15 Temmuz gecesi eşinin hafriyat kamyonuyla halkı Taksim’e taşıyan Şerife Boz, “Tekbirlerle, çoluğumu çocuğumu alarak Taksim’e gittim. Eğer ben gitmeseydim vatanıma hainlik etmiş olurdum. Vatan sevgisi imandandır. O hainlerle herkes bedenleriyle savaştı. Bende oradaydım ve hiç ölüm aklıma gelmedi, korkmadım” dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz 2016 gecesinde düzenlenen darbe girişimi esnasında 250 kişi şehit olurken yüzlerce vatandaş da yaralanarak gazi olmuştu. Hain darbe girişimi sırasında Şerife Boz, hafriyat kamyonuyla Taksim’e insan taşıdı. Vatandaşlarla seyir halindeyken çekilen görüntüsüyle Türkiye’nin gündemine oturan Şerife Boz, o geceyi yeniden yaşayarak İhlas Haber Ajansı’na anlattı.

“Hiç ölüm aklımıza gelmedi, korkmadım”

15 Temmuz gecesinde vatanını seven herkesin sokağa çıktığını ve bir daha olsa bir daha gideceğini dile getiren Şerife Boz, “Çok heyecanlandım ve tekbirlerle aşağıya indim. O gece çocuklarım ile yürüyerek gittik. Ondan sonra geri döndük. Bir sonraki sabah kamyonu aldık götürdük. Kamyonu götürürken tekbirler getirdik. Kamyon ile hafriyat hiç çekmemiştim. Fakat o gece Rabbimin bir takdiriydi. Tekbirlerle, çoluğumu çocuğumu alarak Taksim’e gittim. ‘Vatan sevgisi imandandır’ diyorum. 7’den 70’e vatanını milletini seven herkes oraya gitti. Bir daha olsa bir daha giderdim. Çünkü vatan bizim evimiz. Bu vatan olmasa nerede yaşayacağız. Ne güzel özgürce yaşıyoruz. O heyecanla tekbirler ile oraya gittik. Yanımda oğlum, torunlarım, karşı komşum vardı. Aklıma hiçbir şey gelmedi. Herkes bana bu bayrak ve vatan için oraya gittim diye ‘Allah razı olsun’ dedi. Eğer ben koşup gitmeseydim vatanıma hainlik etmiş olurdum. Allah razı olsun herkes yanıma gelip beni tebrik ediyor. Biz vatan için canını verebilecek insanız. Bedenleriyle savaştı herkes o hainlerle. Bende oradaydım ve hiç ölüm aklımıza gelmedi, korkmadım” ifadelerini kullandı.

“Eşim kamyon kullanmasını bilmiyor, kullanacağı hiç aklıma gelmedi”

Eşinin kamyon kullanacağının hiç aklına gelmediğini söyleyen Şenol Boz, “O gün eşim bana seslendi. ‘Köprüde kalabalık var’ dedi. Bende cuma günlerinin kalabalık olduğunu söyledim. O ise başka bir şeyin olduğunu ifade edince kalkıp televizyona baktım. Tanklar köprüyü kesmişti, darbe olduğunu anladım. Eşime ben gidiyorum, sende çocukları, torunları topla al peşime gel dedim. Gece saat 03.00 -04.00’e kadar mücadele ettik. Benim çocuğum tanka ilk çıkanlardan biriydi. Sabah kadar mücadele ettik. Askerlerin gitmesini söyledik. ‘Asker kışlaya’ dedik. İkinci günü ben işe gitmedim. Başka bir yerdeydim. Eşim kamyonla Taksim’e çıkalım dedi. Bende kalabalık olduğunu ve gidemeyeceğimizi söyledim. Eşim kamyon kullanmasını bilmiyor, kullanacağı hiç aklıma gelmedi. Sonra ben Taksim’e başka vasıta ile gittim. Bir baktım kamyonun üzerinde çocuklarım, torunlarımı, mahallenin insanını doldurmuş. Buradan Taksim’e kamyonu sürmüş. Yanlarına gittim. Arabanın kapısını açarken polis geldi, izin vermedi. Abla bize emanet dedi. Eşimi, Taksim’de kamyonla görünce bir anda heyecanlım. Belki oğlum getirmiştir diye düşündüm. Sonra bakınca kamyonun üzerinde oğlum, kızlarım, torunlarım bulunuyordu. Kapıyı açmaya gidince bir şey söyleyecektim polis, ‘abla bize emanet’ dedi” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha