Erzincan’da eşine destek olmak için 43 yıl önce öğrendiği dikim işiyle 4 çocuğunu okutup meslek sahibi yapan Arife Çelik, 8 ay önce Karabük’e yerleşerek özel olarak diktiği elbiseleri açtığı mağazada satıyor.
Çocuk yaşlarda dikim işiyle tanışan Arife Çelik (53) evlendikten sonra eşine destek olmak için Erzincan’daki evinin bodrum katını atölyeye çevirdi. Eski elbiseleri dikerek kendini geliştiren Çelik, ev ekonomisine katkı sağlarken 4 çocuğunu okutup meslek sahibi olmalarını sağladı. 5 yıl önce eşini kaybeden Çelik, 8 ay önce Karabük’te görev yapan kızının yanına yerleşti. Burada da boş durmayı sevmeyen Çelik, kızının desteğiyle açtığı mağazada özel olarak diktiği elbiseleri satıyor.
“Anne olduktan sonra yüküm ağırlaştı”
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan Arife Çelik, “İlkokul mezunuydum, ortaokulu dışarıdan bitirdim. 16 yaşında evlendim. 17 yaşında anne oldum. Anne olduktan sonra yüküm ağırlaştı tabii ki. Eşim memurdu. Belli bir zaman memur maaşlarını alamadılar. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Dikim işini küçüklükten itibaren zaten biliyordum. 9 yaşındayken ben makinenin başına oturmuştum. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bir çeyizim de alınan bir makinem vardı. Onunla başladım. Eskilerden pantolonları küçülttüm, çocuklara bir şeyler diktim ve dikişimi geliştirdim. Sonra dışarı dikmeye başladım. Tabii ki diktiklerim beğenilince” dedi.
Yaptığı iş sayesinde çocuklarını okuttuklarını belirten Çelik, bir mağaza açmak hayali olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Çünkü sürekli evde çalışmıştım. Böyle bir yer açmakta hayalimdi. Şükürler olsun. Kızım destek oldu bana. Büyük bir destek oldu. Halen de destek oluyor. Onun sayesinde böyle bir yer açtım. Bunları gördüğünüz her şey bizim kendi el emeğimiz. Benim burada şu an hazır tek bir tane ürünüm yok. Buraya taşınalı 8 ay oldu. 8 ayda da böyle bir yer açmak ve bütün ürünleri kendim dikip sergilemek gerçekten beni onurlandırıyor, gururlandırıyor.”
Yıllar önce dikim işine başlarken evinin bodrum katını atölyeye çevirdiğini anlatan Çelik, “Bodrum katını atölyeye çevirdim. Çünkü eşim dışarıda çalışmama müsaade etmiyordu. Biraz tutucuydu. Sabah saat 08.00’den gece yarılarına kadar orada çalışıyordum. Makinelerin hepsini alabilmek için de tek bir makineyle başladım. Bir tane çeyizimde makinem vardı. Onunla çalıştım. İşte ikinci makinemi aldım. Sonradan üçüncü makinemi aldım. Sonradan makinelerimin hepsini yeniledim, sanayiye çevirdim” diye konuştu.
Çelik, “Çocuklarımın hepsi ekmeklerini buldular. Şimdi bana ‘Anne artık çalışma. Biz hani neye ihtiyacın varsa karşılarız’ diyorlar ama ben makinelerin yağ kokusunu almazsam hasta olurum diyorum. Yani ben bir şeylerle uğraşmam gerekiyor. Elimden gelen şeyleri sergilemek bir beceri olaraktan sunmak hoşuma gidiyor. Çalışıp kazanmayı seviyorum” ifadelerini kullandı.