelerini kullandı.

“ESAD İLE KUCAKLAŞMAK BELKİ DE EN KOLAY BAŞLIK”

Suriye'nin bölünmesine dair ortada bir plan olduğunu ve bunun yakında Esad'a sunulucağına dair iddiaların olduğunu ifade eden Dr. Barış Adıbelli, “Bu plana göre Fırat'ın doğusunun ABD kontrolündeki YPG/PYD güçlerine bırakılması söz konusu. ABD öncülüğündeki bu plana Esad'ın da olumlu baktığı iddia ediliyor. Rusya'nın da bu plana sıcak çıktığı iddia ediliyor. Suriye'deki muhalefetle Esad arasındaki ‘kan davasını’ atlamamak gerekiyor. Muhaliflerin neden muhalif olduğunu unutmamak gerekiyor. 2011 olayları öncesinde de Suriye'deki Sünni ağırlıktaki grupların Esad rejimi ile ciddi problemleri vardı. Suriye'de en kolay mesele Esad ile ilişkileri onarmak. Ancak sahada bunu gerçekliğe yansıtmak, muhalifleri bu barışa ikna etmek ise en zoru. Eğer barış içerisinde bu coğrafyada yaşama iradesini ortaya koyamazsak şu anda meseleler çözülse bile bu iş ilerde bir iç savaşa tekrar evrilebilir.” şeklinde konuştu.

ESAD BU NOKTADAN SONRA TÜRKİYE'NİN TEKRAR "DOSTU" OLABİLİR Mİ?

Olası bir barış halinde önemli bir sorunun daha olduğunu ifade eden Dr Barış Adıbelli, Esad'ın bir barış halinde Türkiye'yi gerçek bir dost ya da müttefik olarak görüp görmeyeceğine dair şu ifadeleri kullandı:

“İlişkilerin yeniden onarıldığı bir senaryoda Esad gerçek bir dost mu olacak yoksa kuzu postu giymiş bir kurt olmayacak devam mı edecek? Esad'ın barış olması halinde intikam arayan bir kimliğe mi bürüneceği yoksa Türkiye ile ilişkilerin ciddiyetini kavramış bir lider mi olacağı çok önemli bir konu. Ancak yıllardan beri yaşanan kriz ve acı tecrübeler ışığında Esad'ın Türkiye'nin gerçek bir dostu olacağını düşünmek oldukça zor. Esad ile ilişkileri yeniden kurarken devletimizin dikkatli ve hassas davranması gerektiğini tekrar hatırlatmış olalım.” 

Kaynak: igf